İktisatçı Mahfi Eğilmez'den enflasyon vurgulu faiz mesajı: İndirim süreci için tarih verdi
Türkiye'de Merkez Bankası uzun süredir politika faizini yüzde 50'de sabit tutarken, faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağını merak konusu oluyor. Faiz indirimleri için en çok dikkate alınan gösterge ise aylık enflasyondaki gerileme. Birçok ekonomist, eylül ayında faiz indirimlerinin başlayabileceğini söylüyor. İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez de enflasyonun yüzde 40'ın altına gerilemesiyle faiz indirimi sürecinin başlaması gerektiğini ifade ediyor.
Merkez Bankası, mart ayından beri politika faizini yüzde 50 seviyesinde tutarken, faizlerin piyasada gevşemesine izin vermiyor. Banka sıklıkla likitideyi azaltıcı adımlar atarak müdahalelerde bulunuyor. Faiz indirimlerinin başlaması için enflasyon verisi dikkatle izleniyor. Enflasyon temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 3,23 artarken, yıllık yükseliş yüzde 61,78 oldu.
CNBC-e canlı yayınında Son Baskı programına katılan iktisatçı Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası'nın faiz indirimi sürecini değerlendirdi.
Eğilmez, ağustosta yıllık enflasyonun yüzde 51-52'lere gelebileceğini, eylülde biraz düşerek yüzde 48'lere gerileyebileceğini kaydetti.
Deneyimli iktisatçı şunları ifade etti: "Ondan sonra yüzde 43-44 civarı bir yerlerde bitiriyor olabiliriz. Tamamen bu baz etkisiyle gelen bir etki. Eylül verisi de ortaya çıktığında 40'lara gelmişsek faiz indirmeyi düşünmemiz lazım. Carry trade'den çok para ödüyoruz. Bir-iki puan faz indirilmesi gündeme gelebilir diye düşünüyorum."
Eğilmez, yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 38'den yüzde 42'ye çıkarılması gerektiğini belirtti.
Dünya borsaları neden düştü?
Eğilmez'in dünya piyasalarına dair yorumları ise şöyle: "Bir şoka doğru gittiğini seziyorduk ama bunun pazartesi olacağını beklemiyorduk. Japonya'nın kararı çok önemli. Piyasalarda ABD resesyonu korkusu var. ABD'nin büyümesinde düşüşler var, resesyon beklentisi var. Resesyon olursa çok ciddi etki yapacak. Avrupa kötü, Almanya resesyonda. Bütün bunların üzerine Japonya'nın faiz artışı gelince esas orada oldu. Japonya carry trade'in merkezi durumunda. Japonya'dan bedava faizle kredi alıp ciddi faiz kazandıracak yerlere yatıranlar var.
Japonya'nın çok uzun süredir yapmadığı bir şeyi etkili hale getiriyor havası oluşunca büyük darbe yarattı. Niye çabuk çözüldü? Dünya tuhaf bir şekilde bu tür olaylara alıştı, kanıksadı. Bu ilk bir şok oluyor, herkes elindekini satıyor. Ertesi gün 'O kadar da kötü olmayabilir' deyip devam ediyor. Bizde dolar biraz yerine oturuyor, borsa o düşüşü telafi etmeye yöneldi. Kripto paralarda telafi var. Bu kadar büyük düşüşlerde bir sürü insan için de alım fırsatı oluyor. Öyle bir tepki. Finansal piyasalar iyice esnek hale geldi. Çok çabuk şekil alabiliyor. Bugün onu yaşıyoruz. Arkadan bir şok daha gelirse onu atlatamayabilir."
Bireysel yatırımcılara uyarı
Böyle bir dönem bireysel yatırımcılar için tehlikeli bir dönem. Bence bireysel yatırımcıların böyle bir dönemde daha sabit getirili işlere, oynaklığı daha az olan enstrümanlara yönelmesinde yarar var. Kurumsal yatırımcıların daha rahat hareket edebileceği bir ortam.
(Türkiye'ye son 4 ayda carry trade'le 20 milyar dolardan fazla para girişi olması) Kurun sabitleşme eğilimine girip da faizin yüzde 45-50'lerde olduğunda TL'ye dönüyorlar, bu da bir nevi carry trade. 20 milyarın üzerine iki katı kadar da bunu koymak lazım. Merkez'in rezervindeki artış carry trade'le gelen paralar. Japonya'nın faizi artırıyor olması carry trade'ciler açısından maliyetleri yükseltiyor. Maliyet artıyor demek bu parayı yatırdığın yerdeki getiri ne durumda, ona bakmak lazım. Bizdeki getiri dolar faizi olarak yüzde 45 ise bu artış çok önemli değil. Öbür taraflarda getiri düşünce oralardan çıkıp buraya gelebilirler. Bu Türkiye'nin aleyhine olmayabilir. Japonya'nın artışı bizim lehimize bile olabilir."