İhracatçılar ‘tanıtım’ için yol ayrımında

İhracat tanıtım gruplarının kapatılmasının kolaylaştırılması kamu ve özel sektör arasında iplerin gerilmesine neden oldu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet FİLOĞLU - Kezban KARABOĞA

İhracatçılar ve Ekonomi Bakanlığı, tanıtım gruplarında karşı karşıya geldi. Tartışma yakın zamanda İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri (İKMİB) öncülüğünde kurulan Plastik Tanıtım Grubu’na sektörden gelen tepkiler üzerine başladı. Sektör temsilcileri ortada Türk plastiği, Alman plastiği diye bir kavram olmadığını dolayısıyla bu grubun tanıtacak bir şeyi olmadığını, gereksiz bir ek maliyet yarattığını savunuyor. Eleştiriler Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’den de destek buldu ve grubun kapatılmasına karar verildi. Ancak yöntem bazı sektörlerde rahatsızlık yarattı. Öte yandan plastik sektörü gibi tanıtım gruplarının maliyetinin sağladığı yarara değmeyeceğini düşünenler de bulunuyor. Bu gelişmeler özel sektör ve kamu arasında uzun süredir var olan bir gerilimi de gün yüzüne çıkardı. Mecburi üyeliğin olduğu kurumlarla kamu ilişkisi nasıl kurulmalı? Bu konuda yeni strateji belirlenmesi gerekiyor mu? Kaynak kanun yoluyla geliyorsa tek söz sahibi bakanlık mı olmalı?..

Ekonomi Bakanlığı’nın geçen salı günü Resmi Gazete’de yayımlanan Sektörel Tanıtım Gruplarının Kuruluşu ve Faaliyetlerine İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği, bakanlığa geniş yetkiler veriyor. Buna göre, bakanlıkça belirlenen dış ticaret politikalarına uyum sağlamadığı değerlendirilen veya faaliyet gösterdiği sektörlerde hedef pazarlara yönelik ihracata olumlu katkı yapmadığı tespit edilen tanıtım grupları bakanlıkça resen feshedilebilecek.

Bakanlık politikası her zaman doğru olmayabilir

İhracatçılar iki fesih gerekçesinin de ciddi yanlışlılara sebep olabileceğini belirtiyor. İlki “Bakanlıkça belirlenen dış ticaret politikalarına uyum” konusu. Ankara’da bürokratlarca belirlenen politikaların yanlış hatta bazı durumlarda politik sebeplerle yanlı olabileceği belirtiliyor. Ayrıca her sektörün kendine has dinamikleri ve devamlı değişen pazar koşulları bulunuyor. Dolayısıyla her tanıtım grubunun işadamlarından oluşan yönetim kurullarıyla kendi politikalarını belirleme hakkına sahip olması kritik önem taşıyor.

Bakanlık ve sektör farklı pazarları hedefleyebilir

İhracat için belirlenen hedef pazarlar farklı sektörlerde uzun süredir tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Bu konuda en çarpıcı örnek makine sektöründe yaşandı. Bakanlık sektör temsilcilerini Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yönlendirmeye çalışırken, başta Makine Tanıtım Grubu olmak üzere sanayiciler bu politikaya direndi. Sektör asıl pazarı olarak nitelediğini Almanya’ya yönelik düzenlediği çalışmaları devam ettirdi. Yeni tebliğe göre bu tanıtım grubunun kapanma gerekçesi. Bundan sonra bu tarz gelişmelerde nasıl bir yol izleneceği merak konusu.

“Bakanlık kendi bakış açısının uygulanmasını istiyor”

Makine Tanıtım Grubu Başkanı Adnan Dalgakıran, yayınlanan tebliği; “Bakanlık kendi bakış açısının uygulanmasını istiyor. Birlikleri yönetenler ya da sektör farklı bir düşünceye sahip olsa da bakanlığın öngördüğü strateji uygulanmak zorunda kalınıyor” şeklinde yorumladı. İhracatçı birliklerinin genel kurulları olduğunu ve yönetimlerin sektörün seçimiyle iş başına geldiğini hatırlatan Dalgakıran “Ancak birlikler uygulamada bakanlığa bağlı. Birliklere üye olan şirketlere kanun yoluyla aidat ödüyor. Yani ne tam STK ne tam kamu kuruluşu. Sorun da bu karmaşık yapıdan kaynaklanıyor. Bakanlık, ‘Kaynağın benim kanunum sayesinde geliyor. Sen çok meraklıysan STK kur. İstediğin gibi çalış’ diyor. Ancak STK’ların ciddi kaynak sıkıntısı yaşadığını da görüyoruz” dedi.

Tüm yetkiyi bakanlığın devralması, hesap verme konusunda da karmaşa yaratıyor. Adnan Dalgakıran, bakanlığın belirlediği bir politikayı seçilmiş yönetim kurulların uyguladığı durumlarda, ortaya çıkacak sonuçların sorumluluğunu yönetimin almayabileceğini belirtti. Dalgakıran’a göre birlik ya da tanıtım grubu yönetimi ‘Sen böyle dedin, ben böyle yaptım’ diyebilir. Bu yapı da bir karmaşa doğuruyor.

Makineciler Almanya’da ısrar etti

Hedef ülke karmaşasının en net olarak yaşandığı sektör makine oldu. Dalgakıran, bu süreci şöyle anlattı: “Makineci olarak benim hedefim Almanya’dır. Almanya’ya ihracatımı artırırsam her yere artırabilirim. Bizim şikayetimiz düşük katma değerli ürün yapmak. Almanya’ya ihracat yapmak bizim firmalarımızı geliştirir. Bakanlığın hedeflediği ülkelerde düşük kaliteli ürünlerle rekabet edeceğim. Ayrıca sorun sadece hedef ülke de değil Türkiye’ye yapılacak tanıtım da benim için önemli. Çünkü ben 15 milyarlık ihracata karşılık 30 milyar dolarlık ithalat yapıyorum. Üstelik bu ithalatı yapılan ürünlerin %70’i Türkiye’de üretilebilen ürünler. Kendi içinde güçlü olamayan bir sektörün dışarıda da başarılı olması mümkün değil. Bunun için kısıtlı bir bütçe ayırabiliyoruz. Her sektör için farklı strateji geliştirilmeli.”

“Artık yönetimde yer almayacağım”

Dalgakıran, tanıtım gruplarında gün yüzüne çıkan tartışmanın aslında çok daha genel bir sorunun olduğunun altını çizdi. Bütün organizasyonun yenilenmesi gerektiğini ifade eden Dalgakıran “Mecburi üyeliğin olduğu kurumlarla, kamu ilişkisi konusunda yeni strateji belirlenmeli. Bu sadece ihracatçı birlikleri açısından değil TOBB gibi diğer kurumlar açısından da geçerli. Sektörler kendi gelecekleri ve stratejilerini kendileri belirlemeli" dedi.

Adnan Dalgakıran: Durumumuz Nasrettin Hoca fıkrası gibi

Dalgakıran, bakanlığın da haklı olduğu konular olduğunu ifade ederek, bazı grupların strateji belirleme ve hamle yapma konusunda eksiklikleri olduğunu, bazı grupların varlığına dahi ihtiyaç olmadığını söyledi. Adnan Dalgakıran, tanıtım grupları konusu Nasrettin Hoca fıkrasıyla anlattı. “Nasrettin Hoca, kadılık yaparken art arda gelen iki hasmın birbirleriyle ilgili suçlamalarını dinlemiş. İkisini de çok haklısın diyerek göndermiş. Sonra da konuşmaları dinleyen eşinin “Senin kadılığın da bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu? sorusuna ise Nasreddin Hoca’nın cevabı ise “Hatun, sen de haklısın!” olmuş. Dalgakıran’a göre tanıtım grupları ve ihracatçı birliklerin yaşanan sorun tam da bu fıkra gibi.

Tanıtım grupları karara farklı tepkiler verdi

Zekeriya Mete: Sanayicinin ihtiyacını en iyi sanayici anlar

Tanıtım grupları tamamen sanayicilerden oluşuyor. Oralarda çalışanlar kendi işlerinden fedakarlık yaparak projeler geliştiriyor. Sanayicinin ihtiyacını da en iyi anlayacak olan sanayicidir. Ankara’da oturan bürokrat etkin bir politika geliştiremez. Ankara’da bir bürokratın olmaz dediğine, diğer bürokratın bu çok güzel olmuş neden yapmadınız dediğini de gördük. Tanıtım grupları belirli bir plan içinde kuruldu. İhracatçı firmaların oluşturduğu, hedefleri belli yapılar bunlar. Kaynağı da bakanlık değil yine ihracatçılar sağlıyor. Bu parayı en iyi harcayacak olanlar yine ihracatçılardır. Yine de işini iyi yapamayan olabilir. Ancak bunu düzeltmenin yolu ‘Seni kapatırım’ olmamalı. Tanıtım gruplarında projeler büyük titizlikle gerçekleşiyor. İnsanların diline düşmemek için kendi işimizden daha fazla uğraşıyoruz. Aylarca emek verdiğimiz projeler var. Ayrıca bakanlığın büyük paralar harcayarak, son derece sönük kampanyalar gerçekleştirdiğini de gördük. Bakanlıkça belirlenen dış ticaret politikası da her sektöre uymayabilir ya da her zaman geçerli olmayabilir. Dolayısıyla böyle bir yaklaşım çok yanlış. Sektör temsilcileri kendi saktörlerine yönelik hedef ve stratejileri kendileri geliştirmeli. Sonuçta sugünkü yapının böyle kurulmasının mantığı bu.

Erdal Matraş: Bize olumsuz yansıması olmaz

Yeni Tebliğ’de bence en önemli nokta bakanlığa verilen kapatma yetkisinin 1 yıllık süre içinde kullanılması imkanı olmuş. Bakanlık eskiden de bu grupların kapatılmasına karar verebiliyordu ancak bunun için 3 yıllık bir sürenin geçmesi gerekiyordu. Bu açıdan bakınca yeni tebliği olumlu buluyorum. İhracatçılardan kesilen paraların gerçekten yarar sağlamayan projelere aktarılması kimsenin yararına değil. Etki Analizi Raporları da bunu ortaya koyacak. Bizim tanıtım grubu olarak şimdiye kadar bakanlıkla hedef pazar ya da dış ticaret politikaları konusunda örtüşmediğimiz bir alan olmadı. Bütün projelerimiz ‘nokta atışı’ işlerdi ve hepsi de kabul gördü. Zaten haftada ya da iki haftada bir toplanan ve proje üreten aktif bir tanıtım grubuyuz. Dolayısıyla yeni tebliğin bizim açımızdan herhangi bir etkisi olacağını düşünmüyorum. 

İdris Edip Sevinç: Bakanlıkla uyum içinde çalışıyoruz

Bakanlığın çalışmayan tanıtım grupları üzerinde tasarrufu olması doğaldır. Fındık sektöründe de diğer sektörlerde de bakanlık ile tanıtım grupları arasında bir fark olabileceği kanaatinde değilim. Zaten eski tebliğ ile yeni tebliğ arasında büyük bir fark da görmüyoruz. Bakanlığın takdiridir. Fındık Tanıtım Grubu olarak bu tebliğin bizim üzerimizde herhangi bir etkisinin olmasını beklemiyoruz. Bakanlıkla gerek politikalar gerekse de hedef ülkeler konusunda uyum içinde çalışıyoruz. Bazı dönemsel sıkıntılarımız olabilir ancak işlerimiz normal bir biçimde devam ediyor.

Osman Öz: Amaç kapatmak değil

Akılcı bir karar. Bir faydası yoksa bir getirisi yoksa ülkeye demek ki anlamsız, tanıtım grubu dediğiniz şey maliyetli bir şey, üyelerden para toplanıyor, harcanıyor. Karşılığının ihracat olarak gelmesi gerekir. Yanlış görmedim. Fuar giderleri, amaç kapatmak değil faaliyetlerinin daha kontrol altına alınması gibi düşünebiliriz. Lüzumsuz ülkelerde tanıtım yapılıp yapılmadığını görüyorsunuz. Kâğıt üstünde araştırma yapıyorsunuz, ülkeye gidiyorsunuz ama beklediğiniz sonucu alamıyorsunuz. Çok büyütülecek bir konu değil diye düşünüyorum.

Sinan Kızıltan: Kaynaklar etkin kullanılmalı

İhracatçılardan bir para toplanıyor. Bu paranın en etkili şekilde kullanılması gerekir. Orada bütün ihracatçılarımızın hakkı var, o paralar gerçekten etkili kullanılıyor mu, bunu zaten Ekonomi Bakanlığı inceliyor, rapor oluşturuyor eğer doğru kullanılmıyorsa tanıtım grubunun doğru kullanması için, tanıtım grubunun bunu doğru kullanması için teşvik edilmeli, bu yapılmıyorsa, kapatılmalı ve o kaynaklar başka bir proje için harcanmalı. Böyle bir şeye ihtiyaç oldu ki ekonomi bakanlığı böyle bir karar aldı. Bizim u Ürünleri Tanıtım Grubu ve Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubumuz var. Örneğin su ürünleri ihracatında 50 milyon dolardan 250 milyon dolara çıktık, ihracat yaptığımız ülke sayısını 65-70’e çıkardık, pazar çeşitlendirmek sağladık.

M. Kadri Gündeş: Bu kararı neye göre aldılar bilmiyorum

Biz gerekli tanıtımızı yapıyoruz. Bütçe olmadığı halde çalışıyoruz, kendi imkânlarımızla tanıtıma katkı sağlıyoruz. Bizim tek işimiz tanıtım. Her yıl zaten Ekonomi Bakanlığına analiz raporu veriyoruz. Bu kararı neye göre aldılar bilmiyorum biraz daha aktivite fazla olsun diye düşünüyor olabilirler, diğer tanıtım grupları ağır kaldıkları için olabilir. Kendi açımızdan düşündüğümde bizim şu an tanıtım grubumuz Hindistan’da, her yıl 8 fuara katılıyoruz, 4 tane de iç tanıtım yapıyoruz. Tanıtım gruplarının kapatılması aslında yanlış bir karar çünkü tanıtım yapılmazsa nasıl aşama kaydedeceksiniz? Bugünden yarına da ihracat olmaz, uzun soluklu bir iştir ihracat. Tanıtım gruplarının ihracata katkısı belki yıllık değil de 2-3 yıllık dönemler itibariyle değerlendirilebilir.

Tartışma plastik sektöründe başladı

Tanıtım gruplarına ilişkin tartışma plastik sektöründe başladı. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada oldu bitti ile kurulduğunu belirttiği Plastik Tanıtım Grubu’nun, plastik ihracatı yapan her firmanın ihracatından zorunlu kesilen aidat payını iki katına çıkardığını anlattı. Plastiğin evrensel bir malzeme olduğunu dolayısıyla Türk plastiği, Alman plastiği, Hollanda plastiği gibi bir ayrımın mantıklı olmadığını dile getiren Eroğlu, plastiğin, pencereden boruya, torbadan bardağa, tampondan, şırıngaya çok geniş bir kullanım alanı bulunduğunu belirterek Plastik Tanıtım Grubu’nun bir anlam ifade etmediğini söyledi. Eroğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin, grubun kapatılması için gerekli talimatları verdiğini ve kendisine sektör olarak müteşekkir olduklarını kaydetti. Eroğlu, sektör üzerindeki ekstra yüklerin kaldırılmasının sektörün Avrupa’da birinciliğe ulaşmasına destek olacağını belirtti.

Bu konularda ilginizi çekebilir