İhracatçı yeni düzenlemeden şikayetçi
İhracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 80'ini TL'ye çevirme zorunluluğu firmaların döviz yükümlülüğünden kaynaklı olarak bilançolarında bozulmalara neden olabileceği belirtiliyor.
TOBB Konfeksiyon ve Hazır Giyim Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat, ihracatçıların döviz cinsi gelirlerinin yüzde 80'ini TL'ye çevirme zorunluluğu getiren son düzenlemenin firmaların döviz yükümlülüklerinden kaynaklı olarak bilançolarında bozulmalara neden olabileceğini belirterek, düzenlemenin acilen değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Bu düzenleme ile birlikte yaşanabilecek vade uyumsuzlukları nedeniyle şirketlerin zarar yazma riskinin yüksek olduğuna işaret eden Fayat, düzenlemenin kaldırılması ya da en azından şirketlerin döviz yükümlülükleri kadar tutarın bu uygulamadan muaf tutulması gerektiğini vurguladı.
Resmi Gazete'de 4 Eylül'de yayımlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı tebliği ile Türkiye'de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedellerin, ithalatçının ödemesi sonrası doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilmesi şartı getirildi.
Buna göre, söz konusu bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemeyecek. Söz konusu bedellerin en az yüzde 80'inin bir bankaya satılması zorunlu olacak.
İhracat ağırlıklı yapısı nedeniyle hazır giyimin, kurdaki yükselişe karşı birçok sektöre göre daha korunaklı olduğunu, ancak düzenlemenin sadece hazır giyimcilerin değil tüm ihracatçıların kur riskini artıracağına dikkat çeken Fayat, özellikle hammadde ithalatı ya da kredi ödemelerinde yaşanacak vade uyumsuzlukları nedeniyle sıkıntıların baş göstereceğine dikkat çekti.
"Vade uyuşmazlığından ciddi sıkıntılar yaşanabilir"
Fayat, "Dövizle ilgili olarak bir kredinizin vadesi geldiğinde ya da dövizle hammadde alacağınız zaman orada bir sıkıntı olacak. Örneğin uzun vadeli bir çekle ithal kumaş aldım ama ithalatım ihracatımın gününe de uymuyor. Ne yapacağım? Dövizimi sattım. Ama o sırada dövizle aldığım kumaşın ödeme vadesi gelmedi. Dövizi sattıktan birkaç hafta sonra ödemem geldi, tekrar döviz mi alacağım? Bu arada kur yükselirse zarar yazacağım" dedi ve ekledi: "Vade uyuşmazlığından ciddi sıkıntılar yaşanabilir. Kredi ödemeniz olabilir, çekle yaptığınız döviz cinsi alımlar olabilir. Dövizini boz-al, boz-al böyle birşey mümkün değil. Acilen düzeltilmesine ihtiyaç var."
Düzenlemenin aceleyle ve ihracatçıların görüşü alınmadan yapıldığını belirten Fayat, "Düzeltilmesi gereken bir karar. En azından şöyle bir çözüm getirilebilir: Döviz yükümlülüklerinden arındırılmış bir kısım TL'ye döndürülebilir."
TCMB verilerine göre; finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyon açığı Haziran'da 215.9 milyar dolar oldu. Haziran'da kısa vadeli net döviz pozisyon fazlası ise 4.1 milyar dolar olarak gerçekleşirken; kısa vadeli yükümlülüklerin toplam yükümlülükler içindeki payı yüzde 27 düzeyinde bulunuyor.
Kararın düzeltilmesi için ihracatçılar olarak ilgili mercilerle temasa geçtiklerini belirten Fayat, "Yazışmalar başladı. Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ihracatçı birliklerinin çatısı olduğu için TİM ile bunu halletmeye çalışıyoruz. Tüm dernek ve odalar da destek veriyor. Kısa sürede düzeltilmesini bekliyoruz."
Fayat'ın verdiği bilgiye göre, hazır giyim sektöründe pamuk, kumaş, aksesuar ve kimyevi maddeler başta olmak üzere hammadde maliyetlerinin yaklaşık yüzde 40'ı döviz cinsinden oluşuyor.
Yabancı alıcılar fiyat indirim talebiyle gelmeye başladı
Fayat, hazır giyim sektörü özelinde yaptığı değerlendirmede, hazır giyim firmalarının ihracatçı yapısının sektöre doğal bir koruma sağladığına ve bu yapının bozulmaması gereğine dikkat çekti.
Fayat, "Sektörün döviz kazandırıcı faaliyetleri yüzde 50'nin üzerinde olduğu için şu anda nakit akışı ve borç geri ödemede sektör genelinde bir sıkıntı gözlenmiyor" dedi.
Buna karşın, TL'deki değer kaybını fırsat gören uluslararası alıcıların Türk üreticilere fiyatta indirim baskısı yapmaya başladığına da dikkat çeken Fayat, "Uluslararası müşteriler kurlarla ilgili toplantı talep etmeye başladılar. TL'deki değer kaybını gördükleri için fiyat indirimi istiyorlar" dedi ve ekledi:
"Çok doğru maliyet hesabı yapmamız kaydıyla bir miktar fiyat düşürmemiz biraz daha fazla ürün satmaya yarayabilir. Yanlış hesaplama ve yüksek indirimler yapmadan üreticiler karlılığı koruyabilirse, diğer pazarlardan pay almamıza yarayabilir. Kur artışı olduğu için Pakistan'a, Çin'e verilen siparişlerin bir kısmını bize kaydırmayı deniyorlar. Doğru maliyet yaparsak yeni pazarlar veya diğer ülkelerden bir miktar kapasiteyi Türkiye'ye kaydırmayı sağlayabiliriz. Ama burada doğru maliyet çok önemli. Yanlış kurdan hesap yapılmaması lazım. Bu da çok ince bir çizgi."
Hazır giyimde iç pazarda daralma bekleniyor
İhracattaki olumlu görünüme karşın, hazır giyimde iç piyasanın ise kurdaki volatilite ve enflasyon baskısı nedeniyle sıkışmış vaziyette olduğunu belirten Fayat, son çeyrekte iç piyasadaki daralma riskine işaret etti.
Fayat, "Alıcılar vadeyi uzatıp önünü görmeye çalışıyor, üreticiler de vadeyi uzatmak isteyen alıcılara karşı maliyetleri yediremiyorlar. Piyasa tam sıkışmış vaziyette. Şu and iç piyasa belirsiz bir dönem yaşıyor" dedi ve ekledi:
"Üreticiler maliyet hesabı yapamıyor. ÜFE 32 iken TÜFE 17.9 Bu makas çok geniş. Şu an gecişkenlik yavaş gibi görünüyor ama bu kurların birkaç ay daha artmayıp burada kaldığını bile görsek, o geçişkenliğin mecburen yansıtılmak zorunda olduğunu göreceğiz. Enflasyon ve döviz kurları çok ciddi baskı oluşturuyor. Yeni maliyetler enflasyona yansıdığında, yılın son çeyreğinde hazır giyimde iç piyasa tüketiminde en az yüzde 10 daralmanın kesinlikle olacağını düşünüyorum."
Fayat'ın verdiği bilgiye göre, hazır giyim sektöründe iç pazar büyüklüğü 2017 yılında 60 milyar lira, sektör ihracatı ise 17.5 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşti.