Ham çelik üretimi şubatta yıllık yüzde 5,6 azaldı
Türkiye'nin ham çelik üretimi, şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 azalışla 2,9 milyon tona geriledi.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), şubat ayına ilişkin çelik üretimi, tüketimi ve dış ticaret verilerini açıkladı.
Buna göre, söz konusu ayda Türkiye'nin ham çelik üretimi, 2024'ün aynı ayına kıyasla yüzde 5,6 azalarak 2,9 milyon ton oldu. Yılın ilk iki ayında ise üretim yüzde 3,7 azalışla 6,1 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Nihai mamul tüketimi bu dönemde yüzde 18,6 artışla 3,4 milyon tona, ocak-şubat döneminde ise yüzde 9,8 artarak 7 milyon tona çıktı.
Çelik ürünleri dış ticareti
Çelik ürünleri ihracatı, Şubat 2025'te 2024'ün aynı ayına göre miktar yönünden yüzde 3,2 artışla 1,2 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 6,4 azalışla 790,1 milyon dolar oldu.
Ocak-şubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat, miktar bazında yüzde 11,8 artışla 2,3 milyon ton, değer bazında yüzde 2,8 yükselerek 1,5 milyar dolar oldu.
İthalat, Şubat 2025'te geçen yılın aynı ayına göre miktar bakımından yüzde 17,6 artışla 1,3 milyon ton, değer yönünden yüzde 3,8 yükselişle 940,1 milyon dolar olarak hesaplandı.
Yılın ilk iki ayında ithalat, geçen yılın aynı dönemine göre miktar yönünden yüzde 21,6 artışla 3,1 milyon tona, değer yönünden de yüzde 7,8 artarak 2,1 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Geçen yılın ocak-şubat döneminde yüzde 76,2 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 72,6 seviyesine düştü.
"Küresel ticaret giderek bölgeselleşiyor"
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, dünyada korumacılık duvarlarının yükselmesinin, küresel ticareti giderek bölgeselleştirdiğini bildirdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın tarifeleri artırma yönündeki kararına ve bu kararın etkilerine dikkati çeken Yayan, şunları kaydetti:
"En büyük ticaret partnerimiz olan ve aramızda Serbest Ticaret Anlaşması ile Gümrük Birliği Anlaşması bulunan Avrupa Birliği'nin (AB), ABD'nin aldığı kararın ticaret sapmasına yol açacağı gerekçesiyle birçok ülke ve ülkemize yönelik tahsis edilen kotaları sınırlama kararı almasının, 30 Haziran 2026 tarihinde sona erecek korunma önlemi tarihine kadar bölgeye yönelik ihracatımız üzerinde baskı oluşturacağı ve AB pazarına yönelik ihracatımızdaki kayıpların telafi edilmesini zorlaştıracağı değerlendirilmektedir."
Tüketimdeki potansiyel ve giderek artan korumacılık önlemleri dikkate alındığında, AB ve ABD'nin almış olduğu tedbirlere benzer ticaret politikası önlemlerinin yürürlüğe konulması gerektiğini vurgulayan Yayan, "Yurt içi tüketimdeki artışın yurt içi tedarik yoluyla karşılanmasının sektörümüzün sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşıdığı değerlendirilmektedir." ifadesini kullandı.