Gençleri çiftçiliğe çağıran vadi
Organic Valley, sürdürülebilir tarımla ilgili farkındalığı arttırmak amacıyla kooperatifteki en genç çiftçileriyle “Organik Nesil” turları düzenliyor
İSTANBUL - Organic Valley, ABD’deki en büyük organik çiftçi kooperatifi. 1988 yılında kurulan kooperatifin hedefi, ülkede yüksek kalitede organik gıda dağıtımı ile çiftçilik kültürünü kurtarmak ve organik gıda endüstrisini yeniden şekillendirmek.
ABD genelinde 50 eyalete ulaşan, Kanada ve Japonya’ya da ihracat gerçekleştiren Organik Valley’nin 2013 satışları 1 milyar dolara yaklaşmış. Birkaç aile çiftliği tarafından kurulan kooperatif, bugün sebze ve süt ürünlerini tüm ABD’ye dağıtıyor.
Organic Valley bünyesinde üretim yapan çiftçilerin sayısı bin 834’e ulaşmış durumda
Kooperatif sadece ülkenin en büyük bağımsız organik çiftçi kooperatifi değil, aynı zamanda ülkenin en büyük organik, süt, soya ve yumurta üreticisi. Kooperatif dana, domuz, tavuk ve hindi ürünlerinin de Organic Prairie markası adı altında pazarlıyor.
“Organik Nesil” turları
Organic Valley, tarıma daha çok genci çekebilmek ve sürdürülebilir tarımla ilgili farkındalığı arttırmak amacıyla kooperatifteki en genç çiftçileriyle “Organik Nesil” turları düzenliyor.
Kooperatifin sahibi çiftçiler. İşletme de çiftçilere ait. Ürünlerin satışlarından elde edilen gelir çiftçilere ve üretimin yapıldığı topraklara harcanıyor. Kooperatifin 2003 yılında 156 milyon dolar olan satışları, 2013’te 860 milyon dolara ulaşmış. Kooperatifi kuran çiftçilerden biri olan George Siemon, Organic Valley’nin CEO’luğunu üstleniyor. Hayatını çiftçiliğe adamış bir isim olan Siemon’ın en büyük rüyası gıda sisteminin sağlıklı ve daha sürdürülebilir olması. Siemon, aile çiftliklerini desteklemesi, çiftlik hayvanlarına ‘insani’ muamele yapılması, toprağın ve çevrenin korunması ve yüksek kalitede organik gıda üretimi adına yaptığı çalışmalardan dolayı ABD’nin en önemli organik tarım savunucularından birisi.
George Siemon’un organik tarıma dair söylediklerine kulak vermekte fayda var:
• “Geleneksel gıda sistemimiz, kimya endüstrisini destekliyor. Bu yüzden dolayı organik tarım çok önemli. Organik gıdalar, kimyasalların yol açtığı riskleri ortadan kaldırıyor. Organik gıda, çok daha sağlıklı bir gıda.
• Çiftçilerin geleneksel tarımdan vazgeçip, organik tarıma yönelmeleri için eğitim veriyoruz. En önemli yardımcılarımız, topraklarını organik tarıma döndüren komşularımız. Biz bu süreçte, tüm çiftçilere yardımcı oluyoruz, çünkü sadece tohumlarını değiştirmiyorlar, aynı zamanda hayvanlarına karşı davranışlarını da değiştiriyorlar.
• Hayvan refahı bizim önceliğimiz. Müşterimizin de önceliği. Biz hayvanlarımız için kendi standartlarımızı ve kendi denetimlerimizi geliştirdik.
• Organik tarım, daha fazla yatırım yapmaya değer. Her şeyden önce gıda kalitesi; sağlık ve çevre açısından değer. Bu gerçek bir yaşam tarzı seçimi.
• Genetiği değiştirilmiş gıdalar kolay bir kar etme yöntemi. Tohumlarımızın mülkiyetini büyük şirketlere vermek, sürdürülebilirlik adında büyük bir tehdit. Biyoteknoloji, daha fazla kimyasala ihtiyaç duyan ürünler getirdi. Sadece kimyasal tohum endüstrisine yarar sağladı. Eğer sadece beslenme için üretmek istiyorsak, biraz çaba harcayalım. Doğal üretim harika sonuçlar veriyor. Ama bunu yapmıyorlar, çünkü para kimyasallarda.”