Gayrimenkul yatırım fonlarında 50 milyar TL’lik beklenti
Gayrimenkul yatırım fonları, yakın zamanda hayata geçecek. Cushman & Wakefield Yönetici Ortağı Tuğra Gönden, “Dünyadaki emsalleri baz aldığımızda önümüzdeki 5 yıl içerisinde toplam yatırım hacmi 50 milyar TL'ye ulaşabilir” dedi
SELENAY YAĞCI - İSTANBUL
Türkiye yakın zamanda, yurtdışında uzun vadeli ve güvenli bir yatırım aracı olarak görülen gayrimenkul yatırım fonları (GFY) ile tanışıyor. Bu gelişme gayrimenkul yatırımcısının iştahını kabartırken sektöre de canlılık getirmesi bekleniyor.
GYF’ler yurt dışında gayrimenkul sektöründe çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Cushman & Wakefield Yönetici Ortağı Tuğra Gönden dünyanın en önemli 50 GYF’leri son 5 yılda toplam 220 milyar dolardan fazla sermaye tedarik etmiş durumda olduğunu ifade etti. GYF’ler dünyanın en önemli devlet ve emeklilik fonların yanı sıra varlıklı şahıslardan da ciddi yatırım aldıklarını kaydeden Gönden “Dünyadaki emsalleri baz aldığımızda önümüzdeki 5 yıl içerisinde Türkiye'deki toplam yatırım hacmi 50 milyar TL'ye ulaşabilir” dedi.
Ciddi yatırımcı kitlesi çekecek
GYF’ler yatırımcılara gayrimenkule doğrudan yatırım yapmayı sağlayan yeni bir yatırım aracı oluşturacağını dile getiren Gönden, avantajları şöyle anlattı: “Tek bir gayrimenkule full bedeli karşılığında değil belirli bir katkı payı karşılığında çeşitlendirilmiş bir portföye yatırım yapmanın avantajını sağlayacak. Büyük ölçekli gayrimenkullere bir taraftan yeni ve güçlü yatırımcı diğer taraftan ise likidite kazandıracak. Gayrimenkullerin menkul kıymetleştirilmesine imkan sağlayacak.”
GYF’lerin kurulmasındaki en önemli amaçlarından biri yatırımcıları koruyan kurumsal ve profesyonel yönetilen bir gayrimenkul yatırım aracı geliştirmek olduğunun altını çizen Gönden, bir diğeri ise sermaye sıkıntısı yaşayan gayrimenkul sektörüne yeni bir finansal enstrüman oluşturmak olduğunu belirtti. Gayrimenkul geliştirici ve müteahhitler için GYF’ler bilhassa ticari gayrimenkul konusunda hem yurt dışından hemde yurt içinden ciddi bir yatırımcı kitlesi çekeceğini bildiren Gönden, “Bilhassa Körfez bölgesinde önemli kurumsal yatırımcıların GYF’leri büyük bir ilgiyle karşıladıklarını bizzat gördük” dedi. GYF’lerin vergi avantajı olması fiyatlama açısından küresel kıyasla daha rekabetçi hale getirdiğini kaydeden Gönden, GYF’lerin Türkiye’de fiyatlama beklentileri nedeniyle geleneksel gayrimenkul yatırımlar ile ilgilenemeyen yabancı yatırımcılara alternatif sunduğunu ve geleneksel yatırım ile kıyasla çok daha likit olması açısından ciddi ilgi gördüğünü ifade etti.
Kentsel dönüşüm için uygun değil
GYF’lerin büyük ölçekli projelerde blok satış imkanını arttıracağını bildiren Gönden, şunları ekledi: “Diğer taraftan daha sistematik bir şekilde ve daha düşük pazarlama ve satış bütçeleri ile satış imkanı sağlayacak. Böylelikle gayrimenkul sektöründe yaşanan genel sermaye kısıtlarına önemli bir kaynak oluşturabilecek.”
Mevcut mevzuat ile GFY’lerin kentsel dönüşüm için uygun olmadığını dile getiren Gönden, “Kısa vadede GYF’ler projelere yani yapı kullanma izni alınmamış binalara yatırım yapamıyorlar ancak arsa ve arazi yatırımı yapabiliyorlar. Uzun vadede GYF’lerin büyük çaplı kentsel dönüşüm projelerinde önemli bir finansman sağlamaları mümkün olacak. Uzun vadede projelere yapılan yatırım kısıtlamalarının revize edileceğini düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
“2016 yılında etkisi artarak hissedilecek”
Birçok GYF’nin kuruluş aşamasında olduğundan ve fonların gayrimenkul alımı bir süre alacağından 2015 yılı için bir etkisini beklemediklerini ifade eden Gönden, 2016 yılı itibariyle GYF’ler kuruldukça etkisi artarak hissedileceğini belirterek şunları söyledi: “Kurulum aşamasında olan GYF’lerin bir çoğun kuruluş süreçlerinin yıl sonuna kadar sürmesini bekliyoruz ancak bilhassa banka ve diğer yatırım fonların talebi nedeniyle ciddi büyüme hedeflerin olduğunu görüyoruz. GYF’lerin para toplamaları ve gayrimenkul satın almaları zaman alacak.”