G20, 'Nasıl büyüme' sorusuna cevap bulacak
4-5 Eylül tarihlerinde Çin’in Hangzhou kentinde başlayacak G-20 zirvesinde dünya liderleri küresel büyümedeki yapısal sorunlara çare arayacak. Uzmanlara göre G20’nin ana gündemi büyümenin inovatif, canlı, bağlantılı ve kapsayıcı olması.
Dünyanın en büyük 20 ekonomisi Çin’in ev sahipliğinde 4-5 Eylül tarihlerinde Çin’in Hangzhou kentinde bir araya geldi. G20’nin resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, yıllık olağan toplantıların 11’incisinde güçlü, sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı büyüme hedefine yönelik yürütülen çalışmalar gözden geçirilecek, ticaretin güçlendirilmesi, küresel barış, istikrar ve ekonomik büyümeyi etkileyen terörizm ve sığınmacı krizi gibi konular ele alınacak. Brexit sonrası ilk kez G-20 zirvesine katılan İngiltere Başbakanı Theresa May’in, ticaret anlaşmaları konusunda liderler tarafından baskı altında tutulması da bekleniyor. Zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılıyor. Erdoğan, zirve kapsamında ikili görüşmeler gerçekleştirecek.
Zirve küresel ekonomideki sorunlara çare arayacak
Uzmanlar, küresel ekonomideki tablo karşısında zirvede inovatif, canlı, bağlantılı ve kapsayıcı kavramlarının öne çıkacağına dikkat çekiyor. Küresel finans krizinin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen, dünya ekonomisi hala kendini toparlayamadı. ABD’de büyüme yeterince canlı değil. AB ülkelerinde talep zayıf, işsizlik ve borçluluk yüksek. Japonya’da Abenomics etkisini kaybediyor. Genişlemeci para ve maliye politikalarına rağmen, Japon ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yalnızca yüzde 0,1 büyüyebildi. Kriz sonrasında küresel ekonomiye umut olan yükselen piyasalarda da durum iyi görünmüyor. Emtia fiyatlarında son yıllarda görülen sert düşüşler Rusya, Brezilya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin ekonomilerini zora soktu.
Para politikalarıyla talep ayarlamaları artık işe yaramaz
Bu koşullar altında, küresel ekonomide toparlanma ivmesinin zayıfladığı görüşünde olan Fudan Üniversitesi İktisat Fakültesi Profesörü Ding Chun şunları söyledi: “Zaten yapısal sorunlar mevcut. Bunun yanı sıra, geçici, dönemsel unsurlar da bulunuyor. Küresel ekonomi finans odaklı olarak son 20 yılda parlak bir dönem geçirdi. Bugün ise yapısal düzeltme içinde. Bu tür küreselleşmenin negatif yönleri gün geçtikçe belirginleşiyor. Eskisi gibi, para ve maliye politikalarında gevşemeye gitmek, bu yolla talep ayarlaması yapmak artık işe yaramaz, dünya ekonomisini çıkmazdan kurtarmaz. Çünkü, sorun yapısal. Dönemsel sorunlar da var. Mesela mülteci sorunu, terör saldırıları. Bunlar ekonomik talebe darbe vuran unsurlar.”
Çin kaynaklı haberlerde, ev sahibi ülkenin zirveden on önemli beklentisi şu şekilde aktarılıyor: İnovasyona dayalı büyüme için detay planın düzenlenmesi; sürdürülebilir kalkınma için 2030 Ajandası’nın yerine getirilmesi için eylem planı; yapısal reformlar için yol gösterici sistem ve ilkelerin düzenlenmesi, önceliklerin belirlenmesi; küresel ticaret büyüme stratejisinin benimsenmesi; yatırım politikaları için yol gösterici ilkelerin planlanması; uluslararası finansal mimari reformunun derinleştirilmesi; girişimcilik eylem planının şekillendirilmesi; dünyanın en az gelişmiş ülkeleri ve Afrika’nın sanayileştirilmesi desteğinde işbirliğinin başlatılması; iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması’nın, erken bir şekilde uygulamaya konulmasında ısrarcı olunması; yolsuzluk karşıtı işbirliğinin başlatılması.
Reçete: inovatif, canlı, bağlantılı ve kapsayıcı büyüme
Küresel ekonomideki bu tablo karşısında dört kavram büyük anlam taşıyor: İnovatif, canlı, bağlantılı ve kapsayıcı. Bu kavramları toparlanmanın reçetesi olarak değerlendiren Renmin Üniversitesi Chongyang Finans Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Wang Wen, "İnovasyon, teknik gelişme darboğazından çıkmak için çözüm yolu. Çünkü, teknik inovasyon, ekonomik kalkınmanın başta gelen itici gücü. Akıllı teknolojiler ekonomide benzeri bir çığır açamadı, talep, yatırım ve büyüme alt düzeyde kaldı. Çin, bu sorunun çaresini inovatif olmakta görüyor. Eskisi gibi yalnızca yatırıma ya da dönemsel parasal ve mali genişlemelere dayanamayız. Canlılık, küresel çapta ortaya çıkan korumacılığa cevaptır. Gelişmiş bölge ve kentler arasında yeterince bağlantı yok. 'Bağlantılı' kelimesi, işte bu soruna çare. Dünya ekonomisinde büyük farklılıklar, bölünmüşlükler var. Bizim amacımız, temel olarak daha çok insanın kalkınmanın nimetlerinden faydalanmasıdır” dedi.
AB liderleri, Erdoğan'la mülteci krizini görüşecek
Almanya Başbakanı Angela Merkel zirve sırasında Almanya, Fransa ve İtalya liderlerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile göçmenler konusunda bir toplantı yapacağını söyledi. Türkiye tarafından dün yapılan bir açıklamada Türklere verilen vizesiz seyahat sözünün yerine getirilmemesi durumunda göçmen anlaşmasının uygulanmayacağı belirtilmişti. Merkel de dahil Avrupalı yetkililer Türkiye’nin vizesiz seyahat hakkını 72 şartın tamamının yerine getirilmesi durumunda elde edebileceğini söylüyor. Alman Norddeutscher Rundfunk’a (NDR) konuşan Merkel, Erdoğan ile ayrı bir toplantı yapıp yapmayacağının ise henüz belli olmadığını belirtti.