Fed’in faiz artırımı küresel ekonomi için iyi bir işarettir

Almanya Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dombret, Fed’in faiz artırımının küresel ekonomi için olumlu bir işaret olacağını söyledi. Bankacılık sektörü için ise Türk bankalarının sermaye durumunun geçtiğimiz yıllara göre düşüşte olduğunu ifade etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hilal SARI

İSTANBUL - ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımına başlamaya hazırlandığı ve Euro Bölgesi’nde parasal genişleme sinyallerinin devam ettiği bir dönemde, Euro Bölgesi’nin en önemli merkez bankası Bundesbank’tan Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Andreas Dombret, DÜNYA gazetesinin sorularını yanıtladı. Bundan iki yıl önce açılan Almanya Merkez Bankası’nın İstanbul temsilciliğinde, eski temsilci Hartmut Dräger’e veda ve yeni halefi Bernhard Vogel’e hoş geldin temalı resepsiyona katılan Bundesbank (Almanya Merkez Bankası) Uluslararası İlişkiler ve Banka Denetimi’nden sorumlu üyesi Dr. Andreas Dombret, küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine dair önemli açıklamalarda bulundu. 

‘Başarılı MB hedefine ulaşandır o da bağımsızlık gerektirir’ 

Fed’in ne zaman faiz artırmasının daha doğru olacağı sorusuna “Her merkez bankası para politikalarına sadece kendi hedefl erine bakarak karar verir. Eğer Fed faizleri artırırsa, bu Euro Bölgesi’nde ve gelişmekte olan ekonomilerdeki yavaş ekonomik iyileşmeye rağmen ve sadece ABD ekonomisi güçlendiği için olacaktır. Fakat nihayetinde faiz oranlarında bir normalleşme ABD ekonomisinin durumuna dair iyi bir işarettir – dolayısıyla küresel ekonomiye dair de iyi bir işaret olacaktır” diye yanıt verdi. Günümüz merkez bankalarının itibarları hakkında yorum yapmaktan özellikle kaçınan Dombret, en başarılı merkez bankalarının koyduğu hedefe en çok yaklaşan ve ulaşan bankalar olduğunu belirtti ve şu değerlendirmeleri yaptı: “Bunu yapmak için bağımsız olmanız gerekiyor. Geçmişe baktığımızda bağımsız merkez bankalarının hedefl erine ulaşmakta daha başarılı olduklarını görüyoruz. Bunun en önemli sebebi ise şu: Bağımsız merkez bankalarında daha uzun vadeli çalışabilme özgürlüğü olur. Politik baskı altındaki merkez bankaları ise bağımsız olanlara göre daha kısa vadeli çalışmak zorunda kalıyor.” 

G20 Türkiye başkanlığında ortak standart için imza atıldı 

Avrupa bankalarının denetiminden sorumlu otorite Single Supervisory Mechanism yönetim kurulunda da görevli olan Dombret, bankalar üzerinde gittikçe daha fazla maliyet haline gelen farklı denetim standartları hakkında da şu değerlendirmeler yaptı: “Lehman Brothers’ın düşüşünden bu yana gerçekleştirdiğimiz tüm reformlar başka bir alternatif olmadığından yapıldı. Finansal sektörde istikrarı sağlamak için bu önlemleri almalıydık. Bankalar - küçük ya da büyük - şikayetçi olabiliyor, fakat bankacıların görevini kötüye kullandığı ve gerçeklikten uzak taşkınlıklarına dair örneklerin ardından krize bir yanıt verilmesi gerektiği çok açıktı. Başka bi deyişle, aslında çok fazla denetim getirmedik, fakat kriz öncesinde kesinlikle yeterli bir denetim yapamıyorduk.” G20 Türkiye başkanlığında Antalya’da gerçekleşen zirvede de banka denetimi hakkında verilen mesajın çok önemli olduğunu vurgulayan Dombret ‘toplam zarar karşılama kapasitesi’ne yönelik uluslararası ortak bir standardının finalize edilmesinin liderlerin onayından da geçtiğini belirtti. 

ECB şu anda ultra genişlemeci tek hedefi de fiyat istikrarı 

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) tek bir hedefinin olduğunu, bunun da fiyat istikrarı olduğunu vurgulayan Dombret, “Fiyat istikrarı konusunda sönük bir görünüme sahip olduğumuz için şu anda ECB politikaları ultra-genişlemeci. Fakat bugün gördüğümüz düşük enflasyon oranlarının önemli sebebi emtia fiyatlarındaki özellikle petrol fiyatlarındaki düşüştür” diye konuştu ve ECB’nin enfl asyon oranının 2017 yılı için yüzde 1.7’e geleceğini öngördüğünü belirtti. Türkiye’deki ihracat ve ithalatçılar için hayati önem taşıyan euro ve dolar hareketleri hakkında da değerlendirmeler yapan Dombret “Hedefimiz sadece fiyat istikrarıdır. Euro Bölgesi’nde bir döviz kuru hedefimiz yoktur. Döviz kuru sadece enfl asyonu etkiliyorsa bizim için önemli hale geliyor” diye aktardı ve para birimi hareketleri hakkında tahminde bulunmadı.

'Carry Trade' her zaman risk taşır

Euro Bölgesi’nde faizlerin sıfıra yakın olması sebebiyle Euro Bölgesi’nden kredi alıp kendi ülkesinde yatırımlarda kullanan Türk ve diğer yatırımcılara ‘Carry trade’ olarak bilinen bu durumun her daim risk taşıdığı uyarısı yaptı. Dombret “İsviçre’de olanları gördük. İsviçre frangındaki eksi faizlerle kredi alan yatırımcı kendini bir anda denklemin öbür tarafında buldu. Yani carry trade yapıyorken her zaman döviz kuru riski taşıdığınızı unutmamak gerek” diye konuştu.

Türk bankalarının sermaye durumu iyi ama 2009'da daha iyiydi

Türk bankalarının uluslararası standartlara uyumu konusunda açıklamalar da yapan Dombret “Türkiye’ye şimdiye kadar yapmış olduğu gibi uluslararası düzenleme standartlarına uygun kalmasını ve reformları uygulamaya devam etmesini tavsiye ediyoruz. Türkiye’nin ve İstanbul’un bölgesel bir finans merkezi olarak önemini arttırmak şart. Türk bankaları 2001 krizi sonrasında başarılı bir yeniden yapılanma gerçekleştirdi” diye konuştu. Dombret Türk bankacılık sektörü hakkında değerlendirmesine şöyle devam etti: “Çok önemli bir şekilde Türkiye bankacılık sektörüne çok önemli yabancı yatırımcılar çekti. Fakat son on yıldır yaşanan hızlı büyüme finansal olmayan şirketlerin borçluluğu artırdı. Şu anda kredi-mevduat oranları geçmişe göre nispeten yüksek. Ekonomik bir yavaşlamada sorunlu kredilerin sayısı yüksek olacaktır. Bu Türk bankaları ve Türkiye’deki bankacılık denetimi için çok önemli bir sınav olacak. Öte yandan rakamlara baktığınızda Türk bankalarının sermaye oranlarının iyi olduğunu itiraf etmek gerekiyor. Şu anda ortalama yüzde 14.8 - ki bu iyi bir sermaye rasyosu. Fakat şunu da unutmamak gerekiyor, bu oran 2009’da yüzde 19 seviyesindeydi. Türk Lirası’nın değer kaybetmesi banka varlıklarına da etki etti” Dombret ayrıca 2016'da Avrupa bankalarına yapılacak stres testinde en büyük bankalara konsantre olacaklarını belirtti ve testin Avrupa bankacılık sektörünün yüzde 70’ini kapsayacağını ifade etti.

Türkiye'nin euroya geçmesi çok zor

Bazı uzmanların Türkiye’nin AB’ye girmeden euroya geçmesi gerektiği yorumlarını değerlendiren Dombret, “Yasal olarak bu imkansız. Ama ülkeler istedikleri takdirde tek tarafl ı olarak euroya geçebiliyor. Fakat Türkiye kadar büyük bir ekonomi için böyle bir uygulama, bankaların euro sisteminin fonlarına erişimi olmadan tüketici talebini karşılayamayacağından çok zor olur. Ayrıca Euro Bölgesi için tasarlanmış bir para politikası, Türkiye şartlarına uymayabilir“ değerlendirmesi yaptı.

Türev piyasasını küçültmek yerine güvenli hale getirmeliyiz

Son küresel krizde türev piyasalarındaki kontrolsüz büyümenin rolü ve şu anda türev piyasasının kriz seviyesinin de üzerinde olduğu konusunda değerlendirmelerde bulunan Dombret, “OTC türev ürünler piyasasının şeff af olmaması sebeplerden sadece bir tanesiydi. Krizin tek sebebi kesinlikle türevler değildi” dedi ve türevlerin aslında özellikle banka ve şirketlerin risk yönetiminde çok önemli bir rol oynadığını belirtti.Dombret, “Finansal ve reel piyasaların birçok katılımcısı için türevler hayati önem taşır. Bu yüzden politik amaç türev piyasasını ciddi anlamda küçültmek değil, türev piyasasının altında yatan yapıyı daha güvenli hale getirmektir. Biz de bunun için çalışıyoruz” diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir