Eylül enflasyonu için sinyal kötü: Faiz indirimi ertelenebilir
İstanbul'da perakende fiyatlar Eylül ayında hız kesmezken, enflasyon beklentilerindeki büyük farklar piyasadaki kafa karışıklığını derinleştiriyor. Ekonomistler ve reel sektör temsilcileri, faiz politikasında yeni adımların kaçınılmaz olabileceği görüşünde.
Birol BOZKURT
İstanbul’da son beş ayın en yüksek enflasyon oranları kaydedilirken, Türkiye genelindeki enflasyon beklentileri konusunda kafa karışıklığı sürüyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre, Eylül 2024’te perakende fiyatlar yüzde 3,9 artarken yıllık enflasyon yüzde 59,18 seviyesine ulaştı.
Bu durum, Ağustos'taki yüzde 61,57’lik oranla karşılaştırıldığında bir yavaşlamaya işaret etse de fiyat artışlarının sektörel farklılıklar göstermesi ve beklentilerle uyumsuz sonuçlar, piyasada belirsizliği artırıyor. Özellikle gıda, giyim ve konut gibi temel harcama kalemlerinde artışların hız kesmemesi, tüketici üzerindeki baskıyı sürdürüyor.
İTO verileri, özellikle İstanbul’daki yüksek artışların daha sert bir fiyat baskısına işaret ettiğini ortaya koyuyor. Bu durum, enflasyon beklentilerinde büyük farkların olmasına ve piyasa aktörleri arasında kafa karışıklığının derinleşmesine yol açıyor.
Bu belirsizlik, hükümetin ve Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele politikasını nasıl şekillendireceği konusunda net bir öngörü yapmayı zorlaştırıyor.
İstanbul’da 5 ayın en yüksek aylık enflasyonu
İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre, Eylül’de perakende fiyatlar yüzde 3,9 artarken, yıllık artış yüzde 59,18 seviyesinde gerçekleşti. İstanbul Ticaret Odası (İTO), Eylül ayı İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi ile Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı.
İstanbul'da perakende fiyat hareketlerini ölçen İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi Eylül'de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 59,18 oranında arttı. Endeks Ağustos'ta yıllık yüzde 61,57 artış kaydetmişti. Toptan Eşya Fiyatları Endeksi Eylül'de aylık yüzde 4,67, yıllık yüzde 47,89 arttı. Eylül 2024'te perakende fiyatlarda bir önceki aya göre kültür eğitim ve eğlence harcamaları grubunda yüzde 13,24, giyim harcamaları grubunda yüzde 6,67, konut harcamaları grubunda yüzde 4,18, ev eşyası harcamaları grubunda yüzde 3,62, gıda harcamaları grubunda yüzde 2,63 artış yaşandı.
Enflasyon beklentisi ne yönde?
AA Finans'ın TÜİK tarafından yarın açıklanacak eylül ayı enflasyon verilerine ilişkin beklenti anketi, 17 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı. Ankete katılan ekonomistlerin eylül ayı enflasyon beklentilerinin ortalaması yüzde 2,09 oldu. Ekonomistlerin eylül ayı için enflasyon beklentileri yüzde 1,50 ile yüzde 2,50 aralığında yer aldı. Ekonomistlerin eylül ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına göre, bir önceki ay yüzde 51,97 olan yıllık enflasyonun yüzde 48,11'e ineceği öngörülüyor. Öte yandan, ekonomistlerin 2024 sonu enflasyon beklentisi ağustosta yüzde 43,23 oldu.
OVP’de yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 41,5
Eylül ayı başında açıklanan OVP’de 2024 için yıllık enflasyon hedefi yüzde 41,5 olarak revize edildi. Önceki OVP’de bu oran yüzde 33'tü. Önceki OVP’de yüzde 15,2 olarak belirlenen 2025 enflasyon hedefi de yüzde 17,5’e yükseltildi. 2026 için ise yüzde 8,5 olan hedef, yüzde 9,7’ye çıkarıldı.
Ekonomist Prof. Dr. Sinan Alçın: Dezenflasyon başladı demek için daha erken
Enflasyon genel olarak düşüş eğiliminde olsa da, TCMB'nin belirttiği şekilde bir dezenflasyon sürecinin başladığını söylemek için henüz erken. 2023 Temmuz ve Ağustos ayları en yüksek enflasyon oranlarının görüldüğü dönemlerdi. Bu nedenle, bu yıl bu aylarda baz etkisiyle daha büyük bir düşüş bekleniyordu.
Ancak temmuz ve ağustosta %8-9'luk bir geri çekilme yerine %2,5-3 civarında artışlar yaşandı, bu da beklenen düşüşün sınırlı kaldığını gösteriyor. Özellikle yönetilen fiyatlar, örneğin doğal gaz ve elektrik gibi, kira artış sınırının kaldırılması konut fiyatlarını artırdı. İTO'nun açıkladığı perakende fiyatları beklentilerin üzerinde geldi. Bu durum TÜİK tarafından açıklanacak enflasyon verilerine tam olarak yansımayabilir. Ancak yıl sonu enflasyonunun %45-46 civarında olması muhtemel, bu da TCMB'nin öngördüğü üst limitleri aşan bir sonuç doğurabilir.
Ekonomist Hikmet Baydar: Merkez Bankası faiz indirimini öteleyebilir
Enflasyon verilerindeki farklılıkların temel sebebi, farklı modeller, ağırlıklandırmalar ve ürün sepetlerinin kullanılmasıdır. İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) farklı yöntemler kullanarak veri topluyor, bu da sonuçların tutarsız olmasına neden oluyor. Örneğin, İTO'nun açıkladığı geçim endeksi enflasyonu %3.90 iken, TÜİK'in verisinin %2 civarında olması bekleniyor.
Bu farklılıkların kaynağı, ürün gruplarının ağırlıklandırılması ve bölgesel farklılıklar. Enflasyon verilerinin doğruluğu, özellikle kamunun ve piyasanın aynı veriyi paylaşabilmesi açısından kritik. İTO'nun açıkladığı %3.90'lık enflasyon, Eylül ayında beklenen %2.20 civarındaki TÜİK verisinin üzerinde çıkabileceğine işaret ediyor. Hesaplama modellerindeki bu tutarsızlıklar, kamuoyuna daha ayrıntılı açıklanmadığı sürece enflasyon verilerine olan güvenin azalmasına neden oluyor. Enflasyon %3 civarında gelirse, TCMB'nin faiz indirim beklentileri de ertelenebilir.
Stratejist Emrah Lafçı: Erken faiz indirimi güvensizlik yaratabilir
Merkez Bankası'nın uyguladığı sıkı para politikasının temel hedefi, ekonomideki çeşitli dengeleri sağlamak. Bu politikanın üç ana amacı var,
-Dolar talebini azaltmak: Doların yükselmesi enflasyonu artırıcı bir etki yaratıyor. Kur stabil olduğunda, enflasyona kur geçişkenliği azalıyor.
-Talebi kontrol altına almak: Yüksek faiz oranları ile krediye erişimi zorlaştırarak, tüketici harcamalarını azaltmak ve fiyatlar üzerindeki talep baskısını hafifletmek amaçlanıyor. Bu şekilde, talep enflasyonu frenlenmeye çalışılıyor.
-Beklentileri yönetmek: Şirketlerin fiyatlarını artırmaktan vazgeçmesini ve tüketicilerin fiyatların daha fazla yükselmeyeceği beklentisiyle harcamalarını ertelemelerini sağlamak önemli. Bu süreçte TCMB'nin iletişimi de önemli hale geliyor. Banka, son çeyrekte faiz indirimine gideceğine dair sinyaller veriyor.
Ancak, enflasyon yüksek seyretmeye devam ederken faiz indirimi yapılması, piyasalarda siyasi baskı ile faiz indirimi yapılacağı algısını güçlendirebilir. Siyasi otoritenin müdahale ihtimali, geçmişte yaşanan tecrübelerden dolayı tamamen göz ardı edilemez. Para politikasının etkinliği hem enflasyon oranlarındaki gelişmelere hem de Merkez Bankası'nın beklentileri ne ölçüde yönetebileceğine bağlı olacak. Eğer bu hedeflerde başarı sağlanamazsa, para politikası üzerindeki baskı artabilir ve güven erozyonu yaşanabilir.
Hanehalkı dezenflasyon beklemiyor
Piyasa Katılımcıları Anketi, İktisadi Yönelim Anketi ve Türkiye İstatistik Kurumu iş birliğiyle yürütülen Tüketici Eğilim Anketi’ne göre 2024 yılı Eylül ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 1,2 puan azalarak yüzde 27,5 seviyesine, reel sektör için 2,7 puan azalarak yüzde 51,1 seviyesine, hanehalkı için 1,5 puan azalarak yüzde 71,6 seviyesine geriledi. Hanehalkının 12 ay sonrası için enflasyon beklentilerindeki yüksek seyir vatandaşın dezenflasyona inanmadığı şeklinde yorumlanıyor
Faiz politikası nasıl etkilenir?
Eylül enflasyonu beklentilerin üzerinde gerçekleşirse, Merkez Bankası’nın izlediği sıkı para politikasında ek adımlar gündeme gelebilir. Enflasyon hedeflerinin tutturulamaması, faiz oranlarının daha uzun süre yüksek tutulmasını gerektirebilir. Ekonomistler enflasyonda katılığın sürmesi halinde Merkez Bankası’nın, enflasyonla mücadelede en etkili araçlardan biri olan politika faiz oranında düşüş beklentisinin öteleneceği görüşünde.
TZOB: Patates ve kuru soğan fiyat farkları artıyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, eylül ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını, patates ve kuru soğan üreticilerinin yaşadığı sorunları değerlendirdi. Bayraktar, “Kısıtlı açılan kuru soğan ihracatının tamamen açılması, yeni pazarlar bulunması ve önceki yıllarda olduğu gibi Toprak Mahsulleri Ofisi’nin devreye girerek patates ve kuru soğana müdahale etmesi gerekiyor” dedi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, eylül ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıkları ile patates ve kuru soğan fiyatlarıyla ilgili açıklama yaptı. Geçen yıl eylül ayında patates üretici fiyatı ortalamasının 9,5 lira iken bu yıl yaklaşık yüzde 50 oranında düşüşle 4,7 lira seviyesine gerilediğini söyleyen Bayraktar, “Üreticilerimiz patatesi 4,7 liraya satarken tüketici marketten 3 katı fiyatına satın alıyor” dedi.