Esas yapılması gereken konulmuş vergileri toplamak

 İSO Meclisi’nde düzenlenen panelde konuşan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, enflasyonu düşürmek için para politikasının maliye politikasıyla desteklenmesi gerektiğini söyledi. Demiralp, “Türkiye’nin kapsamlı bir kalkınma paketine ihtiyacı var. Ayrıca yeni vergi getirmek değil, konulmuş vergileri toplamak önemli” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet Hanefi GÜLEL

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Haziran 2024 Meclisi Top­lantısı dün gerçekleştiril­di. İSO 500 Büyük 2023 Veri­leri’nin analiz edildiği Meclis Toplantısı sonrası düzenlenen panelde konuşan Koç Üniver­sitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, enflasyonu düşürmek için para politikası­nın önemine dikkat çekti.

De­miralp, “Ancak bu maliye poli­tikasıyla destelenmeli. Bunun için kapsamlı bir kalkınma pa­ketine ihtiyaç var” dedi. Son günlerde gündeme gelen ver­gi paketine de değinen Demi­ralp, “Esas yapılması gereken konulmuş vergileri toplamak, kayıt dışına odaklanmak ve ala­madığın vergileri almak. Geliş­miş ülkelerde dolaylı vergile­rin payı %30. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran %50’ler­de. Bizde ise %70’lere ulaşıyor” şeklinde konuştu.

Hizmetler sanayiden hızı büyüdü

Gayrisafi yurtiçi hasılanın 4 bileşeni olduğunu ifade eden Demiralp, bunları, ‘tüketim, ya­tırımlar, hükümet harcamaları ve net ihracat’ olarak tanımla­dı. Demiralp, “Şimdi hangi ka­lemler daha hızlı büyümüş de sanayinin payı bu kadar düşük kalmış diye düşünecek olursak zaten tüketimin payı yaklaşık 4/3’nü oluşturuyor.

Dolayısıyla tüketimde düşüş olması lazım. Tüketimin de yine alt sektörle­rine baktığımız zaman hizmet­ler sektörü çok hızlı büyümüş. Yüksek enflasyon dönemlerin­de hizmetlerin imalat sektörü­ne göre daha hızlı büyüdüğünü görüyoruz. İlave olarak sağlık ya da eğitim gibi kalemlerin fi­yatları %100’ün üstünde de art­sa çocuğunuzun okula devam etmesi için diğer harcamaları­nızda kısmaya gidiyorsunuz.

Yurt içi hasıla büyümesine rağ­men sanayinin payının düşme­si, tüketim kategorisinin ro­lünü gösteriyor. Yatırımlar da yine yüksek enflasyon ortamın­dan etkileniyor” dedi. Enflas­yonun kendi başına bir belirsiz­lik yarattığını ve yatırımcının önünü göremediğinde yatırım iştahının düştüğünü kaydeden Demiralp, “Yurt içi hasılanın son birleşeni olan ihracat, yurt dışı kaynaklı. 2023’te Avrupa büyümesinin oldukça düşük ol­duğunu gördük. Bütün bunları topladığımız zaman 2023 gene­linde neden sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla büyümesinin ge­risinde kaldığını görüyoruz.

Ya­ni özetleyecek olursam bu esa­sen bizim hatalarımızdan kay­naklı enflasyondan oldu. Eylül 2021’de yeni ekonomi modeli­ne geçerken ‘sanayi odaklı bir büyüme modeline geçiyoruz’ dedik. Fakat atılan adımlar fai­zi düşürerek bir kurgulama ha­tasıyla başlayıp enflasyonun kontrolden çıkmasına neden oldu. Maalesef iki sene sonun­da geldiğimiz noktada biz sana­yi odaklı değil bilakis sanayiden pay çalan bir büyüme noktası­na geldik. Genel seçimler son­rasında enflasyonla mücadele konusunda artık doğru adım­lar atılmaya başlandı” diye ko­nuştu.

2024’ü etkileyecek 5 neden

İSO 500 sonuçlarına baktı­ğımızda ekonominin bir öze­tini gördüğümüzü ifade eden Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, sanayi sektö­rünü 2024 yılı için etkileyen 5 tane faktörün olduğunu belir­terek

 bunları ‘zayıflayan iç ta­lep, ılımlı artan dış talep, yük­sek finansman maliyetleri, reel olarak değerlenen TL ve enflas­yon kadar artan ücretler’ olarak sıraladı. Bütün bu gelişmelerin bazılarının lehimize, bazıları­nın aleyhimize değiştiğini ifa­de eden Kara, “Böyle bir eko­nomik program içerisinde re­el sektörü etkileyen bileşenler nasıl olacak diye bakarsak, da­ha zorlayacak bir döneme doğru giriyoruz. Bu böyle olmalı mı di­ye sorarsanız, bu bir tercih. Be­nim gördüğüm şu anda iyileş­tirilmesi gereken taraf şu; çok fazla Türk lirasında reel değer­leme üzerinden bir dezenflas­yon yapmaya çalışıyoruz. Bu da vakit geçtikçe sürdürülebilir ol­mayan bir patikaya doğru bizi taşıyabilir” ifadelerini kullandı.

Faizler eylülden sonra düşer

Topkapı Üniversitesi Öğre­tim Üyesi Prof. Dr. Erhan As­lanoğlu ise faizlerin eylül ayın­dan itibaren inmesi yönün­deki beklentinin oluştuğunu söyledi. Aslanoğlu, "2025 için Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi yüzde 14. Bence çok id­dialı bir hedef. Faizin inme­mesi gerekiyor. Tabloyu gör­meden, net resmi görmeden, faizlerin inmemesi lazım. Ya­ni ekonominin yavaşlaması lazım. Soğuması lazım ki biz esas sorunu çözerek daha po­zitif tarafa yönelelim. Merkez Bankası da ağustos enflasyo­nunu gördükten sonra faiz in­direbilir” dedi.

 Geçici tedbirlerin faturası ağır oluyor

 İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, sürdürülebilir, istikrarlı ve kaliteli büyüme için finansal istikrarın önemli olduğunu söyledi. Bahçıvan, “2022’de gereğinden fazla iyimser olan tablonun 2023’te aynı boyutta olmayacağını hepimiz kabul ediyoruz. İstikrarlı bir iyileşme ve sürdürülebilir finansman kalitesi her zaman bizim için en önemli önceliktir. Geçici ve belli dönemlere bağlı iyileşmelerin de belli bir süre sonra tüm topluma ve en başta da sanayicilere fatura çıkardığını her zaman gördük. 2023’te de bunu görmeye başladığımızı şu anda rahatlıkla söyleyebilirim” diye konuştu.