Erken indirimle ödediğimiz bedeller heba olmasın

Kısa zaman öncesine kadar faizlerde acil indirim bekleyen iş dünyasında söylemler ‘doğru zaman’ beklentisine dönüştü. İş dünyası temsilcileri, “Erken indirimle ödediğimiz bedeller heba olmasın” derken, ekonomistlerin değerlendirmeleri de eylül enflasyonunun beklentilerin üzerinde gelmesiyle politika faizinde indirimin 2025’e kaldığına işaret ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nurdoğan A. ERGÜN

Piyasaların ve iş dün­yasının gözü Merkez Bankası’nın faiz politi­kasında. Avrupa Merkez Ban­kası’nın ardından ABD Mer­kez Bankası Fed’in de faiz in­dirimine gitmesi Türkiye’nin de yüzde 50 olan politika fai­zinde indirimine gidebileceği beklentisi yaratmıştı.

Ancak eylül ayı enflasyonu beklen­tilerin üzerinde gerçekleşin­ce indirim beklentisi de rafa kalkmış oldu. TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın reel kesim­deki durumun krize işaret et­mediğine yönelik paylaşımı ve eylül ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde gel­mesi, para politikasındaki sı­kı seviyelerin bir süre daha korunacağına işaret ediyor. Bu da kasım ayında yapılma­sı beklenen ilk faiz indirimi­nin gelecek yıla kalabileceği­ne işaret ediyor.

2025’in ilk çeyreği işaret eden de var

İş dünyasından yükselen sesler de kısa zaman öncesine kadar faizde ‘biran önce in­dirim’ olması yönündeyken, bugünkü söylemler ‘doğru za­man’ beklentisine dönüşmüş durumda. Bu noktada kimi çevreler faiz indiriminin ka­sım ayı itibariyle başlaması gerektiğini söylerken, kimi çevreler ise 2025’in ilk çey­reğini işaret ediyor.

İş dünya­sının ortak sesi ise “Sanayi­ci, faiz oranının düşerek kre­di kullanımı için uygun hale gelmesini elbette arzu eder. Ancak enflasyonun kalıcı olarak kontrol altına alındı­ğından emin olmadan prog­rama zarar verecek nitelik­teki bir faiz indirimi şu ana kadarki kazanımların boşa gitmesi anlamına gelir, risk­li olur” şeklinde. TCMB’nin Mart 2024’te yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükselttiği po­litika faizi, eylül PPK’sında da sabit tutuldu ve böylelikle yüzde 50’lik faiz yedinci ayı­nı tamamlamış oldu.

“Merkez Bankası rasyonel kararı verecektir”

Enf­lasyon­la müca­delenin başarıya ulaşması için top­lumun tüm kesimlerinin bir bedel ödediğini söyleyen Anka­ra Sanayi Odası (ASO) Baş­kanı Seyit Ardıç, “Yüksek fa­iz ortamında en büyük bede­li ödeyen ve büyük fedakârlık gösteren kesim şüphesiz biz sanayicileriz.

Yüksek finans­man maliyetleri ve daralan piyasalar, üretim ve istihdam süreçlerimizi olumsuz etki­liyor. Ancak erken bir faiz in­dirimi, ödediğimiz bedellerin boşa gitmesi anlamına gelir. Bu bedellerin boşa gitmeme­si için bu konuda tek yetkili merci olan Merkez Banka­sı’nın ekonomik gerçeklik ve rasyonalite çerçevesinde bir faiz kararı vereceğine inanı­yorum” dedi.

Merkez Banka­sı’nın acele etmesine yol aça­cak söylem ve eylemlerden kaçınılması gerektiğine dik­kat çeken Ardıç, şunları söy­ledi: “Yıllık enflasyonun po­litika faizinin birkaç puan altına düşmesi enflasyonun kalıcı bir düşüş trendine gir­diği anlamına gelmez. Önü­müzdeki aylarda enflasyo­nun kalıcı olarak düşüş eği­limine girdiği kanaati kesin olarak oluştuktan ve enflas­yon beklentileri Merkez Ban­kası’nın hedeflerine yakın­sadıktan sonra, Merkez Ban­kası gerekli kararı alacaktır. Bu konuda tek yetkili mer­cii olan Merkez Bankamızın alacağı kararlara güvenimiz tam.”

Başta KOBİ’ler olmak üzere sanayicilerin acil bek­lentisini, reel sektörün üre­time devam edebilmesine imkan sağlayacak uygun fa­izli ticari kredi mekanizma­larının devreye alınması şek­linde özetleyen Ardıç, “Özel­likle üretim ve ihracat odaklı sektörlere yatırım ve işletme sermayesi ihtiyacı için Hazi­ne tarafından sübvanse edil­miş düşük faizli bir kredilen­dirme politikası, sıkılaştırıcı politikanın üretimin ve is­tihdam üzerindeki olumsuz geçişini yumuşatabilecektir. Enflasyonla mücadelede kri­tik noktalardan birisi de ar­zın güçlü kalması gerektiği­dir. Arz tarafında yaşanacak sorunların ilave enflasyonist bir etkiye neden olacağı unu­tulmamalı” dedi.

“İndirim ocak ayına kalacak gibi görünüyor”

İş dün­yası ola­rak faiz indirimi beklen­tilerinin kasım ve ara­lık ayları için 250’şer baz pu­an olduğunu söyleyen TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meclis Başkanı Şeref Fayat, “Ancak eylül ayı enflasyonu sebebiyle en erken aralık 250 baz puan görünüyor. Ekim ayı enflasyonu 200 baz puanın üstünde gelirse indirim ocak ayına kalır gibi görünüyor” diye konuştu.

"Faizde bu yıl indirim beklemiyoruz"

Mer­kez Ban­kası’nın faiz in­dirimin­de bu yı­lı pas ge­çeceğini dile getiren Modoko Başkanı Koray Çalışkan, “Beklenti bu ama faiz indirimi olmazsa da işler açılmayacak. İç piyasa önümüzdeki yıl yedi, sekizin­ci aydan sonra hareketlenme başlar. O zamana kadar ya­tay belki çok hafif de düşüşler olabilir” yorumunu yaptı.

“İç piyasa önümüzdeki çeyrekte durgun geçecek”

Merkez Bankası’nın yo­rumları­na göre faiz indi­riminin yeni yıl­da başla­yacağını söyleyen İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birli­ği (İDDMİB) Yönetim Kuru­lu Başkanı Çetin Tecdelioğ­lu, “Bu faiz indiriminin yani kasımda, aralıkta küçük de olsa sinyallerinin gelmesi iç piyasayı hareketlendirmek için bir umut telkin ediyordu. Ama yeni yıla kalması maale­sef önümüzdeki çeyreğin de ciddi anlamda durağan geçe­ceğinin işaretini veriyor. İşler bir süre daha yavaş ve dura­ğan geçecek. Enflasyonla ve­rilmiş olan mücadeleyi tak­dirle karşılıyoruz ama hem bastırılan kur hem de iç piya­sadaki yüksek faiz sebebiyle zorlanıyoruz. Piyasanın biraz hareketlenmesi için düzenle­meler bekliyoruz” dedi.

“Aceleci değil sabırlı olmalıyız

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayici­leri ve İh­racatçıla­rı Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı ve Qlux IDE­AS Genel Müdürü Burak Ön­der, “Eylül ayı enflasyonu beklentilerin üzerinde geldi. Erken bir faiz indirimi bu za­mana kadar ödediğimiz bedel­lerin işe yaramamasına neden olur. Faiz indiriminde acele­ci davranmayıp sabırlı olmalı­yız” ifadelerini kullandı.

“Sanayicinin ucuz finansa ihtiyacı var”

“Faiz in­diriminin bir an ön­ce başla­ması ge­rektiğine inanıyo­ruz ama enflasyon verileri de yüksek geldi” diyen İstanbul Hubu­bat Bakliyat Yağlı Tohum­lar ve Mamulleri İhracatçı­ları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Tay­cı, şöyle devam etti: “Dolayı­sıyla enflasyon bu kadar yük­sekken kısa vadede faizler geriye gelmeyecek. Mevcut otorite de enflasyonla mü­cadeleye devam ediyor.

Biz ihracatçılar da şu anda yatı­rımları ertelemiş durumda­yız. Ayrıca, işletme sermaye­si ihtiyacı konusunda firma­larımız kapasitelerini biraz daha yukarıya doğru artı­rabilme hacmine sahipler. Ama işletme sermayesi ge­reksinimi ve paranın paha­lı olmasından dolayı kapasi­te artırımına da girmiyoruz. Dolayısıyla tüm sanayicinin, aslında tüm sektörlerin ivedi olarak faizlerin inmesine ih­tiyacı var. Tabii ki, ‘faizlerin düşürülmesi enflasyon tara­fını nasıl etkileyecek?’ o kıs­mı çok kestiremiyoruz. Ama şunu rahatlıkla söyleyebili­riz ki, şu anda yatırımlarımı­zın ve işletme sermayemi­zin düşük faizli kredilerle ta­mamlanmaya ihtiyacı var.”

Eylül enflasyonu, faiz indirimini ocak ayına taşıdı

 Ekonomistler faiz indiriminde acele edilmemesi uyarısında bulunuyor. DÜNYA Gazetesi yazarı ve Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. İbrahim Ünalmış, eylül ayı tüketici fiyatları enflasyonunun yüzde 2.9 olarak açıklandığına dikkat çekerek, “TCMB tarafından gerçekleştirilen beklenti anketinin tahmini ise yüzde 2.2’idi. Eylül enflasyon tahminlerinin gerçekleşmeden sapmasının ortalaması yüzde 0.3 puan. Diğer aylar ile karşılaştırdığımızda, bu miktarın en düşüklerden birisi olduğunu gözlemliyoruz.

Yine bir başka deyişle, tahmin yapanların en az yanıldığı aylardan birisi eylül ayı. Fakat bu eylül öyle olmadı ve TÜİK enflasyonu beklentileri oldukça aştı. Eylül ayı enflasyonun yüzde 2 civarında gerçekleşmesi durumunda TCMB için kasım ayında faiz indirimi penceresinin açılabileceğini dile getirmiştik. Yüzde 2.5 ve üzerinde gerçekleşecek enflasyonun ise faiz indirimini Ocak 2025’e taşıyacağını tahmin etmiştik. Mevcut durumda ikinci senaryo gerçekleşti ve kasım ayında faiz indirimi ihtimali hayli azaldı” değerlendirmesini yaptı.

"İndirimde 2025’in ikinci çeyreği sinyali var"

Orta Vadeli Programda oldukça iddialı bir enflasyon hedefi bulunduğunu dile getiren Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel, “Sıkılaşma politikalarının 2025’in ortalarına kadar devam edeceğini görüyoruz. Dolayısıyla yüksek faizin, değerli TL‘nin enflasyonla mücadele etmenin en önemli aracı olduğunu Merkez Bankası söylüyor. Burada ücret artışları da belirleyici olacak. Faiz indiriminin 2025’in ikinci çeyreğine kalacağı sinyalini alıyoruz. Eğer Türkiye’de enflasyonu hakikaten programla düşürebilirsek ikinci yarıda para politikasında da bir gevşeme başlayabilir” yorumunu yaptı.

"Faizler bir miktar daha yüksek tutulacak"

Ekonomist Emrah Lafçı, faiz indirimi ile ilgili beklentileri şöyle yorumladı: “Kasımda bir faiz indirimi gelmesi çok muhtemeldi. Çünkü eylülde Merkez Bankası’nın beklediği şekilde yüzde 2’ler civarında, ekim-kasım aralıkta da 1.5’lara oturmuş bir enflasyon olsaydı eğer, yüzde 50 politika faizi oldukça yüksek bir real faiz anlamına geliyordu ki çok ciddi bir sıkılaşma olacaktı. Onun için zaten mesajlarda indirim olması yolundaydı. Ama şimdi bu ay 2.97 enflasyon gelince, eylül enflasyonu, şimdi ekimde yüzde 2’nin altında bile enflasyon gelse bu sefer ‘bir tane düşük enflasyonla bir aylık faiz indirimi yeterli mi gördüğünüz’ eleştirileri olacaktır ki haklı bir eleştiri.

Onun için Merkez Bankası en az iki düşük enflasyon görmek isteyecektir. Eylülde olmadı. Ekim ve kasımda olursa aralıkta bir faiz indirimi gelebilir. Olmadı yeni yıla sarkacak. Aslında matematiksel anlamda faiz indiriminin olması için koşullar var. Ama beklentiler yönetilemediği için faiz indirimine ilişkin haberlerin bile bir anda talebi öne çekmesi durumu çok fazla olduğu için Merkez Bankası bir süre daha faizleri yüksek tutmak zorunda kalacak gibi gözüküyor.”