'Ekonomide canlanma için coşkuya ihtiyaç var'

Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özaydemir, iş dünyasının toparlanabilmesi ve ekonomik verilerin yeniden olumluya dönmesi için bir coşkuya ihtiyaç olduğunu belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TÜLAY TAŞKIN

ESKİŞEHİR - Eskişehir Sanayi Odası (ESO)Yönetim Kurulu Başkanı Savaş M. Özaydemir, 2016 yılının bazı sorunlarla geride bırakıldığını açıklayarak, “Terör olayları ile birlikte önce Rus uçağının düşürülmesi, 15 Temmuz darbe kalkışması ve ardından sınır ötesi harekatın başlaması ülke ekonomisini sarstı" dedi.

ESO olarak OSB’ye çok ciddi yatırımlar yaptıklarını aktaran Özaydemir, “Altyapıyı hazırlıyoruz ama yatırımcı tedirgin, şu anda risk almak istemiyor. Ama bize işin ucundan tutacak yatırımcı gerekiyor. Yatırımcıya da coşku vermek gerekiyor. O coşkuyu oluşturacak iki faktör vardır, birisi birikimdir, birisi gelecek ümididir. Sanayici, para kazanacaksa birikimi yoksa bile yatırımı borçla da yapar ama geleceği görmek ister. Coşku olacaksa geleceği göstermekle olur. Hükümet olarak, toplum olarak gelecek ümidimizi artırmamız lazım” diye konuştu.

Ekonomideki daralmaya karşın bu yıldan umutlu olduğunu, 2016 yılı kadar kötü olmayacağını düşündüğünü kaydeden Özaydemir, “2015 yılından gelen sıkıntılar 2016 yılının da altını oydu. Yaşanan olaylar Türkiye’nin mali durumunu sarstı. Turizm gelirlerindeki azalma piyasalarda döngüyü azalttı. Piyasada para hızının düşmesi, alacağıyla borç ödeyen sanayicimizin ucu ucuna getirememesine neden oldu. Birçok sanayicimiz nakit akışını ayarlayamadı. Bankalar da çok sıkıştırdı, kredileri geri çağırdılar. Sonrasında bankaların biraz gevşemesi, baskıyı azaltması çok daha vahim noktalara gelinmesini önledi” dedi. 2016’da asgari ücretteki ciddi artışların sanayiciye maliyet enflasyonu getirdiğini belirten Özaydemir, “Yıl sonu rakamlarıyla ÜFE, TÜFE’yi de 8,5’a 9,5 gibi geçti. Bu yeni zamlar demektir. Nihayetinde üretici bunu ürün maliyetlerine yansıtmak zorunda, eğer bunu yapmazsa batar. Bu da önümüzdeki süreçte zamlarla birlikte TÜFE’yi de yükseltecek demektir. Faiz ile enflasyon arasındaki makasın daralması da piyasaları etkiledi” açıklamasını yaptı.

Piyasaları etkileyen en önemli faktör doların artışı

Piyasaları son zamanlarda asıl etkileyen konunun dolar piyasaları olduğunu vurgulayan Özaydemir, “Satışların yüzde 60’ı euro ile olduğu halde euro fiyatlarına bile kimse bakmıyor. Doların etkileri çok daha fazla oldu. Çünkü hammadde ithalatının önemli kısmı dolar ile yapılıyor. Sanayici, ithalatı ve piyasası dolar üzerinden yürüdüğü için maliyet enflasyonu telaşına girdi. Döviz tırmanışını devam ettiriyor ama ikinci yarıda biraz geri gelebilir ümidindeyim. Gelmezse Türkiye’de çok ciddi bir maliyet enflasyonu yaşarız. Sanayilerimizin girdileri, enerjiyi de katınca yüzde 50-60 oranında ithale dayalıdır. Dolayısıyla dövizdeki her yükseliş Ayşe teyzeyi de etkiliyor. Doların artması çok miktarda yabancı parayla borcu olan sanayici perişan eder”dedi.

2017 yılının ilk çeyreğinde bir iyimserlik beklemediğini belirten Özaydemir, “Marttan sonra da bir referandum faktörü var. O da iç-dış yatırımcı bakımından bir miktar piyasaları geriyor. Nisan ayında referandum biterse, Amerika’da Trump faktörü, Suriye’de ateşkes olur, terör olayları azalırsa büyük bir ihtimalle 2. çeyrekte rahatlamaya doğru adımlar atılabilir. 3. çeyrekte zaten mevsimsel rahatlama var. Haziranda elektrik fiyatları, gaz fiyatları düşer, piyasada bir bolluk olur. Tarımsal ürünler akmaya başlar, tarım gelirlerinden dolayı 3. çeyrekte biraz rahatlarız diye ümit ediyorum. Tabii bunun sonuçları 4. çeyreği de götürür. Türkiye biraz sıkıntılarını aşar, 2018’e turizm bağlantıları olmaya başlarsa bir rahatlama olur. Bütün bunlar olursa biz 2017 yılının ikinci yarısında bu kötü günler geçiyor hissiyatına kapılabiliriz” diye konuştu.

Prim borçlarının ertelenmesi üreticiye can suyu oldu

Bu yıl asgari ücrette makul bir artış yapıldığını belirten Özaydemir, “SGK prim borçlarının ertelenmesi de üreticiye bir can suyu oldu. Sanayicimizin işine yarayacak, rahatlatacak bazı önlemler alınıyor. İlk 3 ayın SGK primlerinin ertelenmesi gibi katkılar parasal piyasalara ciddi destek olur. Çünkü SGK primleri işçilik maliyetlerinin yüzde 30’u mertebesinde. Bu sadece asgari ücrete değil de tamamına yayılırsa üretici biraz nefes alır. Enflasyonun yükselmesi hayat şartlarını ve kamuoyunu zorlayacaktır. 2017 yılında enflasyonun yüzde 8’in altına inebileceğini sanmıyorum. Büyüme 3.5 olur ama büyümeyi dolar bazında hesaplarsanız bu rakam da sıkıntılı. TÜİK’in hesaplarına ise aklım ermiyor. Sivribiberden girip, patlıcandan çıkıyorlar. Bunlar hayatımızı derinden etkileyen ürünler değil. Enflasyonu nasıl düşürürürüz asıl bunu konuşmalıyız. Petrol fiyatlarının çok artmaması enflasyonun daha da yükselmesini engelledi” şeklinde konuştu.

Türkiye de ekonomi siyasallaşmamalı

Türkiye’de ekonominin siyasallaşmaması gerektiğini kaydeden Özaydemir, “Ekonomi kendi başına yürüyen bir düzendir, siyaset başka bir düzendir. Siyasal ekonomiyi dünya ile entegre etmek çok zordur, maya tutmaz” dedi. Ülke ekonomisinin siyasi gelişmelerle çok ilgili hale geldiğini söyleyen Özaydemir, “Trump’un başa geldikten sonra yapacağı manevralar bile Türkiye ekonomisini yakından ilgilendirir hale geldi. Bu yılın ikinci yarısında bir ışık görebiliriz ama bunun ön şartları var. Suriye’deki savaşın bitmesi, Trump’ın tutumları, terör olayları yanında tüm bu süreçte sanayicinin ayakta kalabilmesi en önemli şarttır. Beni asıl kuşkulandıran nokta şu; bu kaosların ve belirsizliklerin içinde önümüzdeki 6 ayda hala üretici ayakta kalabilecek mi? Tüm bu süreçte sanayici yaşam savaşı veriyor, bunu başarabilecek mi? Çok değişik teşvikler var, neredeyse teşviklerden bir kitap yapabilirsiniz. Hem çeşitlilik hem de karmaşa var. Sanayici teşvikten ziyade önünü görmek ve ümidini kaybetmemek istiyor. Terörün bitmesini, sınır dışı operasyonun ve savaşın bitmesini, dış ilişkilerin düzelmesini istiyor ki moral bulsun, işine gücüne baksın” diye konuştu.

OSB'nin yatırım bütçesi 212 milyon lira

ESO’nun OSB’ye ciddi yatırımlar yaptığını kaydeden Özaydemir, yeni yatırımlar için 212 milyon liralık bir yatırım bütçesi koyduklarını açıkladı. 16 milyon metrekarelik mevcut OSB’nin dolduğuna işaret eden Özaydemir, “Genişleme alanı olarak yöneldiğimiz İmişehir bölgesine ve mevcut bölgeye yatırımlar yapacağız. Mevcut bölgeye 36 milyon lira, arıtmaya 15 milyon lira, İmişehir’e altyapı, doğalgaz, elektrik gibi toplam 130 milyon liralık yatırım yapacağız. Hepsini devletten destek almadan kaynağımızdan yapacağız. Parselasyon çalışmaları bitiyor. Şimdi yollarını ihale ettik, yolların kabalarını yapacağız. Arıtma tesisimizin kapasitesini büyütüyoruz, yatırımın yarısı bitti. Orada çıkan çamuru kurutmak için tesisi kurduk, güneş enerjisiyle kurutuyoruz, o kuruyanı da yakmak için bir tesis kuracağız, akıllı bir tesis veya proje arayışındayız. Onu da bu yıl içinde realize etmeyi planlıyoruz. Elektrik elde edeceğiz, oradan çıkan ısıyı değerlendireceğiz. Güneş enerjisi yatırımımızı tamamladık, devreye almak için devletten teftiş bekliyoruz. Örnek olması için çevreci yatırımlar yapıyoruz. Zaman içerisinde Eskişehir sanayisinin kullandığı enerjinin yüzde 20’sini yenilenebilir enerjiden sağlamayı planlıyoruz. Onun için 50 MW’lık rüzgâr santrali projesinin yatırımına başlayacağız. Eskişehir’in kuzey batısında dağların üzerinde bir tesis kuracağız. Ölçümlerini 5-6 senedir yapıyorduk, verimli rüzgârı bulduk” açıklamasını yaptı.

Eso-es.net ile ciddi boyutta internet hizmeti veriyoruz

Eğitime önem verdiklerini ve ara eleman ihtiyacını karşılayacak yatırımlar yaptıklarını anlatan Özaydemir, “Okul binasını geçmiş yıllarda yapmış ve MEB’e vermiştik. Şimdi OSB içindeki o binayı yeniden eğitime hazırlıyoruz. OSB’nin eğitim birimlerini aynı çatı altında toplayarak sanayicinin ihtiyaçları doğrultusunda CNC, kaynak gibi meslek edindirme eğitimleri vereceğiz, bunu yetişkin eleman, hayat boyu eğitim sınıfına sokacağız. Ara eleman yetiştireceğiz, meslek kazandırma amaçlı eğitimler vereceğiz. Düzenli, disiplinli bir ünite haline getireceğiz. Finansmanı tamamen bize ait olacak” dedi. Türkiye’nin OSB’de kurulmuş ilk ve tek internet servis sağlayıcı Eso-es.net ile internet altyapısını yönettiklerini ve çok ciddi boyutta bir internet hizmeti verdiklerini anlatan Özaydemir, “Eskişehir’in tüm internet çıkışından çok daha büyük ve hızlı, aynı zamanda da ucuz ve hepsi fiberoptik hatlar. Üyelerimiz bundan çok memnun” diye konuştu.

Eskişehir'i geleceğe taşıyacak sektörlerde kümelendik

“Eskişehir’in ilerleme göstereceği seramik, havacılık, raylı sistemler ile madencilik sektörlerinde kümelenme oluşturduklarını belirten Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Yönetim Kurulu Başkanı Savaş M. Özaydemir, “Eskişehir havacılık sektörünün geleceği çok parlak, uluslararası çok fazla projeye çalışıyoruz. AB’den epey fonlar da aldık. Hala devam eden projeler var. Havacılık firmaları AB ülkelerine doğrudan iş yapıyor. 350 milyon dolar ihracatları var. Toplam ihracatın yüzde 15’ini havacılık kümesi yapıyor. Bu önemli bir rakam, yüzde 15 yüksek teknoloji ürün ihracatında Türkiye’nin 2023 hedefidir. Yükte de ağır, pahada da ağır işler, projeler yapıyorlar. İşçiliği de hassas, mikron mertebesinde işçilik var” dedi. Özaydemir, böylesi ekonomik sıkışıklıkların yaşandığı dönemlerde ihracatın öneminin daha iyi anlaşıldığını dile getirerek, “İhracatı artırmak için bu yıl fuar ve gezilere çok ağırlık verdik, Yeni yatırım ortamı için altyapı hazırladık. Ar-Ge ve Endüstri 4.0 konusunda üyelerimizi bilgilendirmeye çalıştık. Raylı sistemlerde 2 üniversite çok güzel ve ciddi çalışmalar yapıyor. Eskişehir’i raylı sistem merkezi haline getirecek URAYSİM projesinden çok şey bekliyoruz. Özellikle Ar-Ge konusunda büyük bir atılım olacağına inanıyoruz” diye konuştu.

İhracat yapan Eskişehir sanayicisi çok yara almadı

ESO Başkanı Savaş M. Özaydemir, bu dönemde Eskişehir sanayisinde ihracat yapan firmalar ile iç piyasada beyaz eşyaya dayalı olanlar ve madencilik sektöründe faaliyet gösterenlerin çok fazla yara almadığını belirterek, “Diğer taraftan iç piyasaya iş yapanlar da tahsilat sorunları oldu. Piyasada talep azalınca bu üretime yansıyor, üretim azalınca para dönmüyor. Günümüz koşullarında ihracat yapmak artık çok önemli. Eskişehir’deki havacılık sektörünün tamamı bugün ihracata çalışır. Seramikte ise ihracat yüzde 40’lardan yüzde 20’lere kadar düştü. Çünkü çok fazla rekabet başladı. İran’dan Endonezya’dan, Brezilya’dan seramik geliyor. Bizim piyasamızda bile ithal seramik ürünleri görüyorsunuz. Türkiye’de artık emek yoğun sektörlerde sıkıntı var, konfeksiyonun yavaş yavaş biteceğini öngörüyorum. Çünkü bu işçilik ücretleriyle işlerin yürümesi çok zor. Gıda sektöründe birkaç tane daha marka çıkarabiliriz. Eskişehir gibi bir hinterlandı olan yerde gıda sektörü iş yapabilir. Sermaye birikimi olduğu zaman marka da olabilir” ifadesini kullandı.

En büyük sıkıntı havayolu ulaşımı ile limanlara bağlantı olmaması

Hasanbey Lojistik Merkezi ile OSB arasındaki 7 km’lik demiryolu bağlantısının bir türlü sonuçlanamadığını belirten Özaydemir, “Bu önemli bir sorun. Bu konuda hükümet ve bakanlık yetkililerinden destek bekliyoruz. Bu bizim önemli bir sıkıntımız. Biz istasyon kurulacak yerlerin mülkiyetini TCDD’ye devrettik. TCDD bütün altyapının geçeceği yerlerin kamulaştırmasını yaptı, gelip rayları döşeyecek ve çakılını dökecek ama gelip bir türlü rayını döşeyemedi. Bu sorunun çözülmesi sanayicilerimizin elini önemli ölçüde rahatlatacak” dedi. Eskişehir'de ticaretin gelişmesinin ve ihracatın artmasının önündeki en önemli engelin limanlara demiryolu bağlantısının yapılamaması olduğunu da belirten Özaydemir, “Yıllardır bu konuda gelen giden her hükümete, her bakana derdimizi anlattık ama bir adım yol alamadık. Eskişehir-Gemlik limanı arası demiryolu bağlantısı Eskişehir ticaretini ve ihracatını önemli ölçüde artıracaktır, bu konuda da yetkililerin desteğini bekliyoruz. Diğer bir sorunumuz da ulusal ve uluslararası uçuşlara uygun bir havaalanımız olduğu halde, tarifeli uçuşların olmamasıdır ki bu da ticaret ve yatırım düşünenlerin Eskişehir’e ulaşmada sıkıntı yaşamalarına neden oluyor”dedi.