‘Durgunluk, ticari kredi kart limiti artırılarak aşılabilir’

ANTALYA - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, çek ile ödemelerde büyük sorun yaşanmaya başladığını belirterek, ticari kredi kartlarının temel ödeme aracı haline geldiğini söyledi. Ticari kredi kartlarının limitinin artırılarak yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizen Özdebir, bu noktada limit artışlarında KGF desteği veya Hazine katkısı sağlanabileceğini belirtti.

Gelinen noktada sadece bankalar değil, esnaf, tüccar ve sanayicinin de kredi hatlarını kapattığını vurgulayan Özdebir, “Öyle bir noktaya geldik ki bugün her şeyi normal olan firma, bir hafta sonra konkordato ilan ediyor. Çok güvendiğin firmaların bile 3 gün sonra ne olacağı belli değil” diye konuştu. Şu anda piyasada en itibarlı ödeme aracının ticari kredi kartları olduğunu belirten Özdebir, istenildiği zaman taksitlendirilebilen kartların, banka tarafından da hemen ödendiğinin bildirdi.

Komisyonlar yüksek, azaltılması

Ancak ticari kredi kartlarının limitinin yetersiz kaldığına dikkat çeken Özdebir, bunların limitinin artırılarak biraz daha yaygınlaştırılması gerektiğini anlattı. Ticari kartların, ticareti kolaylaştırıcı bir enstrüman haline geldiğini dile getiren Nurettin Özdebir, “Ancak uygulamada bazı sıkıntılar var, bankaların kendi aralarında POS makinesi kaynaklı yüksek komisyon uygulamaları. Başka bir bankanın makinesinden çekim yapıyorsan, yüzde 3’e kadar komisyon alıyorlar, bunun azaltılması lazım” diye konuştu.

Limiti KGF desteği ile artırılabilir

Ticari kartların limitlerinin de artırılması gerektiğinin altını çizen Başkan Özdebir, bunun da KGF desteği veya Hazine teminat katkısıyla olabileceğini belirtti. Nurettin Özdebir, kredi kartını kullanan kişinin parayı hesaba yatırdığı halde bile yüksek oranlı komisyon alınmasının anlamsız olduğunu, bankaların bu politikalarını gözden geçirmeleri gerektiğini aktardı.
Bunların yapılmasıyla piyasalardaki çarkların da döneceğini kaydeden Özdebir, “Çarklar dönerse devletin KDV tahsilatı artar, insanlar işçi çalıştırırlar, muhtasar ve vergilerini de öderler” dedi.

Ticari kartla yapılan ödemelerin, nakit gibi kabul edildiğini söyleyen Özdebir, vadeli fiyat verenlerin ise doları 8 liradan hesapladığına değinerek, maliyetin de yükseldiğini ifade etti.

Yüksek enflasyonla birlikte sermayelerin de eridiğine vurgu yapan Nurettin Özdebir, özel sektörün devletten alacaklarına karşılık uzun vadeli tahvil verilmesi ve bunun da bankalara teminat olarak gösterilmesi gerektiğine yönelik görüşlerini tekrarladı.

“Ekonomide toparlanma başladı”

Başta döviz kuru olmak üzere ekonomide yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Özdebir, kur krizinin uzun sürmeyeceğini, 2-3 ay içinde piyasaların çalışır hale geleceğini bildirdi.

Trump’ın Türkiye’ye yaptıklarının daha fazlasını Almanya’ya yaptığını hatırlatan Özdebir, onların aynı duruma düşmediğini dile getirdi. 2013 sonrasında finansmanı yurt dışından sağlanması gereken YİD projelerinin içeriden kaynak aktarılarak yapıldığını söyleyen Özdebir, “Sanayicinin, reel sektörün kullanması gereken kaynaklar mecbur altyapı projelerine kaydırıldı. Bu da finansal kuruluğa sebep oldu” diye konuştu.

Vatandaş ithal yerine yerli kullansın

Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile birlikte büyük yatırımların çoğunun ötelendiğini belirten Özdebir, ekonomide ciddi toparlanma olduğunu söyledi. Yurtdışı kaynaklı para girişinde, Rahip Brunson’ın bırakılmasının çok önemli bir faktör olmadığını belirten Özdebir, şunları söyledi: “ABD hır çıkarmak isterse daha önünde ne Brunson’lar var. S-400, Mümbiç, Fırat’ın doğusu batısı, F-35’ler var. Sismik araştırma gemisine Yunanistan müdahale etti, bizimkilerde kovdular. Türkiye’ye para gelmesini önleyecek bir sürü faktör var ama buna rağmen geldi. Türkiye 2 milyar euro borçlandı. Faizi yüksek ama borçlanabiliyor olmak kıymetli şu anda. Türkiye bu kadar riskli mi? Bugüne kadar Türkiye tarihinde almış olduğu borçları ödemiş bir ülke”

Özdebir, vatandaşlara da büyük iş düştüğünü kaydederken, ithal yerine yerli üretimin tercih edilmesini istedi.