DOSAB, yerli kaynak ve çevreci teknolojiyle sanayiciye rekabet avantajı sağlayacak
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi, son teknolojileri kullanarak bölge sanayicisine rekabetçi fiyatlarla enerji sağlayan örnek bir tesis kurmayı hedefliyor.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB), son teknolojileri kullanarak bölge sanayicisine rekabetçi fiyatlarla enerji sağlayan örnek bir tesis kurmayı hedefliyor. ÇED raporu kabul edilen Buhar ve Elektrik Üretim Tesisi’nin yapımına DOSAB’ın 25. kuruluş yıl dönümü olması nedeniyle bu yıl içinde başlanması ve 3 yıl içinde tamamlanması planlanıyor.
Bursa’daki en önemli sanayi ve üretim merkezi konumunda olan ve 429 firmanın faaliyet gösteridği DOSAB’da 42 bin kişi istihdam edilirken, geçen yıl bölgeden 4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın verilerine göre Bursa’nın en büyük 250 sanayi kuruluşundan 42’si DOSAB’da yer alıyor. Bugün her tür alt ve üst yapı yatırımını çağdaş bir şekilde tamamlamış olan DOSAB, katılımcılarına yüksek katma değer yaratacak büyük projelere imza atıyor. Bunlardan birisi de yerli kömür kaynaklı Buhar ve Elektrik Üretim Tesisi.
Enerjide dışa bağımlılık...
Bölgede, firmalara uluslararası alanda rekabet üstünlüğü getirecek enerji temini ve hizmet üretimi sağlamak için proje üretmeye devam ettiklerini belirten DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman, enerjinin en önemli öncelikleri olduğunu söyledi. Türkiye’nin birincil enerji ihtiyacının çoğunu ithalatla karşıladığını, bunun cari açığın en temel sebebi olduğunu ifade eden Kahraman, organize sanayi bölgelerinin temel görevlerinden birisi, bölge firmalarına enerji başta olmak üzere çeşitli hizmetleri temin etmektir. Kahraman: “OSB’ler kar amacı güden kuruluşlar değil. DOSAB, bugüne kadar elektrikte, suda ve doğalgazda, bölge sanayisine en uygun fiyatı sağlamış ve sağlamaya devam etmek için projeler üretmektedir. Son olarak ülkemiz politikaları ile örtüşen yerli kaynak kömür kullanacak DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Tesisi Projesini ortaya koymuştur” diye konuştu.
Buhar ihtiyacı tek merkezden
Projenin önceliğinin, bölgede hali hazırda münferit olarak üretilip tüketilen buharı tek merkezden sağlamak olduğunu belirten Kahraman şu bilgileri verdi: “390 ton buhar üretme kapasitesine sahip tesis, bölgenin ihtiyacı olan tüm buharı karşılayıp, 49.9 MW elektrik üretimi ile de DOSAB yıllık elektrik tüketiminin yüzde 37’sini karşılayacak. DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santrali, yerli kaynak kullanan, genel ekonomik faydaları yanında çevre ve insan sağlığını koruma açısından hiç bir yatırımdan kaçınılmayan, teknoloji seçimi, uygulaması ve denetimi anlamında ülkemizde ilk ve olumlu örnek olacak. Projemiz, temiz kömür teknolojilerinin tanımlandığı termik santraller için hazırlanan Uluslararası Mevcut En İyi Teknikler dokümanına uygun olarak tasarlanmıştır.”
Çevre ve insan sağlığı ön planda
Önceliklerinin buhar üretimi olduğunu ve üretilen buharı 4-5 kilometreden fazla taşımanın mümkün olmadı için üretildiği yerde tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, bu nedenle tesisin DOSAB’da kurulmasının planlandığını aktardı. Projede özellikle iki noktada büyük titizlik gösterdiklerinin altını çizen Ferudun Kahraman, şu değerlendirmeyi yaptı; “Birincisi çevre ve insan sağlığı… Öyle bir santral yapmamız gerekiyor ki çevre ve insan sağlığı konusunda olumsuzluk yaratmayacak, Avrupa ve ABD’de örnekleri olan kent içi santraller gibi olacak. İkincisi, verimlilik… Bir santralde, sadece buhar üretmek veya sadece elektrik elde etmek verimi çok arttırmıyor. Ama ürettiğiniz buharın bir bölümü ile elektrik üretiyor, bir bölümünü de buhar olarak satıyorsanız, o zaman verim yüzde 40’lardan 70-80’lere çıkıyor. Bu açıdan hem çevre, hem verimlilik anlamında dünyanın mevcut en iyi teknolojisini kullandık. Dünyada onlarca örneği gezip, en iyi yönlerini gördük, projemize uyguladık.”
Bir rehabilitasyon projesi
Kahraman, üretim esnasında girdi olarak kömür, kireçtaşı ve suyun kullanılacağına dikkat çekerek, çevresel etkiler konusunda şu bilgileri verdi; “Kömürü Balıkesir yöresinden otoyolu kullanarak kapalı araçlarla getireceğiz. 20 günlük stok sahamız var, o da tamamen kapalı. Kömür kazanlara girerken yüzde yüz sızdırmaz boru konveyör içinden geçecek. Bu tesiste 24 adet son teknoloji torba filtre var. Hiçbir şekilde kömür havayla temas edip toz yaratmayacak. Kireçtaşı öğütülmüş halde silobaslarla gelip siloda depolanacak. O da hiçbir şekilde havayla temas edip toz yaratmayacak. Su için, atık su arıtma tesisimizden arıtıp deşarj ettiğimiz suyu, geri kazanacağız. Bunun yatırımına başladık. Tesisin ihtiyacının tamamını bu yolla elde edeceğiz. Çevre ve insan sağlığı açısından baktığımızda, sorunlu çıktılar kül ve baca emisyonları. Külün depolanma ve taşınması tamamen silobaslarla kapalı sistemde yapılacak. Baca emisyonunda ülkemizde mevzuat, metreküpte 30 miligrama kadar toz miktarını öngörüyor. Biz ÇED dosyamızda taahhüt ettik, 10 miligram altını garanti ediyoruz. Avrupa’daki sınır değerlerin de altında bu değer…”
Çevreyi kirleten değil, temizleyen bir rehabilitasyon projesi yaptıklarına işaret eden DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman, bölgede ağırlıklı olarak tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmalara ait kömür ve doğalgazla çalışan 103 buhar kazanı bulunduğunu söyledi. Bölgede bir üretim bulunduğunu ve bunun üzerine ilave bir tesis kurmadıklarını belirten Kahraman, şu bilgileri verdi: “Biz, bu üretimleri sonlandıracak, onların yerini alacak bir tesis kuruyoruz. Projenin çevreye olumlu katkısını görmek için önce mevcut tesislerle birlikte mevcut hava kalitesi ve ısı yayılımını ortaya koyan bilimsel çalışma yapıldı. Ülkemizin uluslararası arenada da bilinen birkaç bilim insanından birisi olan Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülen Güllü, bilimsel çalışmasını tamamladı. Bunu ÇED dosyamıza da koyduk, herkes inceleyebilir. Bu rapora karşı çıkanlar da aksini ispatlayabiliyorlarsa, onu yapsınlar. Burada iki ay ölçüm yapıldı, tüpler takıldı. Bunlar İngiltere’ye gitti. Sonuçlar bilimsel modelleme ile ortaya konuldu. Çıkan sonuçlar bölge hava kalitesinin önemli oranda iyileşeceğini bilimsel olarak ortaya koydu. Atık ısı ve karbondioksit yayılımı konusunda da bilimsel çalışmasının sonuçları yine ÇED dosyamızda mevcut. Orada da bölgesel iklim üzerinde olumsuz baskı beklenmediğinin altı çiziliyor. Mevcut kötü örnek olarak gösterilen santraller gibi toz, kül vb. etkilerin insan sağlığı ve çevreye olumsuz etkileri yoktur. Bursa’da yaşayan herkesin, tarımla uğraşan çiftçilerimizin gönülleri rahat olsun.”
ÇED sonucu bekleniyor
Tesisle ilgili 4 Haziran 2014 tarihinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yapıldığını anlatan Kahraman; “11 Haziran’da revize edilmiş haliyle nihai olarak ÇED raporumuzun onay yazısı tarafımıza iletilmiştir. ÇED raporumuzla ilgili sürecin olumlu tamamlanmasını bekliyoruz. Bu yatırımla ilgili finansmanımız da hazır. Üç yıl içinde tamamlayacağımız tesis, kredi öderken dahi buhar ve elektrikte hali hazırdaki fiyatlara göre önemli oranda avantaj sağlayacak, rekabet üstünlüğü getirecektir. 2015 DOSAB’ın 25. kuruluş yılı. Bu yıl bitmeden, ihaleye çıkıp DOSAB tarihinin en büyük ve önemli yatırımını hayata geçirmek istiyoruz” açıklamasını yaptı.
DOSAB'ın diğer çevre yatırımları
Bursa’da çevre yatırımlarıyla öne çıkan DOSAB, 70 bin metreküp/gün kapasiteli atık su arıtma tesisi ile OSBÜK ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği tarafından üç kez en çevreci organize sanayi bölgesi ödülü aldı.
2017'de su geri kazanım yatırımını tamamlayacak
MBR teknolojili arıtma tesisi çalışmalarını sürdüren DOSAB, yatırıma başlıyor. Membran alım ihalesine çıkan DOSAB, 2016 yılında tamamlayacağı tesisin ardından, 2017’de su geri kazanım yatırımını tamamlayacak. Böylece DOSAB günde 15 bin metreküp suyu geri kazanmış olacak.
Çamur bertaraf tesisi devreye alınıyor
Çevre açısından önemli diğer yatırım ise yerli teknoloji ile üretilmiş, Türkiye’deki ilk çamur bertaraf tesisi devreye alınıyor. Bu tesis sayesinde arıtma tesisinden çıkan çamurlar yakılarak bertaraf edilecek. Elde edilen buhar ile elektrik üretimi gerçekleştirilecek. Bu proje ile DOSAB, yerli teknolojileri destekleyerek, bu ve benzeri projelerde milyonlarca doların yurt dışına gitmemesine de katkı koyacak.