Çin markalaşmaya başlıyor, bölgesel geçici teşviklere dikkat!

Çin’de iş yapan Türk iş dünyası temsilcileri, Çin’in dünyanın fabrikası olmaya devam edeceği görüşünde.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sercan AKINCI

İSTANBUL - Dünyada değişen iş yapış şekilleri ve ‘yeni normal’ olarak gösterilen düşük büyüme Çin’i de değiştirdi. Ülkede artık ucuz iş gücü azalıyor, markalaşma ve yüksek teknolojili üretim için yatırımlar gün geçtikçe artıyor. Giyim firmaları üretimlerini Çin’den kaydırırken, uçak üretimi için yeni yatırımlar yapılıyor. Yine de büyüme rakamlarının tekrar çift hanelere yaklaşması zor görünüyor. Hükümet düşük, fakat kaliteli büyüme programı izlemeyi istiyor ve bu yönde adımlarını atıyor. Öte yandan yüzde 6’nın altına inmeden istikrarı bu seviyelerde kuran Çin ekonomisinin ‘dünyanın fabrikası olmaya devam edeceği öngörülüyor. Asıl hedefi olan her yıl 10 milyon yeni istihdam hedefini de tutuyor. Bunları göz önüne alarak Çin’de iş yapan Türk iş dünyası temsilcileri, pazara yeni girmeyi düşünen firmaları 4 konuda uyarıyor: “Ucuz iş gücü bitiyor. Bölgesel geçici teşviklere dikkat. Tüketim müthiş şekilde artıyor. Ortaklık kuracaksanız çoğunluk hissesi konusunda ısrarcı olmayın ve uzun vadeli plan yapın.”

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Koç Üniversitesi – TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu işbirliği ile DÜNYA gazetesi medya sponsorluğunda “Çin’i Anlamak & Çin ile İş Yapmak” isimli konferansın 4.'sü geçen hafta düzenlendi. Konferansın ana teması “2025’e Doğru Çin” olarak belirlendi. TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, TÜSİ- AD Çin Network Başkanı Korhan Kurdoğlu ve Çin Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang’ın açılış konuşmasını yaptığı konferansta daha sonra oturumlara geçildi.

Çin’de iş yapmak isteyene 4 öneri

Konferansın açılış oturumunun moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yaparken, ICBC Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Xu Keen ve Çimtaş Grup Yönetim Kurulu Üyesi Naz Türer panelistler oldu. Oturumda konuşan Xu Keen, banka olarak Türkiye’deki büyük projelerle ilgileneceklerini belirterek, Türkiye’ye uzun vadeli büyüme planıyla geldiklerini anlattı. Ulaşım, sanayi, altyapı gibi projelerde Çin ile Türkiye arasında işbirliğinin artacağını kaydeden Xu, Türkiye’nin ise potansiyelinin altında değer yaratabildiğini savundu. Çin’in geliştirdiği ‘1 Kuşak 1 Yol’ projesiyle birlikte, dünyada Çin para birimi RMB’nin (yuan) kullanımının artacağını öne süren Xu, Çin ile ticarette RMB’nin kullanımının sağladığı avantajlara değindi.

Oturumun diğer katılımcısı Çimtaş Grup Yönetim Kurulu Üyesi Naz Türer de 15 yıldır Çin’de faaliyette bulunduklarını hatırlatarak, üretim tesislerinde 500 çalışanlarının bulunduğunu ve bunların 30’unun Türk olduğunu söyledi.

Nike, Adidas Çin’den çıkıyor ama Boeing giriyor

Çin’in dünyanın fabrikası olmaya devam edeceğini vurgulayan Türer, Çin ekonomisindeki dönüşümü de dikkate alarak ihtiyatlı iyimserlikle yeni bir yatırım kararı aldıklarını açıkladı. Çin’de iş yapmak isteyen yatırımcılara 4 başlıkta tavsiyelerde bulunan Naz Türer, şunları kaydetti: “Birincisi imalatta artık ucuz iş gücü düşünmeyin. Otomasyona yatırım yapılıyor. Nike, Adidas Çin’den çıkıyor ama Boeing yatırım kararı alıyor.

İkincisi Çin’deki gelişmeleri takip edemeyen yabancı yatırımcılar kötümserliğe kapılabiliyor. İş yaptığımız şirketlerin yöneticileri 40’lı yaşlardalar ve büyük işler başarmışlar ve gelecek 10 yılda daha neler yaparlar. Çin’de 3. ve 4. kademe dediğimiz sahalar inanılmaz yatırım fırsatları sunuyor.

Üçüncüsü tüketim. Şehirleşme ve orta sınıf artıyor. 2002’de gittiğimizde çalışanlarımızın 2. hatta 3. el bisikletleri çalınıyordu. Artık çalışanlarımız otomobillerini park edecek yer bulamıyorlar.

Dördüncü olarak Çinli şirketlerle işbirliği çoğunluk hissesini elde tutma üzerinden gitmemeli. Yabancı yatırımcılar Çin’in 5 yıllık planlarına göre hareket etmeli. Nerede yatırım yapılacağına ve geçici teşviklere dikkat edilmeli. Geçici teşviklere kapılıp, yatırım kararı alırsanız, vasıfl ı işgücü olmayan bir bölgeye girebilirsiniz. Çin’e ne kadar değer katarsanız Çin de size o kadar veriyor. Hala geleceğimizi Çin’de görüyoruz.”

Almanların, Amerikalıların kullanmadığını Çin bulmalı

Konferansta Çin Ekonomisinde Yeni Normal ve 13. 5 Yıllık Kalkınma Planı’nın Yansımaları başlıklı oturumun yöneticiliğini TÜSİAD Başekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu yaptı. İmamoğlu’nun konuklarına yönelttiği sorulardan, Çin’in görece yavaşlayan ekonomisi, artan borçluluğu ve dünyada artan korumacı politikalar nedeniyle ağır sorunlar yaşayacağı yönünde görüşü olduğu izlenimini edindik. İmamoğlu’nun aksine oturum katılımcıları Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nden Profesörü Jiang Shixue, OECD Ülke Çalışmaları Direktörü Dr. Vincent Koen ve Dr. Altay Atlı Çin’e dair olumlu tablolar çizdiler.

Çin’in hala yüzde 6-7 büyüme hızında olduğuna işaret eden Koen, eskiden yüzde 10 büyüyen ekonominin yavaşladığını ancak dünya ile kıyaslandığından bu oranın yüksek olduğunu söyledi. Çin’deki zombi şirketlerin batmasının doğal olduğunu kaydeden Koen, “Çin malı” anlayışından “Çin’de yarat” anlayışına geçildiğini dikkat çekti.

Çin’de her gün 10 bin şirketin kurulduğunu belirten Shixue de, Trump’ın seçim kampanyasında söylediklerini yapmasının ise iki ülke ekonomisine de zarar vereceğine dikkat çekti.

ABD ve Çin'in birbirine ihtiyacı var

Çin’deki geçişi vites değiştirme olarak nitelendiren Dr. Atlı ise, önümüzdeki 5-10 yılın zorluklarla geçecebileceğini ancak Çin’in 13. ve 2025 planlarının daha çok pazar daha az devlet anlayışını içerdiğini kaydetti. Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nin zorlu dönemde Çin’in dünya ile bağlantılarını güçlendireceğini ifade eden Dr. Atlı, ABD’nin Çin pazarına Çin’in de ABD pazarına ihtiyacı olduğunu söyledi. Çin ürünleri için Türkiye ve dünyada ucuz, kalitesiz algısı olduğunu hatırlatan Atlı, “Çin inovasyona yatırım yapıyor ama işin başında. Yeni bir şey yapması, yeni bir imaj yaratması lazım. Almanyaların, ABD’nin daha önce kullanmadığı bir şey bulmalılar” dedi.

Ekonomiyi Çin ile beraber iyi götürmeliyiz

Konferansın ‘Çin’in Orta ve Uzun Vadeli Ekonomi Politikaları Işığında Türkiye için Fırsatlar ve Zorluklar’ başlıklı son oturumunun yöneticiliğini Garanti Bankası Şanghay Baş Temsilcisi Noyan Rona yaptı. Oturumun kamu perspektifi bölümünde Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Cengiz Kamil Fırat, ulaşım alanında Çin’in Bir Kuşak Bir Yol Projesi ve Türkiye’nin Orta Koridor Projesi’nde gelinen aşamaları anlattı. Ekonomi Bakanlığı yetkilisi Mehmet Hakan Akgün de, tarım ürünleri alanındaki anlaşmalara değindi.

Çin mal satmazsa Türkiye zarar görür

Çin’de Türkiye’nin daha çok tanıtılması gerektiğini belirten Lenovo Türkiye Genel Müdürü Zhou Weijian, bu yıl yaşanan zorluklara rağmen gelecek yıl Türkiye için fırsatlar senesi olacağını kaydetti. DEİK Türk-Çin İş Konseyi Başkanı ve Arzum YK Başkanı Murat Kolbaşı da vize konusundaki sorunları yineledikten sonra, Çin’den yapılan ithalata ilişkin DEİK’in hazırladığı çalışmadan söz etti. Çin kafası bozulur da ara mal vermediği zaman Türkiye’nin sanayisinin zarar göreceğini belirten Kolbaşı, “Ekonomiyi Çin ile beraber iyi götürmeliyiz” dedi.

China Elektrik Power Equipment and Technology Ortadoğu Baş Temsilcisi Yan Feng ise iki ülke açısından kazan kazan senaryolarına değinirken, Huawei Türkiye’den Marco Xu Türk işadamlarının Çin’de iş yaparken uzun vadeli ve stratejik düşünmeleri gerektiğini bildirdi. Çin’e yaptıkları ihracatın AB KOBİ’lerinin lokomotifi olduğuna işaret eden ÇİTAM Başkanı Dr. Rıza Kadılar da, G20’deki alınan 48 maddelik kararların Türkiye’de tartışılmayan 43 maddesinin Türkiye’nin geleceğini belirleyeceğini söyledi. Türkiye ile Avrupa arasındaki uyumsuzluğa değinen Dr. Kadılar, “Biz Batı ile (ekonomik gelişmişlik açısından) aynı çizgide değiliz. Ama Çin ile çok daha yol alabileceğimizi düşünüyorum” mesajı verdi.

Türkiye 1 milyon turist bekliyor

Oturumun kamu kanadını temsil eden panelisti Dış İşleri Bakanlığı İkili Ekonomik İşler Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Kamil Fırat, Çin’in özellikler ‘1 Kuşak 1 Yol’ projesi kapsamında başka ülkelerde yaptığı büyük yatırımları Türkiye’de de yapması gerektiğini söyleyerek, dış ticarette dengeyi sağlamak için Çin’den 1 milyon turist gelmesini beklediklerini kaydetti.

Kamu tarafını temsil eden bir diğer kişi ise Ekonomi Bakanlığı Anlaşmalar Genel Müdürlüğü Asya ve Pasifik Ülkeleri Dairesi temsilcisi Mehmet Hakan Akgün ise, Asya- Pasifik’in dünya ticaretinden aldığı payın yüzde 35’e yükseldiğini söyledi. Türklerin bölgeye yönelmesi gerektiğini vurgulayan Akgün, burada en kolay yolun Çinli e- ticaret siteleri olduğunu savundu.

Bu konularda ilginizi çekebilir