Çetinkaya: Belirgin bir 'sapma' öngörürsek gereğini yaparız
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, "Enflasyon patikasından belirgin sapma olacağı kanaati oluşursa gereği yapılır, ilave sıkılaştırma gerekirse tereddüt etmeden gerçekleştiririz" dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, Ankara'da düzenlenen Enflasyon Raporu 2018-III Bilgilendirme Toplantısının ardından ekonomist ve gazetecilerin soruları yanıtladı.
Değerlendirmelerinde ‘maliye politikası’nın önemine işaret eden TCMB Başkanı, “Maliye politikası para politikası eş güdümünü ılımlı büyümeye destek verici bir politika kombinasyonu olarak görüyoruz” dedi.
Son PPK toplantısında faizlerin değiştirilmemesi konusunda, Para Politikası Kurulu kararları içinde özellikle 500 baz puanlık sıkılaştırmaya işaret eden Çetinkaya, "Aktarım gecikmeyle gerçekleşiyor, bu etkileri takip ediyoruz" ifadelerine yer verdi. Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya, “Enflasyon patikasından belirgin sapma olacağı kanaati oluşursa gereği yapılır, ilave sıkılaştırma gerekirse tereddüt etmeden gerçekleştiririz” diye konuştu.
Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 13.4'e yükseldi
İşte toplantı sonrası Çetinkaya’ya yöneltilen sorular ve yanıtları:
İç talepteki dengelenmenin enflasyona yansımaları
İç talepteki dengelenmenin enflasyona yansımalarının ne zaman görülmeye başlanacağına ilişkin soru üzerine Çetinkaya, iç talepteki yavaşlama sinyallerinin belirginleştiğinin görüldüğünü ifade etti.
Çetinkaya, bugün itibarıyla bir ılımlı dengelenme senaryosunun baz senaryoları olduğunu belirterek, "Çıktı açığı ve enflasyona etkiler üzerinden baktığımızda, çıktı açığı yılın üçüncü çeyreğinde negatife geçiyor ve dördüncü çeyrek boyunca negatif bölgede kalıyor. Bu anlamda talep koşullarının enflasyona yaptığı olumsuz katkının tersine döndüğü bir görünüm söz konusu. Ancak talep faktörünün dışında fiyatlama davranışlarındaki bozulma ve ataleti dikkate aldığımızda yine rapordaki patikada göreceğiniz üzere iç talep etkilerini özellikle son çeyrek itibarıyla görmeye başlayacağız ve oradaki düşüş süreciyle birlikte yıl sonundaki tahmine yaklaşacağını varsayıyoruz." diye konuştu.
Para politikasının öngörülebilirliği
Para politikasının öngörülebilirliği konusunda Merkez Bankasının hedeflerine ilişkin soru üzerine Çetinkaya, bu raporda, tahminlerinin piyasa tahminlerini biraz daha yakınsadığını söyledi.
Çetinkaya, bu raporda yapılan değişikliklerden birinin riskler bölümü olduğuna değinerek, dikkatli incelendiğinde gelecek dönemlerde enflasyon raporunun önemli bileşenlerinden biri olacağının altını çizdi.
Tüm olası risk faktörlerinin, hangi kanallardan para politikası kararlarını ve enflasyon görünümü etkileyeceğini ve bu anlamda ne tarz tepkiler verebileceklerini bu bölümde paylaştıklarını anlatan Çetinkaya, şunları kaydetti.
"Merkez Bankası tahminlerinin ve kararlarının yön gösterici olması önemli. Bu anlamda beklentiler elbette para politikası kararlarının bir bileşenidir ancak tek bileşeni değil. Bu anlamda öngörülebilirliği artırmak daima bizim için öncelikli hedeflerden birisi oldu. Para politikası çerçevesinde yaklaşık 7 yıldan sonra sadeleşmenin tamamlanmış olması bunu hedefleyen adımlardan birisiydi. Bunun dışında elbette piyasa beklentilerini yönlendirebilmek adına Merkez Bankasının iletişimi ve stratejisiyle ilgili bazı ilave adımlar atılması gereğini görürse kurul önümüzdeki dönemde bunları da elbette yaparız."
Mali politikalar
Çetinkaya, mali politikalara ilişkin soru üzerine de bunların kısa ve orta-uzun vade şeklinde iki başlıkta değerlendirmek gerektiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öncelikle maliye politikası-para politikası eşgüdümünün makro dengeleri sağlayıcı ılımlı dengelenmeye destek verici bir politika koordinasyonu olarak görüyoruz. Kısa vadede harcama ve teşviklerin optimize edilmesinin bütçeye yansımaları olacaktır. Yönetilen ve yönlendirilen fiyatlarla ilgili enflasyon gelişmelerini ve fiyat istikrarını dikkate alan adımlar zaten bir süredir atılmakta. Bunların elbette bütçe parametreleri dikkate alınarak önümüzdeki dönemde yine enflasyon hedefiyle uyumlu şekillenmesini bekliyoruz. Bu yönde bir iradenin de olduğunu görüyoruz."
Orta-uzun vadede, vergi kompozisyonunun enflasyon oynaklığını azaltacak bir biçimde şekillenmesi, kamu harcamalarının etkinliğin artırılması ve bu anlamda eş güdümün kalıcı hale gelmesinin önemine işaret eden Çetinkaya, şöyle devam etti:
"Yeni OVP'nin önemli olacağını düşünüyoruz. OVP çalışmalarına her zaman olduğu gibi Merkez Bankasının katkısı talep edildiğinde, bu konuda görüşlerimiz sorulduğunda bunları elbette politika yapıcılarla paylaşacağız. Maliye politikası eşgüdümü önümüzdeki dezenflasyon sürecinin önemli bileşenlerinden birisi. Eş güdümü ve gelecek katkıyı takip ediyor olacağız. Hangi sebeple olursa olsun sizlerle paylaştığımız enflasyon tahmin patikasından belirgin bir sapma olacağı kanaati kurulda (PPK) oluşursa gerekli adımlar atılır, bunun karşılığı bir ilave parasal sıkılaştırmaysa bu gerçekleştirilir. Zaten son kararımızda orta vadeli söylemimizi bu anlamda daha net bir hale getirdik. Uzunca bir süre para politikasındaki sıkı duruşun korunacağını ifade ettik. Bu ilave sıkılaştırmayı gerektiriyorsa ilave sıkılaştırma da tereddüt etmeden gerçekleştirilir."
Kurun enflasyon üzerindeki birikimli etkileri
Kurun enflasyon üzerindeki birikimli etkilerinin ne kadarının gözlemlenebileceğinin sorulması üzerine Çetinkaya, maliye politikası eş güdümünün gelecek dezenflasyon sürecinin önemli bileşenlerinden birisi olduğunu, eşgüdümü ve gelecek katkıyı takip edeceklerini bildirdi.
Çetinkaya, kur, maliyet yönlü etkiler ve son yıllardaki şokların, maliyet kanalıyla enflasyon üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğuna işaret ederek, atacakları adımların, para politikası kanalıyla gelişmelerin, enflasyon ve beklentiler üzerinde, fiyatlama davranışları üzerinde kalıcı bir bozulma oluşturmasının önüne geçilmesi olacağını dile getirdi.
Para politikasının kararlarını bu yönde şekilleneceğini vurgulayan Çetinkaya, "Geçtiğimiz aylarda da bu anlamda ciddi, kayda değer sıkılaştırma yaptık. Bunun etkilerini görmeye devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de tüm parametreleri yakından takip ediyor olacağız. Bu anlamda risk pirimini de düşürebilecek, enflasyona gelebilecek maliyet yönlü etkileri de dengeleyebilecek, para politikası adımları ihtiyaç görüldüğü ölçüde önümüzdeki toplantıda atılmaya devam edilecek." değerlendirmesinde bulundu.
Gıda enflasyonu ve Komitenin çalışmaları
Gıda enflasyonu ile Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesinin icraatlarına ilişkin bir soru üzerine Çetinkaya, komitenin aldığı kararları konjonktürel ve yapısal olarak iki başlık altında değerlendirmek gerektiğini söyledi.
Çetinkaya, konjonktürel adımların, dönemsel arz ve fiyat şokları dahil, dikkat çekici artışların önüne geçebilmek ve piyasadaki dengelenmeyi sağlayabilmek adına atılan adımları ifade ettiğini vurgulayarak, bu yönde Gıda Komitesinin başarılı kararlar aldığını dile getirdi.
Yapısal unsurların da çok önemli olduğuna işaret eden Çetinkaya, "Merkez Bankası olarak daha ziyade yapısal ve kalıcı reformları önemsiyoruz. Beşeri sermayemizle de bu alanlara katkı vermeye çalışıyoruz. Bu yönde atılan bazı adımların etkilerinin görülmeye başladığını önümüzdeki dönemde daha fazla görünür olacağını umuyoruz. Yine bu konuda özellikle yapısal unsurlarla ilgili katkı vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Dövizle borçlanan şirketler
Kurumsal firmalarla ilgili döviz borcu çalışmasında özellikle büyük firmalara yönelik veri tabanı çalışması yaptıklarına dikkati çeken Çetinkaya, şöyle devam etti:
"Mayıs ayı itibarıyla detaylı verileri toplamaya başladık. Bunları analiz ediyoruz. Elbette verilerin daha fazla birikmesi, daha geniş bir sette çalışma yürütebilmek, veri kalitesini artırabilmek adına önümüzdeki dönemde çalışmalarımız devam edecek. Diğer taraftan kendi değerlendirmelerimizi yapıp ilgili paydaşlarla paylaşıyor olacağız. Buradan herhangi bir düzenleme ihtiyacı olduğu kanaati oluşursa koordineli bir biçimde bunların gerçekleştirilmesi söz konusu olacaktır. Bugün itibarıyla daha ziyade verilerin toplanması ve değerlendirilmesi aşamasında olduğumuzu ifade edebilirim."
Merkez Bankasının bağımsızlığı
Çetinkaya, Merkez Bankasının bağımsızlığına ilişkin bir soru üzerine, Para Politikası Kurulunun (PPK) kararlarını tamamen enflasyon görünümünü dikkate alarak belirlediğini bildirdi. Geçmiş toplantılarda da ciddi bir sıkılaştırma yaparken hem mevcut şartları hem gelecek döneme yönelik tahminleri hem de risk senaryolarını dikkate alarak kararların alındığını vurgulayan Çetinkaya, son toplantının da bu anlamda bir istisna olmadığının altını çizdi. Çetinkaya, "Önümüzdeki toplantılar da istisna olmayacak. Merkez Bankasına yasayla verilmiş net bir hedef ve bir araç bağımsızlığı var. Merkez Bankası sosyal, toplumsal refaha katkıda bulunmak üzere fiyat istikrarının sağlanması amacı yönünde gereken adımları, gereken zamanda, kendi görev ve değerlerine göre atar ve atmaya devam edecek." ifadesini kullandı.
Şu anda enflasyonun hedeften belirgin olarak saptığı bir dönemde bulunulduğuna dikkati çeken Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Beklentileri çıpalama gücü azalıyor. Bu yönüyle baktığımızda, o yüzden enflasyon raporunda risk senaryolarımızı daha detaylı verdik, 'Hem hedefler, hem tahminler, hem bu tahminlere yönelik risk senaryoları ve bu patikada gerçekleşebilecek olası değişiklikler aşağı ve yukarı yönlü olmak üzere nasıl değerlendirilmeli, biz nasıl bakıyoruz?', PPK olarak raporda bunların detaylarını vermeye çalıştık. Önümüzdeki dönemde de bunları daha detaylı paylaşacağız ancak hedeflerimizde herhangi bir değişiklik öngörmüyoruz. Biz olabildiğince kısa sürede yüzde 5'lik hedefimize kalıcı bir biçimde ulaşabilmek üzere para politikasını şekillendiriyor olacağız."
Çetinkaya, verdikleri kararlarda enflasyon görünümünü dikkate aldıklarının altını çizdi. Tahminleri dışında birçok veri seti bulunduğunu, sayısal veriler ve reel sektör çalışmalarından gelen bilgilerin de PPK'ye sunulduğunu aktaran Çetinkaya, kararların tüm bu verilere göre şekillendiğini bildirdi.
Maliye politikasının da ilgililer tarafından kendi parametreleri çerçevesinde oluşturulacağına işaret eden Çetinkaya, "Kritik nokta, eş güdüme dair geçtiğimiz günlerde de artan vurgu. Bunun politikalara yansımasının artarak devam etmesini bekliyoruz." dedi.
Son PPK’daki faiz kararı
Para Politikası Kurulunun (PPK) son toplantısında alınan faiz kararıyla ilgili bir soru üzerine, karar metninde detaylı bir biçimde faktörlerden bahsettiklerini anımsatan Çetinkaya, son üç toplantıda 500 baz puanlık sıkılaştırmaya gittiklerine dikkati çekti.
Çetinkaya, finansal aktarımın belli bir gecikmeyle etki gösterdiğini ve bu etkileri görmeye devam ettiklerini belirterek, "Kurul, güçlü parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerinin takip edilmesinin faydalı olacağını değerlendirdi. İç talep koşulları, çıktı açığı ve önümüzdeki dönem patikasının biraz daha netleşmesi, bu toplantıda bekleme kararını etkileyen unsurlar oldu." diye konuştu.
Kurulun, maliye politikasındaki dengelenme sürecinde enflasyonla ve cari açıkla mücadeleye gelecek desteğin etkilerini görmek istediğini kaydeden Çetinkaya, "Orta vadeli duruşumuzla ilgili görüşümüz son derece net. Gelinen seviyeler ve fiyatlama davranışlarında genele yaygın bozulma, sıkı para politikası duruşunun uzun süre korunmasını gerektiriyor. Önümüzdeki toplantılarda da gelişmeleri dikkate alarak gereken adımlar neyse onları atıyor olacağız." ifadesini kullandı.
OVP
Çetinkaya, hem hükümetle hem de ilgili paydaşlarda ekonomi politikalarının yapımı ve risklerin değerlendirilmesi sürecinde düzenli temas halinde olduklarına işaret ederek, "Orta Vadeli Program (OVP) elbette kabine tarafından oluşturulan bir ekonomik program metni. Yeni bir çerçeveyle oluşturuluyor. Her yıl Merkez Bankası özellikle enflasyon ve makro dengelerle ilgili alanlarda katkı sağlıyor. Bu yıl da aynısı olacak, değişen bir şey yok. Temaslarımızı ve katkılarımızı sürdürüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bankacılık sektörü
Reel sektöre yönelik riskleri ve finansal kesimin durumunu da değerlendiren Çetinkaya, son yıllarda döviz kuru ve finansal maliyetlerdeki artışın reel sektör bilançolarını etkilediğini ve bunları diğer paydaşlarla yakından takip ettiklerini söyledi.
Çetinkaya, özellikle proje finansmanı kredileriyle ilgili yeniden yapılandırmada bir miktar artış olduğunu gözlemlediklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Taleplerin, nakit akışına dayalı yeniden kredi yapılandırması şeklinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bunun da dikkat çekici veya sinyal veren bir risk olmadığı kanaatindeyiz ama elbette paydaşlarla yakından takip ediyoruz. Finansal kesime de bunun doğrudan ve dolaylı etkileri olabilir. Bugün itibarıyla bankacılık sektörünün hem likidite hem sermaye tamponlarının hem mevcut hem de olası şokları karşılayabilecek ölçüde güçlü olduğu kanaatindeyiz. Diğer paydaşlarımızla gelişmeleri sürekli takip ediyoruz ve stres senaryolarımız da sürekli gündemimizde."
Para Politikası toplantı sayısı
Çetinkaya, PPK toplantı sayısında artış olup olmayacağına yönelik soru üzerine, şunları kaydetti:
"Toplantı sayılarıyla ilgili herhangi bir değişiklik öngörmüyoruz. Biz 2016 yılında bu değişikliği yaparken iletişimimizi net biçimde ortaya koyduk. Enflasyonda dönemsel dalgalanmalar olabilir biz orta vadeye bakmak durumundayız. Daha geniş bir veri setiyle yılda 8 toplantıyla bunun başarıyla yapılabileceğini düşünüyoruz. Kararımızda değişiklik gerektiren herhangi bir gelişme bu dönemde olmadı."
Faiz ve büyüme
Kurul kararlarının faize ve büyümeye etkisini de değerlendiren Çetinkaya, çıktı açığı başta olmak üzere tüm faktörleri, iktisadi faaliyet ve diğer makro dengelere dair etkileri dinamik bir biçimde takip ederek değerlendirdiklerini söyledi.
Ekonomistlerin yorumu: Merkez 'güven farkı'nı azalttı