Başbakan Yıldırım açıkladı: Yatırım için yeni kolaylıklar geliyor
Başbakan Yıldırım, "Hazırlıkları devam eden 67 maddelik bir paket var yakında Meclis'e sunulacak" açıklamasını yaptı.
'Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu Tanıtım Toplantısı'nda açıklamalarda bulunan Başbakan Binali Yıldırım, "Stratejik yatırım türünden 128 milyar liralık yeni yatırım teşviğini onayladık." dedi.
Yıldırım, "Bunu kamuoyuyla önümüzdeki günlerde paylaşacağız. Hazırlıkları devam eden 67 maddelik bir paket daha var, onu da yakın zamanda Meclis'e sunacağız. İkincisi, bankaların, piyasaları rahatlatmak ve krediye erişimi kolaylaştırmakla ilgili aldıkları tedbirler var, bunu da paylaşacağız. Hazırlıkları devam eden 67 maddelik bir paket daha var, onu da yakın zamanda Meclis'e sunacağız." diye konuştu.
Yıldırım, yatırım, ihracat ve istihdamın daha da artırılması ve enflasyonla mücadelenin ana hatlarını içeren tedbirleri de kamuoyu ile birkaç gün içinde paylaşacaklarını belirtti. Yıldırım, "2018 yılı için konuşulanları ortadan kaldıracağız, önünüzü açacağız. İş yapmaya, istihdam oluşturmaya devam diyeceğiz." şeklinde konuştu.
Yatırımcılara her türlü kolaylık sağlanacak
Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOİKK) 2017-2018 Reformu tanıtım programındaki konuşmasında, yatırımla ilgili alınan kararların ve tedbirlerin tanıtımının yapılacağını söyledi.
Yatırım Koordinasyon Kurulu'nun 2017-2018 yıllarını kapsayan reformlarının hayırlı olmasını dileyen Yıldırım, paketin hazırlanmasında ve hayata geçirilmesinde sekretarya görevini yürüten Ekonomi Bakanlığına ve Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ'a, özel sektör temsilcilerine, TOBB'a, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm katkısı bulunan kurumlara teşekkürlerini iletti.
Yıldırım, girişimcilere, şirketlere ve yatırımcılara her türlü kolaylığın sağlanmasının lütuf değil görev olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin kalkınmasını, büyümesini ve refahını artırmasının arkasında iş dünyasının olduğuna işaret eden Yıldırım, "Bürokrasinin görevi, devletin işleyişinde bir araçtır ve mutlaka olması gereken bir mekanizmadır. Ancak bürokrasi demek, sizlerin olağan işini olmaz hale getirmek demek değildir. Düz gidecek işi yokuşa sürmek demek de değildir. 'Kolaylaştırın, zorlaştırmayın', Peygamber Efendimizin bundan bin 500 yıl önce insanlığa verdiği mesaj, bugün de hala güncelliğini koruyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, hem mevzuat hem de uygulama itibarıyla bürokrasi ne kadar basitleştirilirse ve işler hale getirilirse ülke ile milletin bundan karlı çıkılacağını vurguladı.
TBMM'de önceki haftalarda görüşülerek kabuk edilen yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili düzenlemelerin, 35 maddelik bir kanun olarak yürürlüğe girdiğini anımsatan Yıldırım, "Bu esasen bu alanda bir seferde yapılan en büyük reformlardan birisidir. Şimdi hazırlıkları devam eden 67 maddelik bir paket daha var. Onu da yakın zamanda Meclise sunacağız." diye konuştu.
"Vatandaşla yüz yüze gelmeden işlem yapmanın önünü açıyoruz"
Kanuni değişikliklerle uygun olarak idari düzenlemelerin de devam ettiğini belirten Yıldırım, şunları söyledi:
"Türkiye'de bu mevzuat işi bir seferde bitmiyor. Kanun çıkarıyorsun, her şey halloldu zannediyorsun. Gidiyorsun, 'Kanun çıktı, şu işi hallet.' diyorsun. 'Ne kanunu kardeşim, daha bunun yönetmeliği yayınlanmadı, genelgesi gelmedi, bakanlık talimatı gelmedi.' diye tekrar önünüze bir engel çıkartılıyor.
Esasında kanun çıkınca her şeyin hallolması lazım. Ama hukukçular, işi kolaylaştırınca kendilerine olan ihtiyacın azalacağını düşündükleri için böyle kontrol mekanizmaları koymayı ihmal etmiyor. Şimdi mümkün mertebe vatandaşla yüz yüze gelmeden işlem yapmanın önünü açarak, bu süreçleri azaltıyoruz. Eş zamanlı olarak ikincil düzenlemeler de hızla devreye giriyor ve böylece uygulama hemen başlıyor."
"2 bin 250 lira veriyordunuz, şimdi 650 lira vereceksiniz"
Şirket kurmayla ilgili bir örnek veren Yıldırım, "Bunu burada söylememde bir beis yok. TOBB Başkanı Rifat Bey'e biz ilk defa iktidara geldiğimizde, 'Şirket kurulumu nasıldı?' dedim. 'Siz iktidara geldiğinizde bir ayda şirket kuruyorduk, Ankara'ya da özel adam gönderiyorduk ama şimdi bir saati geçmiyor.' dedi. Aslında daha da kısalabilir ama bir günde şirketinizi kuruyorsunuz, 'Bismillah' deyip işe başlıyorsunuz, fatura kesebiliyorsunuz, bu ciddi bir ilerlemedir." diye konuştu.
Yıldırım, artık şirket kurmak için il ve ilçelerde ticaret sicil müdürlüklerine başvurulacağını bildirerek, "Daha önce noterlere de gidiliyordu. Şimdi artık ticaret sicil müdürlerinde bu iş yapılacak. Bunun ne faydası var? 2 bin 250 lira veriyordunuz, şimdi 650 lira vereceksiniz, en büyük faydası bu. Maliyeti 3'te birinin altına düştü. Bu önemli bir unsur, biraz noterlerimiz üzüldü ama onlara yapacak iş her zaman var." dedi.
"Bürokrasi 'tuş' oluyor"
Yıldırım, evraklar konusunda da zihniyet değişikliğine gittiklerini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Devletle işiniz varsa her bir kuruma aynı evrakları tekrar tekrar hazırlayıp götürme işine son veriyoruz. Bu çok önemli bir şey, bu bir devrim. Bir kurumda işiniz var, bugün itibarıyla e-devlet üzerinden vatandaşın devletle iş yapma oranı yüzde 57'ye çıktı. Ama bu yıl sonuna kadar vatandaş-devlet arasındaki her türlü iş internetten, e-devlet üzerinden yapılacak. Bürokrasiyle, bürokratla karşı karşıya gelmeden her işinizi yapabilirsiniz. Yani bürokrasi 'tuş' oluyor, tuşa basacaksınız işinizi yapacaksınız."
Gerekli dokümanların zaten mevcut olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, bunları tekrar tekrar istemenin anlamlı olmadığını söyledi.
Yıldırım, elektronik ortamda haberleşmenin olacağını belirterek, "Bilgiler havuzda bulunacak, sizin sadece vatandaşlık numaranızı girerek, bu yıl sonu itibarıyla söylüyorum, işlemlerinizi ehliyet, pasaport, şirket kurulacak, trafik tescili veya tapu alınacak aklınıza ne gelirse, her türlü işlemi e-devlet kapısı üzerinden ayrı ayrı bir sürü evrak olmadan, kurumlar kendi içerisinde haberleşerek size sonuç bildirilecek. Böylece vatandaşın kapı kapı dolaşıp, yorulması bitkin düşmesinin önüne geçilecek." ifadesini kullandı.
"İflas erteleme kötüye kullanıldı"
Geçtiğimiz yıl iyi niyetle şirketlere iflas erteleme hakkı getirdiklerini anıtmsatan Yıldırım, iflas erteleme durumu olmayan kişilerin borçlarından kaçmak ve yükümlülüklerini yerine getirmemek için bunu kötüye kullanmaya başladığını ve birçok mağduriyet oluştuğunu belirtti. Yıldırım, bu uygulamayı kaldırdıklarını hatırlattı. İflas erteleme yerine şirketin kurtarılmasıyla ilgili mekanizma geliştirdiklerini anlatan Yıldırım, şirketin tasfiyesi yerine ticari hayatını sürdürmesini esas alan, alacaklı haklarının da korunması sağlayan bir statüye geçmesini istediklerini ifade etti.
Yıldırım, bu uygulamayla kötü niyet ve düşüncelerin önüne geçmeyi amaçladıklarını vurgulayarak, "Şirket batık hale gelmeden, sıkıntı ortaya çıkar çıkmaz şirketin kurtarma anlaşmasına girebilmesine imkan getiriyoruz. Şayet şirket kurtarılamamışsa mallarının bir bütün halinde satılarak ekonomik değerinin de korunmasını hedefliyoruz." diye konuştu.
"İnşaat ruhsat formunda tek olacak"
Hayata geçirilen düzenlemelerin, inşaat sektörünü de ciddi ölçüde rahatlatacağını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"İnşaat izni alınması için 18 ayrı işlem yapılıyor. Bunun sayısı 6'ya indiriyoruz. Evraklarını inşaat izni için belediyeye teslim eden bir vatandaşımız artık diğer kurumları ilgilendiren evrakları tek tek dolaşarak takip etmek zorunda kalmayacak. Bir pencere veya tek kapıdan hizmet alma dediğimiz sistemi hayata geçiriyoruz. Belediye elektronik ortamda bu sorgulamaları yapıp işlemi tamamlamış olacaktır."
Başbakan Yıldırım, inşaat ruhsat forumunda tek bir imzanın olacağını, diğer bütün işlemlerin elektronik ortamda yürüyeceğini aktardı.
İskan belgesi ve elektrik bağlanması işlemlerine de kolaylıklar getirildiğini, bütün belediyeleri aynı dijital ortamda buluşturarak bu konudaki uygulama farklılıklarıyla zaman ve kaynak israfının önüne geçeceklerini anlatan Yıldırım, İçişleri Bakanlığının bu düzenleme üzerinde çalışılarak ortak bir platform hazırlanacağını aktardı.
Yıldırım, artık her yerde iş yapma, her yere koşuşturma döneminin sona ereceğini ama biraz zamana ihtiyaçları olduğunu söyledi.
"Türkiye offline değil online ülke konumundadır"
Hayatın bir gerçeği olan internete "beni ilgilendirmez" şeklinde yaklaşmanın mümkün olmadığına işaret eden Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnternet hepimizi ilgilendiren, dünya ve gelecek ile bağlantımızı kuran, güncel kalmamızı sağlayan hayatımızın bir gerçeği. Her bir vatandaşımız artık bilgi toplumunun bir üyesi olmak mecburiyetinde. Çocukken okuma yazma öğreniyoruz ya şimdi de bilgisayar okur yazarlığı diye bir şey var. Toplumların gelişmesi, bilgi toplumunda hangi seviyede olduğunuza bağlı. Bilgi toplumu, sadece alfabe okur yazarlığına göre değerlendirilmiyor. Bu alanda da büyük yatırım yaptık. Köyünden şehrine her yerde erişimimiz var. Okullarda geniş bant erişim var. Bilgi toplumu noktasında Türkiye Avrupa Birliği ortalamasını yakalamış durumda. Nüfusumuzun yüzde 60'ından fazlası artık internet okur yazarı haline geldi. Bu büyük bir gelişme. Tabii altyapıya akıl yollarına yapılan yatırımın sonucu bu. Yol olmazsa nasıl bir nereye gideceksiniz? Bilgi yolu, bilgi otobanı olmazsa istediğiniz kadar bilin istediğiniz kadar internetin piri olan ama bilginin olduğu yere ulaşamazsınız, bilgi size ulaşamaz, dolayısıyla dünyadan kopuk olmak durumunda kalırsınız. Bunu aştık. Türkiye offline değil online ülke konumundadır."
"Baz istasyonlarının teşkilinde zorluklar kalkıyor"
Yıldırım, telekom şirketlerinin gelişen teknolojiyle, genişleyen kullanıcı sayısına uygun olarak dağ, bayır demeden gerekli altyapıyı hazırladığını, istasyonlar kurduğunu vurguladı.
Ülkenin her yerindeki vatandaşların erişilir durumda olması için bu hizmetlerin yapıldığına değinen Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
"Altyapı ile ilgili bazı zorluklar yaşanıyordu bunları da bu reform çerçevesinde çözmüş oluyoruz. Bir yere baz istasyonu kurulacak vatandaş 'Buraya kuramazsın burası mera, orman, sit alanı' falan diyor. Bir sürü bahane ama kapsama yapması için uygun olan orası. Bunun bir tekniği usulü var. Eğer biz interneti hayatımızın gerçeği kabul edeceksek bu istasyonların da hayatımızın bir parçası olacağını kabul etmemiz lazım. Efendim 'Sağlığa zararlı, çok fazla frekans yayıyor.' Bizim standartlarımız bu konuda elektro manyetik dalga yayma açısından Avrupa'nın müsaade ettiği oranların dörtte biri oranında. O kadar emniyetli düşünüyoruz. Vatandaş hayatı, vatandaşın sağlığı her şeyin önünde geliyor. Bu 4 kat daha büyük yatırım yapıyor, bu kadar daha fazla para harcıyoruz demektir. Paranın ne önemi var. Vatandaşın sağlığından daha mı önemli. Baz istasyonlarının teşkilinde zorluklar kalkıyor."
Başbakan Yıldırım, hizmette sınır olmadığını, yaşı ne olursa insanların en son teknolojiyi, hizmeti almak istediğini, görevlerinin dizleri, elleri tuttukça bu işleri yapmak ve vatandaşı mutlu etmek olduğunu kaydetti.