Aydın: Gecikmiş alacak oranı yönetilebilir düzeyde
Bankacılık sektörünün gecikmiş alacak oranının yüzde 3 civarında olduğunu bildiren Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Aydın, bunun önümüzdeki dönem bir miktar artmasını beklediklerini ancak o dönemde de yönetilebilir seviyede olacağını söyledi.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, kredi derecelendirme kuruluşlarının son dönemde Türkiye’nin ekonomik verileriyle uyumlu olmayan analiz ve değerlendirmeler yayınladığını söyledi.
Gücünü ve desteğini ekonomiden alan Türk bankacılık sisteminin sağlıklı ve dengeli bir yapıda olduğunu ifade eden Aydın, bankacılık sektörünün uluslararası kabul görmüş düzenlemelere göre çalıştığını kaydetti.
Aydın şöyle konuştu:
“Türk bankacılık sektörünün bilanço verileri şeffaftır. Sektör kamu ve bağımsız denetime tabidir. Gelişmelerin tümü açıkça kamuya yansımaktadır. Eğer bir düzenlemede bir değişiklik yapıyorsak mutlaka bu düzenleme uluslararası standartların sağladığı esneklikler çerçevesinde yapılmaktadır. Bankacılık sektöründe faaliyet gösteren bankaların 3’te 2’si yabancı sermayeli bankalardır. Bu bankaların sektör içerisindeki büyüklük payı yüzde 25’in üzerindedir. Haziran itibarıyla bilanço büyüklüğümüz 3,7 trilyon ile milli gelirin üzerindedir. Bilançomuzun yüzde 65’i uzun dönemli büyümeye destek veren yatırımların, iç ve dış pazara yönelik üretimin finansmanında kullanılmıştır.
Krediler, kurumsal, KOBİ, bireysel müşteriler ve ana sektörler arasında dengeli bir dağılım göstermektedir. Küresel kriz de dahil iç ve dış şoklarda dahi kredi riski makul düzeyde kalmış ve yönetilebilmiştir. Mevcut durumda tahsili gecikmiş alacak oranımız yüzde 3 düzeyindedir. Son gelişmelere bağlı olarak bu oranda bir artış beklense de bunun da yönetilebilir düzeyde olacağına inanıyoruz. Kredilerin sağlam teminatlarının olması kadar müşterilerimizin kredileri doğru kullanması ve borç ödemelerine olan disiplini de önemli rol oynadığını düşünüyoruz.”
“Sermaye yeterliliği stres testlerine dayanıklılık sağlayacak ölçüde”
Bankacılık sektörünün yüksek bir likidite ile çalıştığını hatırlatan Aydın, bu durumun sektörün yüksek ihtiyatla çalıştığının da açık bir göstergesi niteliğinde olduğunu ifade etti. Aydın, bilançonun yüzde 50’den fazlasının yurt içi mevduat ile fonlandığını belirterek, vadesi kısa olsa da mevduatın sektörde kalma ve bekleme süresinin oldukça uzun olduğunu kaydetti.
Yurt dışı fonlamanın mevduata göre çok daha uzun vadeli olduğunu dile getiren Aydın, sektörün hem araç hem ülke çeşitliliğine sahip yönüne dikkati çekti.
Sektörün bilanço gücünün en önemli göstergesinin öz kaynaklar olduğuna işaret eden Aydın, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Haziran sonu itibarıyla öz kaynaklarımız 400 milyar TL’ye yakındır. Sermaye benzeri kredileri de eklediğimizde sermaye yeterliliğinin hesaplanmasında kullanılan özkaynak büyüklüğümüz 500 milyar TL’ye ulaşmaktadır. Çekirdek sermaye oranı yüzde 13’ün, sermaye yeterliliği yüzde 16’nın üzerindedir. Uluslararası karşılaştırmalara göre ortalamalara yakın bir düzeyde seyreden sermaye yeterliliği çok farklı ve uç senaryolara göre hazırlanmış stres testlerine dayanıklılık sağlayacak ölçüdedir."