Ayakkabıda ithalat arttı, sanayici acil ‘koruma’ istiyor
Türkiye ayakkabı sektörü, 1.2 milyar dolarlık 2022 ihracat rakamından memnun görünse de iç pazarda Çin, İtalya ve son zamanlarda öne çıkan Portekiz'den gelen ithal ürünlerle mücadele ediyor. TASD Başkanı Berke İçten, ithal ayakkabılarda artışa dikkat çekerek koruma tedbirlerinin geri getirilmesini istedi.
Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
Yıllık 550 milyon çift üretim kapasitesiyle dünyanın altıncı büyük üreticisi olan Türkiye ayakkabı sanayi, iç pazarda payı yüzde 57’lere çıkan ithal ürünlere karşı korunmak istiyor. Artan hammadde, navlun gibi maliyetlerle ‘karsızlığa rağmen’ hem içerde hem de dışarda pazarını korumaya çalışan sanayici, uluslararası alanda Hindistan, Portekiz, Kamboçya gibi ülkelerle rekabet ediyor. İç pazarda ise döviz kurunun da etkisiyle Çin gibi ülkelerden ithal ürün girişi artarken özellikle deri ayakkabı grubunda İtalya ve Portekiz öne çıkıyor. 2021-2022 Ocak-Kasım döneminde Türkiye’nin ayakkabı ithalatı yüzde 57 artışla 540 milyon dolardan 850 milyon dolara çıktı. Yüzde 66 artışla Çin ithalatta birinci sıraya oturdu.
Ayakkabı ihracatının 2022’de yüzde 20’den fazla artışla 1.2 milyar dolara ulaştığını açıklayan Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, “Daha fazla üretim yapabilseydik 1.5 milyar dolarlık ihracata da ulaşırdık” dedi. Sektörün uluslararası rekabette çok ciddi mücadele verdiğine işaret eden İçten’e göre firmalar müşteri kaybetmeme adına minimum fiyatlarla iş yapıyor. Sektörün şu anda mevcut müşteriyi korumak ve ayakta kalabilmek için üretim yaptığını söyleyen İçten, iç pazarda ise ithal ürünlere karşı mücadele verdiklerine vurgu yaptı. “Bir önceki yıla göre nihai ürün ithalatı yüzde 55 arttı” diyen İçten, şöyle devam etti: “İç piyasada rekabetin sağlanabilmesi için ithalat koruma önlemlerinin yeniden artırılmasını talep ediyoruz. 2014’te ithal ayakkabılara uygulanan gümrük vergileriyle 350 milyon dolar olan dış ticaret açığımız 500 milyon dolarla cari fazlaya dönüştü. Tedbirler gevşetildi. Bunların yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz. Yeni ekonomik programın anlamlı olması için döviz kaybedecek noktaların tutulması gerekiyor.”
“Kuru 26-27 liradan hesaplayan ihracatçı var”
İthal ürünlere karşı koruma tedbiri isteyen ayakkabı sanayicisi, ihracat tarafında da stabil giden döviz kurundan dertli. Son 3-4 yıldır ihracatını yüzde 15-20’lerde artırarak bir ivme yakalayan sektör, geçen yıl 1.2 milyar dolara ulaştı. Ancak sektörü temsilen konuşan TASD Başkanı Berke İçten, 2023’ün ikinci çeyreğinden itibaren ihracatta bir azalma olacağına işaret etti. “İşte bu olmasın diye üreticilerimiz zarar etmeyi göze alarak iş yapmaya çalışıyor” diyen İçten, sezonluk çalışan sektörde 6 aylık siparişlerde hareket göremediklerini söyledi. İçten, “Döviz kurlarının stabil seyrediyor olması ihracatımızı olumsuz etkilemeye başladı. 3-4 yıllık zorlu kazanımlarla elde ettiğimiz müşteriyi kaybedersek tekrar bulma şansımız yok. Bu nedenle sezonluk kuru 26-27 liradan hesaplayıp iş yapmaya çalışan ihracatçılarımız var. Kur çıkmazsa zarar edecek. Müşteriyi Hindistan’a kaçırmamak için ihracatçı bunu göze alıyor. Kur enflasyonu tetiklemesin diye belli bir seviyede tutulmasını anlıyoruz ama bunun ihracatçı açısından olumsuz etkileri olduğu göz ardı edilmemeli” diye konuştu.
Öte yandan Ticaret Bakanlığı’nın ‘Uzak Ülkeler Stratejisi’ kapsamında ABD, Güney Kore, Güney Afrika, Avustralya gibi ülkelerde çalışmalar yapan Türk ayakkabı sektörü, bu pazarlarda Endonezya, Çin, Vietnam, Kamboçya gibi ülkelerle rekabet edecek. Her ne kadar fiyat belirleyici olsa da sektör, kalite ve katma değerle öne çıkmayı hedefliyor.
Maliyetler düşerse daha fazla indirime hazırız
Ayakkabı sanayiinin hammadde ve emtia fiyatlarındaki artışı nihai ürüne en az yansıtan nadir sektörlerden biri olduğunu söyleyen Berke İçten, “Dünya genelinde emtia, petrol ve navlun fiyatları pandemi öncesi rakamlara gerilemeye başladı. Tedarik ettiğimiz hammadde fiyatlarının da geri gelmesini bekliyoruz. Maalesef o tarafta çok da geri geliş yok” dedi. Eğer bu gerçekleşirse daha da fazla indirime hazır olduklarını dile getiren İçten, “Yarı mamul fiyatları geri gelirse indirim, fiyat sabitleme gibi konularda elimizi taşın altına bir kez daha koymaya hazırız. Böylece fiyat sabitleme çağrısına daha iyi cevap verebiliriz” diye konuştu.
Sektör daralırsa işten çıkarmalar başlar
Ağırlıklı olarak KOBİ’lerden oluşan ayakkabı sanayii, Türkiye’nin istihdamda öne çıkan sektörlerinden biri. 300 binden fazla kişinin çalıştığı sektörün 300 tane otomobil fabrikası kadar istidam sağladığını açıklayan Berke İçten, “Yarattığımız katma değer belki küçük ama istihdam açısından yoğun bir sektörüz. Dolayısıyla sektörde yaşanacak bir daralma çalışan sayısına da olumsuz yansıyacak. Bu durumdan direkt istihdam etkilenecek” dedi.
Kar yağmadı kışlık botlar indirime girdi
Bu yıl beklenen kış koşullarının gelmemesi ayakkabı sanayiinde de kışlıkları vurdu. Elde kalan kışlıklarda 3 al 2 öde, ikinciye yüzde 50 indirim gibi kampanyalar düzenleyen sektör, eldeki kışlıkları eritip yeni sezona hazırlanmayı amaçlıyor. İklimin etkisiyle özellikle kışlık bot, çizme gibi ürün gruplarında indirim kampanyaları başladığını söyleyen TASD Başkanı Berke İçten, “Biz sektör olarak zaten indirimin içindeyiz” diye konuştu.
Sektörün penceresinden göstergeler
- Yıllık 550 milyon çift üretim kapasitesi
- Türkiye üretimde Çin, Hindistan, Endonezya, İtalya, Meksika, Tayland, Güney Kore ile rekabet ediyor.
- Ağırlıklı KOBİ’lerden oluşan sektörde 300 bin çalışan var
- 2022 ihracatı 1.2 milyar dolar
- 2022’de ihracat yüzde 21.2 artarken ithal ayakkabının payı yüzde 57 arttı.
- Ayakkabı üretimi yapan firmaların yaklaşık yüzde 50’siİstanbul’da. Diğer öne çıkan iller; İzmir, Konya, Bursa, Ankara, Gaziantep, Manisa, Denizli, Adana, Malatya, Çorum (İskilip).
- Sektörün önemli pazarları Rusya, Ukrayna, AB, ABD
- Dünya ayakkabı sektörünün 2024’te 463 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Konteyner fiyatlarında düşüşün etkisi
Dış ticaret yapısı değişmediği sürece ithalatın artarak devam edeceğine dikkat çeken Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Sait Salıcı, “Yerli mamul üzerindeki yurtiçi tedarik oranı artırılmalı, hammadde üretim tesisi kurulmalı. Üretici kur riskini üstleniyor. Enflasyon muhasebesi yapılmalı. Finans kaynaklarına erişim sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da müşteriler ciddi şekilde vadeli mal istemeye başladı. Öte yandan ithalat artışı, üreticilerimizi farklı pazar arayışına da itiyor” dedi.