Akdeniz'de ilk sondaj kuyusu açılıyor
Fatih sondaj gemisi, bu yıl içerisinde Akdeniz'de ilk sondaj kuyusunu açacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Mayısta göreve uğurladığımız Fatih sondaj gemimizle inşallah Akdeniz’de bu yıl ilk kuyumuzu açacağız" açıklamasını yaptı.
Dönmez, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayelerinde, uluslararası finans kuruluşu ICBC’nin ve Çin Ankara Büyükelçiliği’nin katkıları ile düzenlenen "Kuşak ve Yol Yatırım ve Finansal İş Birliği Zirvesi"nde değerlendirmelerde bulundu.
Düzenlenen zirve esnasında BOTAŞ ile Çin Endüstri ve Ticaret Bankası (ICBC) arasında imzalanacak mutabakat zaptının önemli bir işbirliği olduğunu belirten Dönmez, "BOTAŞ'ın yer altı doğalgaz depolama projelerinde kullanılması öngörülen kredi ile iki ülke arasındaki güçlü işbirliğini daha ileri bir boyuta taşımış olacağız." diye konuştu.
Bakan Dönmez, Türkiye'nin oldukça dinamik bir enerji sektörüne sahip olduğunu vurgulayarak, enerji altyapısında son dönemde önemli bir değişime imza atarak "Milli Enerji ve Maden Politikası" ile yerli kaynakların ön plana çıkarılacağı bir stratejinin temelinin atıldığının altını çizdi.
Doğalgaz arz güvenliğini teminat altına alacak bir sistemin kurulmasının önemli olduğuna değinen Dönmez, "Doğalgaz depolama alanında Silivri ve Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Tesisleri'nin mevcut kapasitelerinin geliştirilmesine devam ediyoruz. Nihai hedefimiz, yıllık doğalgaz tüketimimizin en az yüzde 20'sini depolayacak güçlü bir depolama altyapısını hayata geçirmek." ifadelerini kullandı.
Dönmez, son iki yılda FSRU (Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi) ve LNG alanında çok ciddi atılımlar kaydedildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Günlük 20 milyon metreküp gazlaştırma kapasitesine sahip Türkiye’nin ilk FSRU’sunu geçtiğimiz yıl, ikinci FSRU tesisini ise bu şubatta devreye aldık. Üçüncü FSRU tesisini de en kısa zamanda işletmeye almak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Doğalgaz taşımacılığında önemi gittikçe artan ve gelecek 25-30 yıl içerisinde doğalgaz ticaretinin yarısından fazlasının gerçekleşeceği LNG alanında da yatırımlarımız artarak devam etmektedir. 2016 başında 34 milyon metreküp olan günlük gazlaştırma kapasitemizi yüzde 88 artışla, 2016 sonunda 64 milyon metreküpe çıkardık. 2017 sonunda ise bu rakam 117 milyon metreküpe ulaşmış durumdadır. Bütün bu yatırımlar sonucu 2016 sonu itibarıyla sisteme gaz giriş kapasitesi 190 milyon metreküpten, 2017 sonunda ise 288 milyon metreküpe ulaştı. Hedefimiz sisteme 400 milyon metreküp gaz sağlama kapasitesine ulaşmak."
Yatırımcılar için güvenli bir liman
Güçlü siyasi ve ekonomik istikrarın söz konusu büyük uluslararası projelerin gerçekleştirilmesindeki en önemli faktörlerden biri olduğuna dikkati çeken Dönmez, "Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis sismik araştırma gemileri ile Akdeniz ve Karadeniz’de sismik arama ve sondaj faaliyetlerimize de hız verdik. Mayısta göreve uğurladığımız Fatih sondaj gemimizle de inşallah Akdeniz’de bu yıl ilk kuyumuzu açacağız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine yürüdüğümüz bu uğurda enerji yatırımları hayati önem taşıyor. Enerjide kaynak çeşitliliğini artıracak, kaynak ülke ve güzergah seçeneklerini çoğaltacak her opsiyonu dikkatle ele alıyoruz." dedi.
Bakan Dönmez, Türkiye olarak her zaman bölgedeki paydaşlara değer katan projelerin yanında yer aldıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bölgemizin ve tüm ilgili tarafların yararı için enerjinin bütünleştirici rolünü öne çıkarmalı ve gelecekteki projelerimizi bu bilinçle ele almalıyız. Türkiye bu anlamda bölgemizin refah ve istikrarına katkı sağlayacak enerji projelerinde anahtar ülke rolünü sürdürmeye devam edecektir. Ülkemiz bölgesinde yatırımcılar için güvenli bir liman ve önemli bir bölgesel aktör olmaya devam edecektir. Bu sebeple, yatırımların sürdürülebilirliği ülkemiz için temel bir amaçtır. Türkiye’ye güvenip yatırım yapmış yerli ve yabancı tüm yatırımcılar bizim yatırımcımızdır. Bu kapsamda, yatırımcıların önündeki sorunları geçmişte olduğu gibi bugün de bertaraf etmek için elbirliği ile çalışmaya devam edeceğiz."
Çin ve Türkiye ilişkileri
Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerin köklü bir geçmişe sahip olduğunu anlatan Dönmez, her iki ülkenin dünya medeniyetinin gelişimine muazzam katkı yaptıklarını söyledi.
Dönmez, iki ülke arasındaki stratejik işbirliğinin her geçen gün istikrarlı bir şekilde geliştiğini hatırlatarak, "Ülkelerimiz arasında güvene dayalı tesis ettiğimiz güçlü ilişki, bölgesel ve küresel sorunların çözümünde de önemli ve yapıcı bir rol üstlenmektedir. Türkiye ve Çin arasındaki ticaret hacmi önceki yıllara nazaran artış gösterse de henüz istediğimiz noktada olmadığımız aşikar. 2017 sonunda ticaret hacmimiz toplam 28 milyar dolara ulaştı. Ancak her iki ülkenin yüksek potansiyeli düşünüldüğünde mevcut ticaret hacmimiz aslında beklenenin altındadır." değerlendirmesinde bulundu.
"Bir Kuşak Bir Yol Projesi"nin bölgesel ve küresel ticareti canlandırma yönünden önemli bir role sahip olduğunu belirten Dönmez, bu projenin yaklaşık 40 milyon metrekarelik bir alanda 60’dan fazla ülkeye ve 4,5 milyarlık dünya nüfusuna hitap eden tarihin en kapsamlı projelerinden biri olduğunu kaydetti.
Dönmez, projenin, Londra ve Pekin arasındaki güzergah üzerinde yer alan yaklaşık 25 trilyon dolar büyüklüğündeki ülke ekonomilerinin daha da büyümesini sağlayacağını belirterek, "Özellikle altyapı, ulaştırma, ticaret, sanayi, turizm, enerji, finansman gibi alanlarda ortaya konulacak işbirliği, küresel ekonomilerin entegrasyonuna da güç katacaktır. Yeni İpek Yolu olarak adlandırılan girişim, bütün taraflara azami fayda sağlayacak önemli bir işbirliği modeli olarak peşinden gelecek diğer projelere de öncülük edecektir." dedi.
Daha sonra, ICBC Türkiye ve ICA arasında üçüncü köprü refinansmanı için yetkilendirme mektubu imzalandı.
Ayrıca, yine ICBC ile BOTAŞ arasında yeraltı doğalgaz depolama tesisi projesine finansman sağlanması için mutabakat zaptına imza atıldı.