Akdeniz ve Karadeniz demiryoluyla bağlanıyor
Bakan Elvan, "Mersin Limanını Samsun Limanına kadar bağlayacak olan bir hattın ilk adımı olan Aksaray-Ulukışla hızlı tren demiryolu hattının yapımını yatırım programına aldık" açıklamasını yaptı.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, demiryolu çalışmalarında bu yıl yeni bir çalışmayı yatırım programlarına aldıklarını ifade ederek, Mersin Limanını Samsun Limanına kadar bağlayacak hat için ilk adımın atıldığını duyurdu.
Bakan Elvan, Mersin'de düzenlenen "Kıtalararası Lojistik Üssü Türkiye" konulu toplantıya katıldı. Divan Otel'de gerçekleşen toplantıya Bakan Elvan'ın yanı sıra Mersin Valisi Ali İhsan Su, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, iş adamları ile protokol üyeleri katıldı.
Toplantıda konuşan Bakan Elvan, teması lojistik olan bu toplantının Mersin'de düzenlenmesinin son derece anlamlı ve önemli olduğunu söyledi.
'Bir Kuşak Bir Yol Projesi' kapsamında Bakü-Tiflis-Kars projesinin devamı niteliğindeki Kars-İstanbul demiryolu bağlantısının orta koridorun en önemli ayağını oluşturduğu dile getiren Elvan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Marmaray ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması planlanan çalışmalarda, projenin Türkiye bölümünü inşallah en kısa sürede tamamlayacağız. Bu projenin kara ayağının yanı sıra deniz ayağıyla ilgili de gerekli tedbirleri alıyoruz.
Akdeniz 3 kıtanın düğüm noktasıdır ve çok özel bir öneme sahiptir. Bu ticaret yollarının merkezinde bulunan Mersin, transit yük potansiyelini artırıp, Mersin'i bölgesel ve küresel bir aktarma merkezi haline getirmek amacıyla çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz. Özellikle ulaşım alt yapısının daha da güçlendirilmesi Mersin'in Türkiye'nin en önemli lojistik merkezlerinden bir haline gelmesinde önemli katkı sağlayacaktır.
Şu anda Mersin'i bizim doğu-batı koridorumuza demiryolu hattıyla bağlama noktasında yoğun bur çaba sarf ediyoruz. Konya-Kahraman yüksek hızlı tren hattı önümüzdeki günlerde açılacak. Kahraman-Ulukışla arasındaki demiryolu yapımları devam ediyor. Bu hattı ayrıca Mersin'e bağlayacağız. Mersin'den çıkan bir hızlı tren Kahraman-Konya-Ankara ve oradan İstanbul'a ulaşabilecek. Başka bir yolda Mersin'den çıkan tren Karaman, Konya oradan Afyon ve oradan da İzmir'e ulaşabilecek. Yani Türkiye'nin her yerine ulaşabilme imkanına kavuşabileceğiz.
Akdeniz ve Karadeniz bağlanıyor
Bu yıl yeni bir çalışma daha yaptık. Yine Mersinimizi kuzeye bağlayan bir demiryolu hattını yatırım programına aldık. Yani Mersin limanını Samsun Limanına kadar bağlayacak olan bir hattın ilk adımı olan Aksaray-Ulukışla hızlı tren demiryolu hattının yapımını yatırım programına aldık. Dolayısıyla hem doğu-batı ekseninde hemde kuzey-güney ekseninde hızlı tren demiryolu hatlarımızı oluşturmuş olacağız.
Lojistiğin Türkiye'de en önemli ve geleceği parlak olan sektörlerin başında geldiğini vurgulayan Elvan, "Firmalarımızın verimliliğinin artırılması, girdi maliyetlerinin azaltılması ve böylece küresel ölçekte daha etkin bir rekabet gücünü elde edebilmesine imkan sağlayan lojistik faaliyetler, ekonomik değer zinciri içerisinde hayati bir öneme sahip. Önümüzdeki dönem ulaştırma sistemlerinin ve lojistik faaliyetlerinin çok daha verimli olmasını zorunlu kılıyor. Geleceğin dünyasında rekabet için önem arz eden 3 temel alan olduğunuz düşünüyorum. Bunlardan bir tanesi yenilikçi bir yaklaşım, yenilikçi bir ürün ortaya koyabilmek. İkincisi mevcut sanayi tesislerimizin dijitalleşmesinin ve dijital dönüşümün sağlanması. Üçüncüsü ise lojistik. Bir ürünün kaliteli üretilmesi önemli ama tek başına değil. Bir ürünün üretildikten sonra en hızlı şekilde ve en düşük maliyetle güvenilir, öngörülebilir şekilde tüketiciye ulaştırılması da önem arz ediyor" şeklinde konuştu.
Hedef 2023 yılında ilk 15 ülke
Lojistiğin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizen Elvan, "Lojistik maliyetlerine bakıldığında özellikle geri kalmış ülkelerde veya az gelişmiş ülkelerde milli gelire orana yüzde 20-25 olduğunu görüyoruz. Gelişmiş ülkelere baktığımızda bunun yüzde 10 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Türkiye'de ise bu oran yüzde 13. Dolayısıyla bizim bu maliyetleri daha da aşağı çekmemiz gerekiyor. Türkiye'deki lojistik sektörü büyüklüğüne baktığımızda aşağı yukarı 300 milyar dolarlık bir hacmi, büyüklüğü olduğunu görüyoruz. Bunun 150 milyar liralık kısmını lojistik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin yaptığını görüyoruz. Kalan yüzde 50'si ise üreticinin lojistik faaliyetle uğraştığını görüyoruz. Bu şunu gösteriyor ki ülkemizde lojistik sektörünün daha fazla profesyonel yapılması ve daha da gelişmesi gerektiği ortaya çıkıyor. 2016 yılında yayınlanan Dünya Bankası endeksine göre 160 ülke arasında Türkiye lojistik sektöründe 34'üncü sırada yer alıyor. Sıralamada ön sıralardayız ama bu bizim için yeterli değil. Lojistik sektöründe inşallah 2023 yılında ilk 15 ülke arasında yer alacağız" ifadelerini kullandı.
Artık yeşil ve tersine lojistik kavramlarının da dünya gündeminde yer almaya başladığını kaydeden Elvan, "Yeşil lojistik ürünlerin müşteriye ulaşmasından önceki ham madde tedarikinden üretime, paketlemeye, taşımaya ve depolamaya kadar olan faaliyetlerin yanı sıra atıkların geri dönüşümü ve tekrar kullanımını kapsıyor. Tersine lojistik dediğimiz kavram ise tüketim noktasından gönderilen ürünlerin geri kazanımı, yeniden üretimi veya bertaraf edilmesi için üretici tarafından sistematik olarak kabul edilme süreci olarak adlandırıyor. Bu kavramları önümüzdeki günlerde kapsamlı olarak tartışacağız. Tersine lojistik ile enerji gereksinimi üretim sürecinde yüzde 85'e kadar azaltılabilmektedir. Ayrıca yeniden üretilen ürünler yüzde 30-40 oranında daha düşük bir fiyatla üreticiye sunulabiliyor" dedi.
Lojistiği ulaştırmadan ayırmanın mümkün olmadığının altını çizen Elvan, sözlerine şöyle devam etti:
"Ulaştırma yatırımlarında temel bazı önceliklerimiz var. Bunlardan birisi kuzey-güney, doğu-batı koridorunun bir an önce tamamlanması. Bu noktada çok yoğun çalışmalar yürütülüyor. İnşallah önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde bu koridorlarda yapılan karayolları alt yapısı itibariyle tamamlamayı hedefliyoruz. Yine kombine yük taşımacılığının daha da geliştirilmesi yer alıyor. Bir diğer önemli olan demiryoluyla deniz yolu paylarının daha fazla artırılması. Bir diğer önemli konu ise organize sanayi bölgelerimizin demiryolu bağlantılarının yapılması. Kombine taşımacılığının geliştirilmesi doğrultusunda planlanan 21 lojistik merkezden 8 tanesini işletmeye açtık. Diğer bölgelerde çalışmalar devam ediyor. Halihazırda demiryolu şebekesinde 10 adedi organize sanayi bölgesi bağlantısı olmak üzere toplam 358 kilometre uzunluğunda, 229 adet iktisat hattı mevcut. Ülkemiz Asya ve Avrupa transit taşımacılığında birçok ulaştırma şebekesi ve koridoru içerisinde kilit konumdadır. Eskiden üretim batıda yapılıyordu ama şimdi artık üretim doğuya kaydı. Ulaşım bu yüzden çok önemli. Bizim de ulaşım, lojistik ve bağlantılar konusuna çok önem vermemiz gerekir. Türkiye potansiyelini doğru kullandığı zaman Türk lojistik firmaları tarafından bu koridorlarda çok önemli ticari ilişkiler içerisine girebilir. Ülkemizin önünde bir fırsat penceresi var."