ABD, 200 milyar dolarlık ödün istiyor!
Dünyanın iki büyük gücü ticaret görüşmelerinin ikinci turu için masaya oturdu. Ancak analistlere göre ABD'nin talepleri serbest piyasa ekonomisiyle örtüşmüyor ve Çin'in bu talepleri kabul etmesi söz konusu değil.
EVRİM KÜÇÜK
Küresel ekonominin geleceği açısından önem taşıyan ABD ile Çin'in ticaret görüşmeleri devam ediyor. Görüşmelerin Pekin ayağında ABD 'ultimatom' niteliğinde bir tasarı sunmuştu Çin'e. Bu kez Washington'a taşınan görüşmelerin ikinci ayağında ABD'nin tutumunu ve taleplerini yumuşatmaması halinde ikili ilişkilerde kırılma yaşanabileceği uyarısı yapılıyor. ABD'nin gümrük vergilerinin hayata geçirilmesi ise Çin'in ekonomisinde yüzde 0.3'lük kayıp anlamına geliyor.
Çin Başbakan Yardımcısı Liu He, Cumhurbaşkanı Şi Jinping'in özel elçisi olarak Washington'da ticari anlaşmazlıkların ele alındığı üst düzey temaslarda bulundu. Liu He, ABD Eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Senato Başkan Vekili ve Senato Maliye Komisyonu Başkanı Orrin Hatch, Yollar ve Araçlar Komitesi Başkanı Kevin Brady gibi ABD Kongresinin önde gelen isimleriyle bir araya geldi. Liu, son ziyaretle iki devlet başkanının görüş birlikleri doğrultusunda, ABD tarafıyla sorunları etraflıca istişare ederek rasyonel çözümler bulmaya ve böylece ikili ticari ilişkilerin sağlıklı şekilde gelişmesini sağlamaya hazır olduklarını belirtti.
Çin'den ağır talepleri var
Ancak ABD'nin Çin'den talepleri analistlere göre çok saçma ve piyasa ekonomisinin işleyişine aykırı. Peki ABD, Çin'den ne istiyor? ABD’nin talepleri şöyle:
■ Çin, ikili ticaretteki dengesizlikleri azaltacak. ABD'nin aleyhine verilen ticaret açığını 2020 yılına kadar 200 milyar dolar aşağı çekecek. Bunun ilk adımı olarak 1 Haziran 2018'den itibaren 12 ay içinde ABD aleyhine açık 100 milyar dolar, 1 Haziran 2019'dan itibaren 1 yıl içinde 100 milyar dolar daha düşürülecek. Ancak 2017'de Çin'in ABD ile ticarette 275 milyar dolar fazla verdiği gözönüne alındığında, bu mümkün gözükmüyor. Bunun için devletin ekonomiye müdahale etmesi gerekiyor.
■ Çin, aşırı kapasitenin oluştuğu alanlarda devlet teşviklerini derhal kaldıracak.
■ Fikri mülkiyet haklarıyla ilgili düzenlemeleri güçlendirecek ve ortak girişimlerde istenen teknolojiyle alakalı talepleri kaldıracak.
■ ABD'nin ihracat kontrol yasalarına uygun olarak hareket edecek.
■ Fikri mülkiyet haklarından dolayı uygulanacak gümrük vergileriyle ilgili DTÖ nezdindeki şikayetinden vazgeçecek.
■ ABD'nin ticari kısıtlamalarına karşı misillemede bulunmayacak.
■ 1 Temmuz 2020'dan itibaren Çin 'kritik olmayan sektörlerde' tarifeleri, ABD'deki muadil ürünlerdeki tarifeler ile aynı seviyeye indirecek.
■ Hizmetler sektörünü ve tarım ürünlerini ABD'ye daha fazla açacak.
■ Anlaşma çeyrek dönemlik periyodlarla gözden geçirilecek.
Elektronik, elektrik, makine ve otomotiv sektörleri risk altında!
Alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in hazırladığı ve tüm dünyada yeniden gündeme gelen korumacılık yaklaşımını inceleyen “Ticaret oyunları, ticaret davası ya da ticaret savaşı mı?” raporu yayımladı. Şimdilik sadece ufak çaplı ticari çatışmalar olsa da rapor, korumacılık yaklaşımının yaygınlaşması durumunda en çok risk altında kalabilecek sektörlerin; elektronik, elektrik, makine ve teçhizat ve otomotiv olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre tüm korumacılık önlemleri birlikte ele alındığında Çin ve ABD’nin ithalata yönelik gümrük vergilerinde toplam 0,5 puanlık bir artış ortaya çıkıyor. Gerçekleşme ihtimali en yüksek olan bu senaryo, ABD ve Çin için yıllık toplam 30 milyar dolar ihracat kaybı demek. Bu da küresel mal ve hizmet ticaretinin yüzde 0,1’inden daha az demek oluyor.
Küresel ithalattaki gümrük vergilerinde 2,5 puanlık artış
Raporda ABD-Çin arasındaki bu senaryoların daha hafif atlatılması halinde küresel ithalat üzerindeki toplam gümrük vergilerinde 2,5 puanlık bir artış ya da ABD’nin Çin’den tüm ithalatı için ek yüzde 15’lik gümrük vergisinin doğması tahmin ediliyor. Daha yoğun bir savaşın olduğu senaryoda ise küresel ithalat üzerindeki gümrük vergilerinde 8,5 puanlık toplam artış ya da ABD’nin Çin’den ithalatı üzerinde toplam %45 gümrük vergisi artışı doğuyor. Rapora göre, korumacılığın finans, regülasyon, veri, döviz, çevre, sağlık, güvenlik ve fikri mülkiyet gibi alanlarda farklı şekillerde de ortaya çıkması daha ağırı sonuçları da beraberinde getirebilir.
ABD ve Çin arasında tansiyonun yükselmesi durumunda sermaye kontrolleri ve döviz manipülasyonlarına yönelik finansal riskler yakından takip edilmeli. Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, “Korumacılık önlemlerine rağmen küresel ticaret ılımlı bir hava izleyerek bir önceki yıla kıyasla yüzde 4,8 artış gösteriyor. 2017 yılında ABD tedarikçileri arasında 34’üncü sırada yer alan Türkiye’nin ABD pazarından aldığı pay yüzde 0,4 olmakla birlikte şu an için bu korumacılık önlemlerinin Türkiye açısından kritik etkisi olduğunu söylemek doğru olmaz. Ancak olası senaryolar doğrultusunda yaşanabilecek ticari çözülmelere dikkat edilmeli.” dedi.