5 kişiden 2'si 'kaygı' ile para biriktirdi
Yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de her 5 kişiden 2’si son bir yılda para biriktirdi. Bireyleri birikim yapmaya iten temel nedenlerde “geleceğe ilişkin belirsizlik” ve “kaygı” öne çıktı.
Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) tarafından, Visa ve Türkiye’deki 22 bankanın desteğiyle 'Paramı Yönetebiliyorum' projesi kapsamında gerçekleştirilen “Türkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması”nın sonuçları açıklandı.
Türkiye’de genel kamuoyunun finansal okuryazarlık düzeyini tespit etmek, finansal ürün ve hizmetler konusundaki tutum ve davranışları anlamak amacıyla gerçekleştirilen araştırma Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü tarafından 26 ilde 2000 kişi ile yüzyüze yapıldı.
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de minimum finansal bilgiye sahip olan bireylerin oranı yüzde 70. Finansal bilgi düzeyi, çalışma hayatında olan, gelir düzeyi yüksek ve eğitimli bireylerde daha yüksek.
Bilgi düzeyi kavramsal ve aritmetik beceriler olarak 2 alt grupta incelendiğinde ise matematik bilgisi gerektiren konularda finansal becerinin göreceli daha düşük olduğu ortaya çıkıyor.
Para 'kaygı' nedeniyle biriktirildi
Araştırmadan çıkan verilere göre; Türkiye’de her 5 kişiden 2’sinin son bir yılda para biriktirdiği görülürken, bireyleri birikim yapmaya iten temel nedenlerde “geleceğe ilişkin belirsizlik” ve “kaygı” öne çıkıyor. Birikim yapanların yarısı (yüzde 49) sağlık sorunu, doğal afet, aniden işsiz kalma gibi beklenmedik durumlara karşı tedbir olarak para biriktirdiğini söylüyor.
Yine araştırma bulgularına göre, hanede para kullanımına yönelik günlük kararlara dahil olma oranı kadınlarda yüzde 74 iken erkeklerde bu oran yüzde 85’e çıkıyor. Gençlerin ise sadece yüzde 43’ü hanede para kullanımı konusunda söz hakkına sahip.
Finansal ürün bilinirliğinde ise tasarruf ve emeklilik ürünleri öne çıkıyor. Bu ürün kategorisinde bilinirlik düzeyi yüzde 85’i buluyor. Araştırmadaki bir diğer dikkat çekici nokta da kredi borcunu ödeme konusunda Türkiye’de bireylerin disiplinli hareket etmeye özen göstermesi. Bu konuda toplumun yüzde 83’ü kredi borcunu gününde ödediğini belirtiyor.
BDDK: Çeşitlilik arttıkça, ürün seçmek zorlaşıyor
BDDK Başkan Yardımcısı Dr. Yakup Asarkaya ise şunları söyledi:
“Finansal sistemin sağlıklı ve sürdürülebilir olmasının bir şartı, bu sistemi kullanan tüm kişilerin haklarının teminat altına alınmış olmasıdır. Bu yönde finansal tüketiciyle ilgili uygulamaları geliştirmek için BDDK tarafından bazı uygulamalar hayata geçirilmiştir. Bu adımların başında finansal tüketicinin şikayet ve başvurularını gerektiğinde denetim yapmak suretiyle sonuçlandırmak ve gerekli düzenlemeleri de yapmak için Finansal Tüketici İlişkileri Daire Başkanlığı’nın kuruluşu gelmektedir. Bunun ardından çağrı merkezinin kurulması, e-şikayet sisteminin oluşturulması, bilgilendirici kamu spotlarının hazırlanması da çok kritik diğer adımlar olmuştur. Finansal ürünlerin çeşitliliği arttıkça doğru ürün seçmek ve kullanmanın zorlaştığı bir gerçektir. Finansal okuryazarlık bu bağlamda gün geçtikçe önemli bir kavram haline gelmiştir. ‘Türkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması’nın sonuçları, bizlere tasarruf yapan finansal tüketicinin yarısından fazlasının, tasarruflarını geleneksel yöntemlerle biriktirmeyi tercih ettiğini göstermektedir. Bunun değişmesi adına finansal sistemin tanıtılması ve ürünlerin artırılması anlamında kurum ve kuruluşlara önemli görevler düşmektedir."
SPK: BES ve katılım sistemi tasarrufları artırdı
Araştırma sonuçlarıyla ilgili konuşan SPK Başkan Yardımcısı Emre Önyurt ise, son yıllarda atılan 2 önemli adım ile tasarrufların ülkemiz ekosistemine kazandırılmasının önünün açıldığını, ilk olarak Bireysel Emeklilik Sisteminde devlet katkısı desteği ve getirilen otomatik katılım sistemi ile önemli miktarda bir finansal kaynağın ülkemiz tasarruf havuzuna dahil olduğunu; ikinci önemli adımın ise Sermaye Piyasası Kurulu’nun faizsiz finansal araçları tercih eden yatırımcılara hizmet veren katılım fonlarının kuruluşuna imkan sağlayan düzenlemeleri olduğunu belirtti.
Özellikle Otomatik BES katılımcılarının 3'te 2'sinin faizsiz katılım fonlarını tercih ettiklerini dikkate alındığında bu alana daha fazla odaklanması gerektiğini ifade eden Önyurt, yakın zamanda sektöre kazandırılan para piyasası katılım fonu ve kısa vadeli kira sertifikaları katılım fonu türleri ile katılım bankalarının sermaye piyasalarına entegrasyonunun artırılmasını da beklediklerini, finansal okuryazarlık oranının arttırılmasına yönelik çalışmalarda da hem bireysel emeklilik sisteminin hem de faizsiz finansal araçların vatandaşlarımıza tanıtılmasının oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Finansal tutumlara göre 5 profil
Araştırmanın ortaya koyduğu verilere göre, finansal bilgi, davranış ve tutumlarına göre Türkiye toplumu 5 temel gruba ayrılıyor: Finansal Bilgeler (yüzde 22), Mütevazı Ebeveynler (yüzde 24), İdareli Muhafazakarlar (yüzde 20), Plansız Hayalciler (yüzde 19) ve Kaygısız Gençler (yüzde 15).