2025’in makro gündeminde ilk sırada enflasyon var: Faiz indirimi döngüsü piyasaya yarayacak
2024 yılının ilk yarısını bahar, ikinci yarısını kış olarak geçiren hisse senedi piyasası, 2025’te faize karşı bir nebze daha kuvvetli olacak. Merkez Bankası'nın faiz indirim döngüsüne girmesi ile mevduat tarafındaki rekabetin azalması borsa yatırımcısına şimdiden ümit veriyor.
Piyasalar yeni yıla yeni umutlarla giriyor. 2024 yılına hızlı başlayan fakat yıl boyunca uçlarda gidip gelen piyasalarda yılın ilk yarısında, değişen ekonomi politikaları, kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artışları ve carry trade fırsatlarını değerlendirmek isteyen yabancı yatırımcıların etkisiyle adeta bayram havasında yaşadı ve tarihi zirvelerde dolaştı. Yılın ikinci yarısında işler tersine döndü. Özellikle politika faizindeki yükseliş ile mevduat ve para piyasası fonları gibi görece risksiz enstrümanların yatırımcıları enflasyona karşı yeterince koruması riskli varlıklardan çıkışları hızlandırdı. Ağustos’ta önce globaldeki resesyon endişeleri ardından ise jeopolitik gerginliklerin artarak devam etmesi BIST’in ilk yarıdaki yükselişini gölgeledi. Yılbaşından bu yana TL bazında yüzde 35, dolar bazında da yüzde 16 değer kazanan Borsa İstanbul endeksi, enflasyonun ve mevduatın oldukça altında bir performans sergiledi. Mart ayındaki seçimler öncesinde 33 TL’ye kadar yükselen dolar/TL, yıl boyunca neredeyse yatay hareket etti.
Peki 2025 yılında piyasaları ne bekliyor? DÜNYA olarak 5 aracı kurumun strateji raporlarını incelediğimizde, ortak mesaj 2025 yılında Borsa’nın yatırımcılarına fırsatlar sunacağı yönünde. Gelişmekte olan ülkelere göre yaklaşık yüzde 60’ın üzerinde iskonto ile işlem gören BIST-100 endeksinde tahminler 15 bin puana kadar dayanıyor. Aracı kurum raporlarına göre, özellikle 2025 yılında Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başlaması hisse senedi piyasasını ön plana çıkartacak. Ayrıca ABD Başkan'ı Trump’un piyasa dostu hamlelerinin küresel risk iştahını artırmasının yanı sıra; enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi, ülke risk priminin gerilemesi, TL’nin reel olarak değerlenmesi, ülke kredi not artırım potansiyellerinin korunması gibi faktörler de borsa yatırımcısının yüzünü güldürecek. Ayrıca açığa satış yasağının BIST 50 endeksinde yer alan pay piyasaları ile sınırlı olarak kaldırılmasının da olumlu bulunduğu raporlarda, para politikası kanalı etkinliğinin artırılması ve mali disiplinin desteklenmesi yönünde atılan adımlar, makro ekonomik ve finansal istikrar açısından olumlu gelişmeler olarak sıralandı. Gedik Yatırım, Halk Yatırım, Global, Anadolu Yatırım ve İnfo’nun 2025 yılı strateji raporlarını sizler için özetledik.
Türk borsası patika değişikliği eşiğinde
Gedik Yatırım’ın “2025: Risksiz faizden borsaya geçiş dönemi” raporunda, 6 aylık zorluklara ve bölgesel politik faktörlerin yaratacağı olası oynaklıklara rağmen endeksteki zayıflıkların alım fırsatı yarattığını ve Türkiye borsasının uzun vadeli patika değişikliğinin eşiğinde olabileceğini, 2026 öngörülebilirliği arttıkça hisse senetlerinin prim yapabileceğini ve faizin üzerinde getiri sağlamayabilme olasılığının mümkün olduğunu ifade ediliyor. TCMB’nin aralık ayında 100-150 baz puan faiz indirebileceği belirtilirken, “TCMB’nin mart ayı için yüzde 38’lik TÜFE enflasyonu tahmini baz alındığında, bankanın nisan ayına kadar 750-800 baz puan civarında bir faiz indirimi yapabileceği çıkarımını yapıyoruz. TCMB’nin daha düşük bir ex-post reel faizin de (örneğin 200-250 baz puan) yeterli sıkılığa işaret edeceğini düşünmesi halinde, bu süredeki faiz indirimi tutarı 1,000 baz puana kadar da ulaşabilir. Buna göre, TCMB Aralık’ta faiz indirimini pas geçse bile, piyasalardaki faiz indirim sürecine ilişkin fiyatlamanın ve yükseliş eğiliminin korunabileceğini değerlendiriyoruz” denildi. TL’deki reel değerlenmeye ek olarak hizmet enflasyonundaki iyileşmenin desteğiyle TÜFE enflasyonunda kademeli gerilemenin sürebileceğini belirten Kurum, 2025 yılında %20’nin biraz üzerinde bir değer artışıyla dolar/TL kurunu 2025 sonunda 43 seviyesinde öngörürken Türk Lirası’ndaki reel değerlenmenin kısa vadede devam edeceği, TÜFE enflasyonunun ilk çeyrek sonunda %37-38, ilk yarıyıl sonunda ise %33-35 seviyelerine gerileyebileceği tahmin ediliyor.
Gedik Yatırım ayrıca, önümüzdeki süreçte enflasyonun düşüş trendine ilişkin daha somut bir görünümün ortaya çıkması halinde 200 baz puana doğru düşüşün sürebileceğini ve bu durumda da kurumlardan 1 kademe daha kredi notu artışının gündeme gelebileceğini öngördü.
Türkiye ekonomisi de pozitif ayrışabilir
Global Menkul Değerler’in, ‘Politikaların Normalleşme Ekseninde Farklı Yönde Etkiler’ başlıklı strateji raporunda ise, 2025 yılında enflasyonla mücadelede uygulamaya konulan politika ve önlemler setinin arzu edilen sonuçları vermesiyle ilgili değerlendirme açısından oldukça kritik bir dönem olarak öngörülüyor. Raporda, beklentiler şu şekilde özetlendi: “Küresel görünüme paralel olarak, içeride de enflasyon katılığının aşılmasının, ekonomik ve finansal istikrar açısından belirleyici gösterge olacağını düşünüyoruz. Bu alanda arzu edilen tablonun oluşması durumunda ise, istikrarlı ve dengeli büyüme ortamına hızlı ve kalıcı bir geçiş yaşanabileceğini; bunun da ülke kredi notumuzda ‘yatırım yapılabilir’ seviyeye doğru iyileşmelerin takip etmesi eşliğinde, yatırım ve finansal piyasalarda yansımasının belirgin gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz.
Özetle, makro-finansal istikrar ve daha dengeli büyüme ana hedefli ve enflasyonu kalıcı olarak düşürme öncelikli ana çerçevede, deprem sonrası yeniden inşa harcamaları hariç mali disiplin politikası kararlılığının sürdürüldüğü ve yapısal dönüşümlerin tekrar canlandırıldığı bir makroekonomik ortamda, Türkiye ekonomisi de pozitif ayrışanlar arasında yer alabilecektir.”
Enflasyon, hedeflere yakınsayacak Halk Yatırım ise 2024’ten itibaren ılımlı yavaşlamanın sıkılaştırmacı hamlelerinin gecikmeli etkileriyle 2025’in ikinci yarısına kadar devam etmesini bekliyor. İkinci yarıdan itibaren faiz indirimlerinin de katkısıyla, büyümede ılımlı toparlanma yaşanacağını öngörülen raporda, gelecek yıl için büyüme beklentisi 3,2 seviyesinde tahmin ediliyor. Raporda, “2025 yılının, dezenflasyon sürecinin, baz etkisinin ötesinde, sürdürülebilir ve orta vadeli hedeflere uyum sağlamasında sergileyeceği gelişim önemli olacak. Yılın ilk yarısında güçlü baz etkisi yıllık enflasyonun düşüşünü sürdürmesinde belirleyici olacak. Ancak, ikinci yarıdan itibaren enflasyonda düşüşün kalıcılık göstermesini ve yapışkan seviyelerin altına inerek orta vadeli hedeflere yakınsayabileceğini görüyoruz” ifadeleri kullanıldı. Rapora göre, enflasyonda kalıcı düşüş görülmesi halinde oluşan güven ortamı özellikle yabancı yatırım talebini artıracak ve yükseliş trendi tetiklenecek. Bu anlamda Borsa İstanbul’da hisse seçiminde, iç makro ekonomik unsurlar ve küresel dinamiklere göre gelişiminin ana belirleyici olması ve hisse seçiminin önemini koruması bekleniyor.
Yabancı yatırımcı ilgisi artabilir
“Strateji: Faiz indirim süreci Borsa İstanbul’u cazip hale getirebilir” başlıklı bir raporla 2025 beklentilerini yatırımcılarla paylaşan Anadolu Yatırım ise, küresel piyasalarda Trump politikalarının etkisi ve yurt içinde faiz indirimi politikalarının devreye girmesiyle birlikte, içeriden gelen ekonomik sinyaller ve not görünümündeki iyileşmelerin de etkisi ile yabancı yatırımcıların ilgisini artıracağını raporunda öne çıkardı. Bu süreçte bankacılık ve yüksek faiz ortamında baskılanan sektörlerin öne çıkacağı ifade edildi. Raporda, şu değerlendirmelere yer verildi: “2024 yılı için enflasyon beklentilerimizi, sıkı para politikaları ve maliye tedbirlerinin etkisiyle hizmet enflasyonunun dezenflasyon sürecine girmesiyle birlikte iyileşen göstergelere dayandırıyoruz.
Yurt içi talepteki yavaşlama ve ekonomik faaliyetlerdeki soğumanın, enflasyonun düşüşünü destekli dolar/TL kurunun, ekonomik temellerdeki zorluklar ve döviz talebinin yüksek seyrini göz önünde bulundurduğumuzda 2024 yılı sonunda 35,90 TL’de gerçekleşmesini tahmin etmekteyiz.
Türkiye’nin döviz rezervlerindeki artış ve dış ticaret açığındaki daralma gibi olumlu gelişmelere rağmen, yüksek dış borç ödemeleri ve devam eden iç tasarruf açığı, döviz talebini yüksek tutarak kuru baskı altında tutabilir. 2025 yılı itibarıyla ise, faiz indirim döngüsünün başlaması, yüksek dış borç ödemeleri ve yurtdışından döviz talebinin artması gibi etkenlerle USD/TL kuru 43 TL seviyelerine ulaşabilir. Bu bağlamda, 2024 yıl sonunda TÜFE’nin yıllık bazda %45,70’e gerilemesini bekliyoruz.”
Sıkı finansal koşullar rezervleri destekleyecek
İnfo Yatırım ise 2025 yılı strateji raporunda, yurt içinde faiz indirim sinyallerinin konuşulmaya başlanması ile yeni hikayeyi şekillendirebileceğine vurgu yapıldı. Raporda, öne çıkan başlıklar şöyle oldu: “Faiz indirim döngüsü ile yüksek faizlerden getiri elde eden yabancı yatırımcıların riskli varlıklara geçişlerini hızlandırabileceğini düşünüyoruz.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışları, swap kanallarının açılma beklentisi, BİST50’deki açığa satış yasağının kaldırılması ve geri çekilmesi beklenen CDS, BIST’e katalizör etki olabilir. Bu kapsamda BİST100 endeksindeki 2025 yıl sonu hedefimiz 14.500 seviyesine işaret ediyor. Katalizör etkilerin devam edebilmesi için de enflasyon tarafının daha da fazla kontrol altına alınması gerekiyor. Sıkı finansal koşulların sürmesi ile TCMB rezervlerinin destek bulmaya devam etmesini bekliyoruz. 2025 yılında dezenflasyon sürecinin devam etmesi ve bütçe disiplininin belirginleşmesiyle birlikte Türk varlıklarına yönelik ilginin artmasını bekliyoruz.”
Halka arzlar artacak
Bu yıl borsada 33 şirket halka arz oldu. 2025 yılında ise piyasa dinamiklerinin izin vermesi halinde halka arzların devam etmesi bekleniyor. Şuanda SPK’da 50 şirketin halka arz için incelemede olduğu söyleniyor.
Kredi notu artışları 2025'te sürebilir
Önümüzdeki süreçte enflasyonun düşüş trendine ilişkin daha somut bir görünümün ortaya çıkması halinde Türkiye’nin 5 yıllık CDS priminin 200 baz puana doğru düşmesi ve kredi derecelendirme kurumlarından da bir kademe daha kredi notu artışı bekleniyor.
Kârlar ikinci yarıda toparlanır
“2024 sonunda reel anlamda %70 net kar, %20 FAVÖK daralması bekliyoruz” ifadelerinin yer aldığı Gedik Yatırım raporunda, şirket karlarına yönelik beklentilere yer verildi: “Daralmanın ana nedenleri azalan alım gücü ve talebe bağlı ürün fiyat artışlarının sınırlanması, ve göreceli güçlü kalan TL ve zayıf global ekonomiler nedeni ile sınırlı talep ve düşük karlılıkta ihracat gelirleri sayılabilir. 2025 yılına ise benzer bir resim ile giriyoruz. Ancak, geçen sene başının tam tersine, faiz düşüşü yaşayacağı bir döngüye girmekte olduğunu ve bunun 2024’den kalan düşük baz da dikkate alındığında yılın ikinci yarısında farklı bir resim ortaya çıkarabileceğini düşünüyoruz. 2025 için reel olarak %13 net kar, %4 FAVÖK artışı beklemekteyiz. Bu da karlılıklar açısından 2025 yılının ikinci yarısının birinci yarıya nazaran daha yüksek seyredeceğine işaret ediyor.”