2025 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda: Görüşmeler sürüyor
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekilleri, 2025 yılı bütçesi ve 2023 yılı kesin hesap kanunu teklifleri üzerine görüşlerini paylaştı. Komisyonda ekonomideki sıkıntılar, bütçede gelir dağılımı adaletsizliği ve enflasyon gibi konular öne çıktı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
CHP Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, bütçe sunuşuna ilişkin dokümanların kendilerine önceden verilemediğini belirterek, bu durumu eleştirdi. Sayıştay raporları ve kesin hesap kanun tekliflerini incelemek üzere bir alt komisyon kurulmasını öneren Türeli, Sayıştay'ın genel uygunluk bildiriminde ödenek artırımlarının yer almamasının nedenini sordu.
Ekonomide sıkıntılar yaşandığını anlatan Türeli, "Ekonominin büyüme hızı yavaşlıyor, aynı şekilde işsizlik oranları yüksek seviyesini koruyor. Gelir dağılımının bozulduğu, yoksulluğun arttığı ve enflasyonun bir türlü engellenemediği bir süreç yaşıyoruz. Sadece ekonomide değil; sosyal alanda, siyasal alanda ciddi bir çöküş var. Türkiye'de ciddi bir kurumsal yapı çöküşü var. Temel kamu hizmetlerinde, eğitimde, sağlıkta... Bunların gittikçe piyasalaştırıldığını, parasallaştığını gördük." ifadelerini kullandı.
Türeli, Orta Vadeli Program'ın "bir istikrar, kalkınma programı olmadığını" savunarak, "On İkinci Kalkınma Planı ile olan ilişkisi de tamamen kesilmiş durumda." değerlendirmesinde bulundu.
Kur korumalı mevduatın (KKM) ortaya çıkardığı zararın devam ettiğini anlatan Türeli, "Merkez Bankası bilançosundaki belli rakamlardan gittiğimiz zaman 300 milyar lirayı şu an itibarıyla geçtiğini görüyoruz. Geçen sene 830 milyar lira zarar ortaya koymuştu Merkez Bankası, ki bütün kamu bankalarının, kamu özel bankaların, bütün finans kurumlarının çok yüksek karlar yaptığı bir yerde Merkez Bankasının neden bu zararı yaptığı çok açık ve net ortadadır. Bu, aynı zamanda bir servet transferidir çünkü Türkiye'deki mevduat yapısına baktığımız zaman elinde büyük çapta mevduat tutanların oranı çok düşüktür. 1 milyonun üzerinde mevduatı olanların toplam içindeki payı yüzde 1'den bile azdır." diye konuştu.
Vatandaşların, "Bu bütçede benim için bir şey var mı?" diye sorduğunu aktaran Türeli, "Ben de diyorum ki: 'Bu bütçede sizin için hiçbir şey yok.' Bu bütçe geçmişte yapılmış bütçelerin bir benzeri. Sanki bir kriz içinde değilmişiz gibi, sanki hiçbir şey yokmuş gibi yine önümüze, geçen seneki bütçenin hemen hemen benzeri geliyor." dedi.
"Makas var ama kapatıyoruz o makası"
DEM Parti Grubu adına söz alan Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'deki sistemin, vatandaşların bütçe yapma hakkını elinden aldığını savunarak, "Aynı zihniyette bütçe hazırladığınız için bu ülkeyi adaletsizlikler ülkesi haline getirdiniz." ifadesini kullandı.
Oluç, GSYH açısından emeğin aldığı payın son 6 yılda çok ciddi bir düşüş gösterdiğini söyleyerek, "5 yılda yüzde 7'lik bir düşüş gerçekleşmiş. Sermayenin milli gelirden aldığı payın ise arttığını görüyoruz. Aradaki fark büyümüş. Emekle sermaye arasındaki eşitsizliği sizin hazırladığınız bütçeler büyütmüş. Bu politik ve ekonomik bir tercih." diye konuştu.
Türkiye'nin servetinin yüzde 40'ının yüzde 1'lik dilimde toplandığını dile getiren Oluç, şunları kaydetti:
"Kürt coğrafyasındaki bu konulardaki adaletsizlikler batıyla karşılaştırıldığında inanılmaz yüksektir. En yoksullar, en az eğitim alanlar, gelir dağılımı adaletsizliğinde en dipte. Kürt coğrafyasına yönelik çok ağır bir eşitsizlik dalgasının sizin iktidarınız döneminde sürdüğünü görüyoruz ve biliyoruz. 'Sizin iktidarınız bu eşitsizliği yarattı' demiyorum. Cumhuriyet tarihi boyunca var olan bir eşitsizliktir, bir ayrımcılıktır ama sizin iktidarınız döneminde de bu zihniyetten maalesef uzaklaşılamamış vaziyette."
AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin, Oluç'un sözlerine, "Makas var ama kapatıyoruz o makası. Bize büyük haksızlık oluyor." şeklinde tepki gösterdi.
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş ise Yegin'e, "Size yapılan bir haksızlık değil, Atatürk'e yapılan haksızlık. Ayıptır ya. Atatürk ayırdı, sen verdin. Ne makası, makas mı var? Çorum, Adana, Amasya, Ankara'nın arka mahalleleri nasıl? Ayıp." ifadelerini kullandı.
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş ise Oluç'un sözlerine ilişkin milletvekillerinin dile getirdiği görüşlerle alakalı herhangi bir yorumda bulunmadığını belirterek, "Fakat konuşmanız içerisinde 'Kürt coğrafyasında ekonomik dağılım' veya 'uygulanan politikalar daha ağır' şeklinde bir ifadeniz oldu. Bununla alakalı Sayın Oluç, Anayasa'nın 3'üncü maddesinde devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla bizim kanunlarımızda başka bir tanımlama bulunmamaktadır. Bu anlamda bütün milletvekillerinden yapacakları konuşmalarda Anayasa'nın bu hükmü doğrultusunda gerekli hassasiyeti göstermelerini rica ediyorum." diye konuştu.
Oluç, "Anayasa'nın 3'üncü maddesiyle herhangi bir sorunumuz yok, net olarak bunu söyleyeyim. Bu konuda ayrımcılık yapılmamasını talep ediyorum aslında. Mesela 'Rumeli' dediğim zaman bu uyarıyı yapmıyorsunuz, 'Trakya' dediğim zaman bu uyarıyı yapmıyorsunuz." dedi.
"Bütçe açığını ve faiz giderlerini patlattınız"
İYİ Parti Grubu adına söz alan Samsun Milletvekili Erhan Usta, faiz giderleri, tahsil edilecek vergiler ve bütçe açığına ilişkin grafikler içeren bir sunum eşliğinde değerlendirmelerde bulundu. Usta, "Bütçe açığını, faiz giderlerini patlattınız. Bu kadar para harcayıp ne yaptınız? Okullara sabun koyamadınız. Siz her şeyi inşaattan ibaret sandığınız, bina yaptınız için de eğitim, sağlık, adalet kalmadı." ifadelerini kullandı.
Son 10 yılda orta direk kalmadığını söyleyen Usta, sadece en üst dilimdeki nüfusun büyümeden pay aldığını, nüfusun yüzde 80'inin bu büyümeden pay alamadığını belirtti. Usta, gelirin adaletsiz bölüşüldüğünü savunarak, "Kendi gelir politikanızı veya vatandaşın harcamaları üzerinden de adaleti ıskalıyorsunuz. Dolayısıyla millet aslında bu yüzden feryat ediyor, ne kadar farkındasınız bilmiyorum." diye konuştu.
Emeklilerin perişan durumda olduğunu anlatan Usta, "Emeklilerin gelirden aldığı pay, 2006'dan daha berbat durumda. Hedef enflasyon üzerinden işçinin maaşını planlamak istediniz. Vatandaş bu kadar mağdurken, hedef enflasyonda ne kadar sapma olduğu ortadayken, hedef enflasyon üzerinden bir gayret içine girmeyin." değerlendirmelerinde bulundu.
Asgari ücretin Türkiye'de yaygın ücret olduğuna ve tespit edildiği süreçte bile açlık sınırında kaldığına işaret eden Usta, asgari ücretin, ilk aylarda bir miktar açlık sınırının üzerine çıkmasına karşın sonraki 9 ayda açlık sınırının altında kaldığına dikkati çekti.
OECD'nin, verilerini Türkiye'yi dışarda bırakarak yayımladığını söyleyen Usta, "OECD, 'Benim verilerimi bozuyor' diyor. Türkiye'yi dışında bırakıyor. Sizden önce de bu böyleydi. Siz düzeltmiştiniz yeniden aynı duruma geldi." şeklinde konuştu.
Usta, Türkiye'deki enflasyonun, savaşta olan Rusya ve Ukrayna'ya kıyasla daha çok yükseldiğini de söyledi.
"Bence AK Parti'nin mazisi de hak etmiyor"
Saadet Partisi Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Selim Temurci, Türkiye'deki ekonomik sıkıntıların temelinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yer aldığını savunarak, Sistem'in revizyonunun en önemli ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Bütçenin güvenilirliğinin ve şeffaflığının tartışılması gerektiğini anlatan Temurci, "Enflasyon rakamının tartışma konusu olduğu bir ülkede bütçedeki hiçbir rakamın gerçekleşmesi mümkün değil." diye konuştu.
Borç stoku verilerine de değinen Temurci, "6,5 yılda bir ülkenin toplam borcu 10,5 kat nasıl artar? İşin başında bütçe değerlendirmesine başlarken milletle bir helalleşmek, yüzleşmek lazım. 'Bazı konularda hatalar yapıldı, bunları gördük ve bunları artık şöyle yapacağız' demek lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Temurci, son dönemde uygulanan ekonomi politikalarını eleştirerek, "Bunları bu ülke hak etmiyor. Bence AK Parti'nin mazisi de hak etmiyor. Mirasyedi gibi 15 yılda yapılanlar 7-8 yılda bitirildi. Ben buna isyan ediyorum." dedi.
"Şikayetleri ortadan kaldırmak başlıca görevimiz"
MHP Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Türkiye ekonomisinin 2023'te yüzde 5,1 büyümeyle OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu anlattı.
Milli gelirin 2023'te ilk defa 1 trilyon doları aştığını ve 1 trilyon 130 milyar dolara yükseldiğini ve kişi başına milli gelirin de 13 bin 243 dolar düzeyine ulaştığını vurgulayan Kalaycı, "İstihdam 2023 yılında 880 bin kişi artarak 31 milyon 632 bine yükselmiş, işsizlik oranı 1 puan azalarak yüzde 9,4'e gerilemiştir." dedi.
Kalaycı, yıllık enflasyonda eylül itibarıyla görülen gerilemeye işaret ederek, "Ancak enflasyon ve hayat pahalılığı her insanımızı haklı olarak rahatsız etmektedir. Bu konudaki şikayetleri ortadan kaldırmak başlıca görevimizdir." ifadelerini kullandı.
Yoksulluk oranlarına değinen Kalaycı, "TÜİK'in gerek göreli yoksulluk gerek maddi veya sosyal yoksulluk gerek sürekli yoksulluk gerekse de yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların oranında düşüş olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin dışa açık ve rekabetçi bir yapı içerisinde, dünya ekonomisiyle bütünleşerek bölgesel ve küresel gelişmelerin önde gelen belirleyicileri arasında yer aldığını kaydeden Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye daha güçlü bir ekonomik yapıya kavuştuğu, toplumsal dokusunu sağlamlaştırdığı, kardeşlik ve dayanışma kültürünü pekiştirerek imkan ve kabiliyetlerini büyük Türkiye hedefi doğrultusunda seferber ettiği takdirde, bölgesel güç olmanın ötesine geçecek ve küresel bir güç haline gelecektir. Bunun gerçekleştirilebilmesi ve yeni bir bin yılın yakalanabilmesi ise geçmiş bin yılların acı ve tatlı tecrübelerini özümseyerek, kalkınma ve demokratikleşme sürecini tamamlamak suretiyle büyük ve köklü devlet geleneğini ve tarihi birikimlerini yeni yüzyılın şartlarında yeniden yorumlamaktan, çağdaş gelişmelerle buluşturmaktan geçmektedir. Türk milletinin daha nice asırlara bağımsız, bağlantısız ve güçlü olarak ulaşması yegane arzumuzdur."
"Enflasyon oranının tek haneye indirilmesi en önemli önceliğimiz"
AK Parti Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy ise partisinin, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar her alanda hizmetler üreterek hizmet kalitesini artırmaya çalıştığını anlattı.
2025 yılı bütçesinin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen; sosyal refahı artıran bir yaklaşıma sahip olduğunu dile getiren Altınsoy, şunları kaydetti:
"Bütçemizde büyümenin sağladığı imkanların toplumun bütün kesimleriyle paylaşılması esas alınmıştır. Mali disiplinin korunması, ekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesi politikalarımızla uyumlu olacak şekilde hazırlanmıştır. Yakın coğrafyamız başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde güven ve istikrarı tehdit eden pek çok gelişme yaşanmaktadır. Bu tarihi dönemde arka arkaya gerçekleşen hadiseler, insanlığın, toplumların ve ekonomilerin köklü bir dönüşüm potasına girdiğine işaret etmektedir. Artan belirsizlik ve risklerin hakim olduğu mevcut konjonktür, geleceğe ilişkin tahminleri de oldukça güçleştirmektedir. Dünya ve bölge ekonomisine yaşanan bu zorlu süreç 2025 yılı bütçe hazırlıklarında hassasiyetle dikkate alınıyor. Bütçemiz küresel riskleri ülkemiz için en aza indirecek şekilde oluşturulmuştur."
Para ve maliye politikaları arasındaki güçlü eşgüdüm sayesinde dezenflasyon sürecinin başladığını kaydeden Altınsoy, "Enflasyon oranının program döneminde tek haneli seviyelere indirilerek bu seviyelerde istikrar kazanmasını sağlamak en önemli önceliğimiz olacaktır." dedi.
Bütçe verilerine ilişkin bilgiler veren Altınsoy, "Deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan artış sonrasında, bütçe açığının yeniden hükümetlerimiz dönemindeki ortalama seviyesine yaklaştığı görülmektedir. Devletimizin tüm yetkilileri ve kurumları, deprem bölgesindeki hayatın süratle normal dönmesi için çalışmalarına aralıksız bir şekilde devam etmektedir." diye konuştu.
Öte yandan Sayıştay Başkanı Metin Yener, milletvekillerinin, uygunluk bildirimiyle ilgili eleştirilerini yanıtladı.
Yener, "Yürütülen denetimler ve faaliyet raporlarının değerlendirilmesi sonucunda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nde yer alan 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun uygulama sonuçları ile kamu idareleri hesapları esas alınarak saptanan sonuçlar arasında herhangi bir uyumsuzluk olmadığı görülmüştür." dedi.