2014’e umutlu giren denizciler dolardaki dalgayla yol alacak
Denizcilerin hızı piyasadaki dolar fırtınasından etkilenmedi. Tüm işleri yurtdışı bağlantılı olan sektörde gelir de gider de dolar üzerinden. Denizciler 2014’ten umutlu
Aysel YÜCEL
İSTANBUL - Dövizdeki sert yükseliş birçok sektörde karlılık sıkıntısı yarattı, denizciler ise kurdaki artışa rağmen 2014’e umutla girdi. Tüm işleri yurtdışı bağlantılı olan, gelir ve giderleri dolar üzerinden yapılan sektörde armatörü, gemi ihracatçısı, bakım onarımcısı, maaşlarını dolar üzerinden alan sektör çalışanlarına kadar kimse bu artıştan şikayetçi değil. TOBB Denizcilik Meclis Başkanı Erol Yücel, dolardaki artışın denizcileri etkilemediğini ve 2014’ten çok umutlu olduklarını söyledi. Sektör uzmanlarından Prof. Dr. Oral Erdoğan da döviz kurundaki artışın denizciler açısından pozitif bir durum olduğunu belirtti.
Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak ise artıştan memnun olduklarını vurgulayarak, “Türk Lirası zaten gerekenden daha değerliydi. Doların 2 TL’nin altına düşmesi gemi ihracatımızı olumsuz etkiler. 2.55-2.65 aralığında istikrarlı bir sepet kur ise ihracatımıza olumlu katkı yapar” dedi. Denizciler 2014’te her alanda büyüme bekliyor. Armatörler, 2500 puanlara kadar çıkması beklenen kuru yük endeksiyle navlun gelirlerinde önemli artış beklerken, gemi inşacılar ise ihracatı yüzde 30’dan fazla artırmayı öngörüyor.
‘Gelir ve gider kura göre dengelenebiliyor
TOBB Denizcilik Meclis Başkanı Erol Yücel, dili İngilizce, hukuku İngiliz, parası ise dolarla ifade edilen denizcilik sektörünün tamamen yurtdışı bağlantılı iş yaptığını belirterek, sektörün dolar kurundaki artıştan olumsuz etkilenmediğini söyledi. Erol Yücel, genel olarak Türkiye ekonomisi için de endişelenecek bir durum olmadığına dikkat çekerek, “Döviz kurunun yükselmesi ihracatı olumlu etkiler. Bizim sektörümüz açısından zaten sıkıntı yok ancak genel olarak da panik yapmaya gerek yok” dedi.
Denizcilik piyasaları denilince akla gelen ilk isimlerden olan sektör uzmanı Prof. Dr. Oral Erdoğan da denizciler açısından bakıldığında TL’nin değerinin düşmesinin genel olarak pozitif bir durum olduğunu belirtti. Gelir ve giderlerin kura göre dengelenebildiğine dikkat çeken Erdoğan, “Denizcilikte gelirler de giderler de dövizle karşılanıyor. Satışlar dolar üzerinden. Navlun dolar olarak ödeniyor. Yakıt ödemeleri dövizle yapılıyor, makine dövizle alınıyor, bakım onarımcılar dolarla iş yapıyor. Çalışanların maaşları da dolarla veriliyor” dedi.
Ancak belli bir kur seviyesinden sonra dolardaki artışın cazibesinin kalmayabileceğine de dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu: “Dünya denizciliği ticaretten besleniyor. Ticaretin de yarısından fazlası ABD Doları üzerinden yapılıyor. Finansal işlemlerin ise belki en az yüzde 90’ı ABD Doları ile yapılıyor. Dolayısıyla, özellikle euronun, yenin, poundun ve renminbi’nin dolar karşısındaki değer değişimleri önem kazanıyor. Ama kritik para tek. O da dolar. 2014 yılında doların değeri ciddi dalgalanmalar gösterecek. Çünkü, ABD Merkez Bankası (FED) ekonomik büyüme, işsizlik oranı ve enflasyon verilerine bakarak hem tahvil alım programı, hem de kısa vadeli fonlama maliyetlerini yukarı çekme sinyallerini değerlendirmek suretiyle piyasaları etkileyecektir. Beklentiler beklentileri doğuracak. Konu TL açısından, dış konjonktürün yanı sıra iç konjonktürden dolayı da çok dalagalanmalı bir 2014 yılına işaret ediyor. Reel kur endeksi itibariyle bakıldığında 2.19 TL olan bir dolar, TL’nin çok değersizleştiğini söylüyor. Zira reel kur endeksi 106 seviyelerinde olup TCMB’nin kritik eşiği 110. Yani 110 altındaki değer TL’nin aşırı değersizleştiğini gösteriyor. Denizciler açısından baktığımızda TL’nin değerinin düşmesi genel olarak pozitif bir durum. Ancak, ülkenin genel ekonomisinde sıkıntıların fazla artması bu ülkedeki tüm tarafları rahatsız edici gelişmeler ile iç içe olacağından belli bir kur seviyesinden sonra cazibe kalmayabilecek. Belki de önemli olan Türkiye ekonomisinin yapısının cari açıkla büyüme modelinden kurtarılması ile ilintili.”
‘TL’nin değeri gerekenden fazlaydı’
Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak, dolardaki artışın sektör açısından olumsuz bir etkisi olmayacağını hatta TL’nin dolar karşısında değerinin gerekenden fazla olduğunu öne sürdü. Bayrak, “Bizim görüşümüze göre zaten Türk Lirası olması gerekenden daha değerliydi. Doların 2 TL’nin altına düşmesi genel ihracatımızı ve gemi ihracatımızı olumsuz etkiler. 2.55-2.65 aralığında istikrarlı bir sepet kur ihracatımıza olumlu katkı verecek. İstikrarsız oynak bir döviz kuru ise piyasalarda belirsizliklere neden olacak” diye konuştu.
Sektör 2014’te her alanda büyüme bekliyor
Denizciler 2014 yılına umutlu girdi. Sektör hemen hemen her alanda büyüme bekliyor. 2012 yılını 699 seviyesinde kapatan Baltık Kuru Yük Endeksi (BDI) yıllık bazda hızlı bir yükselişle 2013 yılını 2 bin 277 puandan tamamlamıştı. Sektör BDI’deki bu bu hızlı yükselişin bu yıl da devam etmesini bekliyor. Geçtiğimiz yılki bu artışta Çin’in talepçi konumunun hızla devam etmesi, ABD ekonomisinin dış ticarette gözle görülür canlanma yapması ve AB ülkelerinde toparlanmanın hızlı olmasının etkili faktörler olduğunu belirten Prof. Dr. Oral Erdoğan, işin talep tarafı etkili iken bir önemli etkinin de arz tarafında olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, “2012 yılında dip seviyelerde olan gemi kiralama ve navlunların yanı sıra sipariş kaydında hızla gerileyen yeni inşa arzı filoya kıyasla oldukça düşük orana doğru gerilemeye devam etmişti. Artık arz ve talep dengesi, talebin yukarı yönlü harekete devamı, ama arz hızının gerilemesi ile navlunlar lehine dönmeye başladı” dedi.
Navlun gelirlerinde kârlılık artacak
Önümüzdeki süreçte özellikle dökme yükte etkili faktörün Çin ekonomisinin büyüme hızına ilişkin olacağını ifade eden Oral Erdoğan, “Çin beklendiği gibi en az yüzde 7.5 dahi büyüse BDI’da önemli bir düşme beklemeye gerek yok. Aksine büyüme açısından ABD ve AB’nin daha fazla devreye girmesi ticareti canlı tutmaya devam edecek” dedi. TOBB Denizcilik Meclisi Başkanı Erol Yücel, BDI’nin 2014’ü 2 bin 500 puanla kapanmasının beklendiğini söyledi. Bu rakamın handysize bir gemi için yaklaşık 10 bin dolarlık günlük navlun kazancı anlamına geldiğine dikkat çeken Yücel, bu oranın BDI’nin 700 puanlarda olduğu 2012 yılında ise 6500 dolar civarında olduğunu söyledi. Bu tip bir geminin sabit giderlerinin 5000 dolar olduğunu hatırlatan Yücel, 2012’de navlundan gider çıkarıldığında armatöre 1500 dolar kalırken bu rakamın 2014 sonunda 5000 dolar olmasının beklendiğini, bunun da sektörde karlılıkların önemli oranda artacağı anlamına geldiğini kaydetti.
Finansman sıkıntısı olmayacak
Prof. Dr. Oral Erdoğan’a göre sektör bu yıl finansman konusunda da sıkıntı yaşamayacak. Yeni inşa yatırımları açısından önemli bir faktörün de finans kesiminin davranışı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Dünyada gemi finansı konusunda artık çok tecrübeli kurumlar var. Bunun yanı sıra devletlerinde devrede olduğu bir gerçek. Finans anlamında; ABD ekonomisindeki 10 yıllık faizlerin yüzde 3’ler seviyesine gider iken, kısa vadeli faizlerin halen sıfıra yakın olması üretimi tetikleyici faktör olmaya bu yıl da devam edecek.” Sektördeki arz talep dengesine yönelik de değerlendirme yapan Erdoğan, “Çin’in yüzde 7.5 büyüdüğü, ABD’nin dış ticareti daha da artırdığı, AB ülkelerinin resesyondan çıktığı bir ortamda düşünürsek talep yönünde olumlu seyir ihtimali yüksek. İşin arz tarafında ise yük türlerine, tonaj büyüklüğüne, hatlara göre farklılıklar etkili olacak. Örneğin konteynerde çok ciddi bir şekilde yeni teslimler gelmeye devam edecek. Talep de canlanacak” diye konuştu. Erdoğan arz ve talebin dengeli gelişmesi durumunda gemi fiyatlarında anormal yükselme yerine ılımlı yükselme beklemenin daha rasyonel göründüğüne dikkat çekti.
Gemi inşacılar ihracatta yüzde 31 artış öngörüyor
2013’te bir önceki yıla oranla yüzde 43’lük artışla 1 milyar 142 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren gemi ve yat üreticileri, bu yıl da ihracatta yüzde 31’lik artış bekliyor. Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak, 2014 ihracat hedeflerine yönelik şu açıklamayı yaptı: “2013’te yüzde 43’lük ihracat artışı ile sanayi sektörleri arasında kaydedilen en yüksek oransal artışı biz yaptık. Bu artışa özellikle başta Norveç olmak üzere yeni pazarların payı var. Ancak yeni rekabetçi satış politikaları ve finansal destekler geliştirmedikçe bu arışta sürekliliği sağlamak zor olacak. Önümüzdeki yıl 1,5 milyar dolar civarında bir ihracat öngörüyoruz.