'Wall Street yatırım bankalarının Türkiye'ye ilgisi artıyor'

Varlık yönetim şirketi TDG Portföy Yöneticisi Ayan, Portföy Yöneticisi Öner Ayan, Wall Street'de yatırım bankalarının son dönemde Türkiye'ye yönelik ilgisinin arttığını açıkladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL -  ABD'de bulunan varlık yönetim şirketi The Doman Group (TDG) Portföy Yöneticisi Öner Ayan, Wall Street'de yatırım bankalarının son dönemde Türkiye'ye yönelik ilgisinin arttığını belirterek, "Türkiye ekonomisinin en çekici yanı genç nüfus, yüksek doğum oranı ve kademeli lüks harcama yaparak sınıf atlanacağına inanan bir çoğunluğun olması. Bu altyapının üzerine bir de borçlanmayı kolaylaştıran düşük faiz ortamı ve ekonomik istikrar eklenince sihirli iksir ortaya çıkıyor" dedi.   

 Ayan, ağustos sonu verilerine göre, piyasada standart kabul edilen gelişmiş ve gelişmekte olan 49 ülkeye ilişkin hisse senedi performanslarını izleyen Morgan Stanley Capital International (MSCI) Endeksleri'nin Türkiye için yüzde 1,68 ağırlık tavsiye ederken, ortalama olarak gelişmekte olan ülke yatırım fonları portföylerinde yüzde 2,8 oranında Türk hisse senedi bulunduğunu söyledi.  

Konuştuğu uzmanların Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerini anlatan Ayan, Türkiye ekonomisinin en çekici yanının genç nüfusu, yüksek doğum oranı ve kademeli lüks harcama yaparak sınıf atlanacağına inanan bir çoğunluğun bulunması olduğunu söyledi. Ayan, "Bu altyapının üzerine bir de borçlanmayı kolaylaştıran düşük faiz ortamı ve ekonomik istikrar eklenince sihirli iksir ortaya çıkıyor" değerlendirmesini yaptı. 

Daha fazla harcama yapan halkın şirket satışlarını arttırdığını, gerekirse borca girerek daha önce erişemediği tüketim mallarına sahip olduğunu anlatan Ayan, bu harcamaları karşılamak için üretim yapan yerli şirketlerin de kapasite artırımı için borçlandığını ve ekonominin büyümesine katkıda bulunduğunu vurguladı.   

"Avrupa'daki kriz ortamı henüz tamamen geçmedi ve kırılganlık hala devam ediyor"   

Ayan, bu durumun, müzik susup borçlanma sarmalı durana, aşırı ısınan ekonomiyi düzeltmek için soğuma başlayana kadar devam ettiğini ancak yabancı yatırımcıların o kısımla çok fazla ilgilendirmediğini belirterek, şunları kaydetti: 

"Onlara göre büyümeyi yakalamış ve satışlarını tutarlı olarak arttırabilmiş bir Türk şirketi bulup o şirkette pozisyon alarak yatırımlarının değerini arttırmak birinci hedef. Bunun için 'sıcak para' diyerek yabancı yatırımcıları suçlamak da son derece yanlış. Çünkü zaten ekonomiyi hareketlendirmek için yabancı yatırımcıya cazip hale getirmeye çalışan biziz. Hedeflediği karı yakaladıktan sonra satış yaparak çıkmaları gayet normal. Arada azınlık olan ve ülke ekonomileri üzerinden spekülasyon yaparak zarar veren gruplar da var." 

Türkiye'nin Avrupa ile neredeyse entegre olmuş bir ekonomiye sahip olup aynı zamanda kendi parasını basabilme gibi bir avantajı olduğuna vurgu yapan Ayan, " Eğer Türkiye Avrupa Birliği para birimine dahil olsaydı borçlanma maliyeti daha düşük olurdu ancak para politikası dümeninin kontrolünü kısmen elinden çıkarırdı" dedi. 

Ayan, Yunanistan, İzlanda ve Portekiz örneklerinde bu durumun nasıl hezimetlere yol açtığının görüldüğünü anımsatarak, konuştuğu diğer ekonomist ve analistlerle, Avrupa'daki kriz ortamının henüz tamamen geçmediği ve kırılganlığın hala devam ettiği yönünde hemfikir olduklarını söyledi. 

Bu konularda ilginizi çekebilir