'Kırmızı ette çözüm ithalat değil, küçükbaş tüketiminden geçer'

BELMA BAĞRIK- MERSİN 

Türkiye’de küçükbaş hayvan varlığının oldukça fazla olduğunu dile getiren Mersin Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, ancak küçükbaş hayvan etinin tüketim oranının yüzde 8-10 civarında kaldığını vurguladı. Akdoğan, “Büyükbaş hayvan etinin tüketimi çok fazla olduğu için küçükbaş hayvanlar elde kalırken, yurtdışından et ithal ediliyor. Et ithalatı ancak koyun-keçi tüketiminin artmasıyla önlenebilir” dedi. 

Son dönemde yapılan çalışmalar sonucunda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın verdiği destekler sayesinde küçükbaş hayvan sayısında önemli bir artış sağlandığını aktaran Akdoğan, küçükbaş hayvan varlığının 15 milyonlardan bugün yaklaşık 45 milyona çıktığını belirtti. “Küçükbaş hayvan sayısında bir sorun yok ancak tüketimi oldukça kısıtlı” açıklamasını yapan Akdoğan, özellikle İç Anadolu, Karadeniz ve Marmara Bölgesi’nde koyun ve keçi etinin tüketiminin yok denecek kadar az olduğunu vurguladı. Akdoğan, “Bu bölgelerde hem kasaplarda hem de restoranlarda koyun-keçi eti bulmak zor. İnsanlar küçükbaş hayvandan uzaklaştırılarak büyükbaş hayvan eti tüketimine yöneltildi” diye konuştu. 

Küçükbaş tüketimi yüzde 8-10 
Türkiye’nin coğrafyasının küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine çok daha uygun olduğunun altını çizen Akdoğan, “İç Anadolu’nun tamamı mera. Hayvanlar hep merada beslenebiliyor. Bu da büyük bir avantaj ve bu nedenle yetiştirme maliyeti de daha düşük. Ancak büyükbaş hayvan yetiştiriciliği Türkiye’nin coğrafi özelliklerine göre çok uygun değil. Küçükbaşa göre yetiştirme maliyeti de yüksek” ifadelerini kullandı. Ülke genelinde küçükbaş hayvan etinin kırmızı etteki tüketim oranının yüzde 8-10 civarında kaldığına dikkat çeken Akdoğan, “Bu oranın tam tersi olması gerekiyor” dedi. Küçükbaş hayvanda üretim kapasitesi şu ankinin 10 katına da çıkarılabileceğinin bilgisini veren Akdoğan, ancak büyükbaş hayvan kapasitesinin daha fazla artamayacağını bildirdi. Akdoğan, “Türkiye’nin coğrafi koşulları buna uygun değil. Büyükbaşa uygun mera yok. Büyükbaşın yemleme maliyeti de çok yüksek. Ancak büyükbaş et ithalatı da bir çözüm değil. Her yıl aynı olay yaşanıyor. Türkiye’nin kırmızı et açığı sorunu koyun ve keçi tüketiminin artırılması ile çözülebilir. Et olmadığı için ithalat yapılıyor ancak bizim yetiştiricilerimizin koyun ve keçileri satılmıyor, elde kalıyor. Et ithalatı yerine küçükbaş hayvan tüketimi teşvik edilirse ithalat sorunu da ortadan kalkar” değerlendirmesini yaptı. 

Koyun-keçi tüketiminin özendirilmesi için kamu spotu 
Küçükbaş hayvanda et fiyatında bir denge sağlandığını dile getiren Akdoğan, “Eskiden küçükbaş etin kilosu daha pahalıyken şimdilerde iş tersine döndü. Artık bakanlığın koyun ve keçi eti tüketimine yönlendirmesi gerekiyor. Tüketilmesi zaruri ürünler arasına konulabilir. Askeriye, hastaneler gibi devlet kurumlarına kota uygulaması uygulanabilir” diye konuştu. Koyun-keçi etinin aslında sağlık açısından çok daha yararlı ve çok daha lezzetli olduğunu söyleyen Akdoğan, “Dönem dönem yağlı olduğu konusu gündeme geliyor ancak son dönemde bu yanlıştan da dönüldü. Tereyağında olduğu gibi. Türkiye’deki kırmızı et açığının giderilmesi küçükbaştan geçer. Küçükbaş hayvanı ön plana çıkarmamız gerekiyor. Merkez birliğimize de küçükbaş hayvan tüketiminin artması için kamu spotu yapılması konusunda taleplerimizi ilettik” dedi. 

Mersin kıl keçisinde ilk sırada 
Mersin’de hayvan sayısının son 3-4 yılda yüzde 100 oranında artığını belirten Akdoğan, 500 bin civarında olan hayvan varlığının bugün 1 milyon anaç hayvana çıktığını dile getirdi. Akdoğan, geçen yıl Mersin’de toplamda 20 milyon liralık bir destekleme verildiğini anlatarak, “Bu bölgede tüketim oldukça yüksek. Hatta çevre illerde yetişen hayvanlar da buraya geliyor. Toplam küçükbaş hayvan varlığında Mersin ülke genelinde 4 veya 5’inci sırada. Mersin, kıl keçisi varlığında Türkiye’de ilk sırada. 600 bin kıl keçisi var. Keçi sütü ön plana çıktığı için keçi üretimine de olumlu yansıdı. Üretici kazandığı için üretime devam etti” açıklamasını yaptı.