Mersin Uluslararası Müzik Festivali 17 yaşında

Bir grup Mersin sevdalısının binlerce yıldan bu yana farklı kültürlerin beşiği olan Mersin'in varolan kültür ve sanat kimliğinin korunması ve geliştirilmesi amacıyla oluşturdukları Mersin Uluslararası Müzik Festivali 17 yaşında…

Akdeniz'in liman şehri Mersin'e bir kez daha festival nedeniyle geldim… Gelir gelmez de soluğu, MÖ 700 yılları civarında Rodos adasından gelen Dorlar tarafından kurulan Soli Antik Kenti'nde aldım. Çünkü, "birbirimize iyi gelelim" sloganı ile konserlerine başlayan Manuş Baba'nın festival programındaki etkinliği, hemen deniz kıyısında, antik kentin limanındaydı… Eteği Belinde, Dönersen Islık Çal ve Derin Derin Sevdalara Dalarsın gibi sevilen parçalarını seslendirdi Manuş Baba; gençler ağlayarak, çığlıklar atarak şarkılarına eşlik ettiler…

Gökyüzü karanlığa büründüğünde müziğin ezgileri kulaklarımda yankılanırken adı, güneş anlamına gelen antik kenti dolaştığımı hayal ettim:

Hayali bir yürüyüş

Kalıntıları duran iki mendirekle korunan limana yanaşan yelkenliden kıyıya atladığımı, ayağa dikilmiş sütunların olduğu yola doğru yürüdüğümü düşündüm… Kaynaklar, Soli'nin bir Rhodos-Lindos kolonisi olduğunu belirtiyordu. MÖ I. bin yılı başlarıydı. Soli, doğu Akdeniz ticaretinde önemli bir limandı. Hellenistik dönemde Seleukos egemenliği altında parlak bir dönem yaşayacaktı. Antik çağların coğrafyacısı Strabon'un söz ettiği Solili ozan Philemon, filozof Khrysippos ve Aratos bu dönemde yapıtlarını vereceklerdi.

Aratos için hemen bir parantez açayım: Çocukluğu, Tarsus'ta Cydnus ırmağının kenarında geçecek bir gökbilimciydi. "Gök Olayları" adlı eserinde o zamana kadar bilinen 48 takım yıldızı ilk kez listeleyecek, çizimlerini yapacak ve şiirsel bir dille onları tanımlayacaktı. Konser sonrası sohbet ettiğimiz Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, mezarının Mezitli'de özel mülkiyete ait bir bahçe içinde olduğunun düşünüldüğünü söyleyecekti…

Soli'de bir dönem yaşanan kargaşayı Romalı komutan Pompeius sona erdirecek, Grekçe Soloi ile başlayan, Latince Soli olarak kullanılan kentin adı, bu olaydan sonra Pompeiopolis (Pompeius'un kenti) olarak değiştirilecekti.

Sütunlu cadde

İşte, sütünlu yol önümdeydi… Bugün, toplam 33 sütunun ayakta olduğu caddedeki sütun başlıklarından bazıları figürlüydü… St. Petersburg'daki Hermitage Müzesi'nde, yine Soli'de Bizans dönemine ait bir kiliseden götürüldüğü sanılan altın ve gümüş objeler gördüğümü anımsayacaktım.

MS 527 yılında meydana gelen depremle şehir tamamen yıkılacak ve geriye sadece sütunlu caddenin bir kısmı, liman, höyük, hamam kalıntısı ve bir su kemeri kalacaktı…

Depremin ürkütücü sarsıntısını da hayallerimde yaşayınca binlerce yıl öncesine yolculuğumdan antik limana, konsere dönmemin zamanı geldiğini hissettim. Ne de olsa Manuş Baba, adlarını sevgiyle söylediği Müzeyyen (Senar) Abla'sından, Ahmet (Arif) Abi'sinden, Neşet (Ertaş) Abi'sinden eserler seslendiriyordu…

Konser sonrası gittiğimiz tantunicideki sohbetimizde Başkan Neşet Tarhan'ın kadınlara desteği dikkatimi çekti. Başkan, ilçede 8 kadın üretici pazarı kurulduğunu belirterek "Burada tezgâh açan kadınlarımız ekonomik olarak daha güçlü olacaktır. Kadınlarımız ekonomik olarak güçlenmedikçe ne siyasi ve toplumsal olarak daha güçlü olabilir ne de artık görmek istemediğimiz kadına şiddet ve cinayetin önüne geçilebilir. Geçtiğimiz 4 yılda bunun çok faydasını gördük. Kadınlarımız artık daha dik ve güçlü duruyorlar. Kadınlarımıza her zaman destek vermeye devam edeceğiz" diyordu…

Sultan kelebeği

Konser öncesinde Mersinlilerle sohbetimde bölgede yaşayan sultan kelebeğini öğrendim… Çukurova Bölgesi'ne 60-70 yıl önce bataklıkların kurutulması için getirilen okaliptüs ağaçlarının gövdesi ile taşınan bu kelebek, zamanla bölgeye yerleşmişti. Günümüzde ne yazık ki onun yaşadığı kimi alanların imara açıldığı söyleniyordu…

Bu yıl Festival'in beste yarışması, "Mersin Kelebeklerine Ezgi Arıyor" sloganıyla kelebek habitatı açısından dünyanın sayılı yerleri arasında gösterilen Kanlıdivane Antik Kenti'ne ithafen gerçekleştirildi…

Festival kapsamında izlediğim ikinci etkinlik, Rojas Y Rodrigez Dans Topluluğu'nun flamenko gösterisi oldu… Klasik ve çağdaş flamenko tekniğinin bir karışımı olan çeşitli eserleri sahneye koyan topluluğu, Yenişehir Belediyesi'nin bin 500 kişilik Atatürk Kültür Merkezi'nde seyrettim… Kültür merkezinde ana salonunun dışında çeşitli etkinlikler için kullanılabilecek 500'er kişilik iki salon daha bulunuyordu. 21 bin 500 metrekare kapalı alana yayılan mekâna ait 300 araçlık bir otopark vardı…

Yenişehir Belediye Başkanı İbrahim Genç'in işleri nedeniyle şehir dışında olduğundan etkinliğe katılamayacağını öğrendim. Belediye'nin Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Nuran Kurtuluş konser öncesi sohbetimizde son dönemde yapılan ve hazırlıkları süren çalışmaları anlattı… Bunlar arasında alkol ve madde bağımlıları için tedavi merkezi; Özgecan'ın adının verildiği bir gençlik merkezi; kapalı yüzme havuzu, jimnastik salonu, bocce sahası, takı tasarım atölyesi bulunan bir engelliler parkı; bir fuar merkezi ve üstün zekâlı öğrencilerin eğitim gördüğü bir bilim sanat merkezi yer alıyordu 200 kişiye ev sahipliği yapacak bir yaşlı yaşam merkezinin, bir yüksek öğrenim öğrenci yurdunun; bir bilim deney merkezinin ve bir sanat merkezinin inşaatları ise halen sürüyordu…

8 Mayıs'ta sona eriyor

Festival, 8 Mayıs Salı akşamı saat 20.00'de Mersin Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek TSK Armoni Mızıkası ve MDOB Orkestrası ortak konseri ile sona eriyor…

Mersin Uluslararası Müzik Festivali Yürütme Kurulu Başkanı Selma Yağcı'nın söylediği gibi 17 yıldır süren etkinliğin başarısının mimarı Mersinliler… Şehrin elele verdiği Festival'e nice 17 yıllar…