“Bir vatan kalbinin attığı yer”de…
Çanakkale zaferinin yaşandığı, “bir vatan kalbinin attığı” topraklardayım… Bugünkü varlığımızı borçlu olduğumuz insanların ebedi istirahatgâhlarına sayısını unuttuğum ziyaretlerimden birisi… Her defasında olduğu gibi müthiş bir duygu yoğunluğu…
FARUK ŞÜYÜN
Çanakkale zaferinin yaşandığı, “bir vatan kalbinin attığı” topraklardayım… Kulaklarımda Mehmet Âkif Ersoy’un “Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?” diye başlayan Çanakkale Şehitlerine şiiri yankılanıyor… “Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın / Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. / Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir” diyor hiç unutmadığım dizeleriyle Necmettin Halil Onan…
Gelibolu yarımadasında, Bigalı köyündeyim… Arıburnu ve Anzakların çıkarma yaptığı koy, Mehmetçiğe Saygı Anıtı ve Kanlı Sırt, 57. Alay Şehitliği, Atatürk'ün saatinin parçalandığı yer ve siperler yani Conkbayırı… Şehitler Abidesi, Morto Koyu, Seddülbahir Köyü, buradaki Özel 1915 Savaş Malzemeleri Müzesi ve Yahya Çavuş Anıtı ve Şehitliği, Ertuğrul Koyu, Şahindere Hastane Şehitliği, Seyit Onbaşı, Mecidiye ve Namazgâh Tabyaları… Adım adım gezildiğinde bir haftayı bulacak duygu yüklü güzergâhtan bazı rotalar…
Bugünkü varlığımızı borçlu olduğumuz insanların ebedi istirahatgâhlarına sayısını unuttuğum ziyaretlerimden birisi… Her defasında olduğu gibi müthiş bir duygu yoğunluğu…
Bigalı Köyü
Bigalı, 57. Alay’ın cepheye gitmek üzere yola çıktığı köy. Mustafa Kemal burada muhtarın evinde bir hafta kadar kalıyor. O ev, bugün restorasyonda olan Atatürk Evi Müzesi'ne dönüştürülmüş. Burada, Mustafa Kemal'e ait şahsi eşyalarla üniformalar sergileniyor..
Yarbay Mustafa Kemal önderliğinde 57'nci Alay, Conkbayırı eteklerinde düşmanı karşılayarak muharebenin seyrini değiştiriyor. 25 Nisan sabahı Arıburnu bölgesinden top sesleri duyulmaya başlıyor. Bu sırada alınan bir raporda bölgeye bir tabur sevk edilmesi öneriliyor. Olayı çok önemli gören Atatürk, hazır olan 57’nci Piyade Alayını bir top bataryası ve bir Süvari bölüğü ile takviye ederek Arıburnu’na sevk ediyor, kendisi de maiyeti ile birlikte oraya hareket ediyor. Orada verdiği tarihi emri şöyle anlatıyor:
“Kumandanlara verdiğim sözlü emirlere şunu eklemişimdir. Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir.”
Bu emir üzerine yapılan taarruz hava kararırken sahile yakın ilk sırtlara kadar ulaşıyor ve Çanakkale savunmasının omurgası teşekkül etmiş ediyor… 57. Alay Şehitliği mutlaka ziyaret edilmesi gereken, en etkileyici yerlerden birisi…
Atatürk, “57’nci Alay meşhur bir alaydır. Çünkü hepsi şehit olmuştur” diyor. Çünkü, alayın bir bölümü de Çanakkale muharebelerinin diğer safhalarında şehit oluyor.
“Vefa Yürüyüşü”
Her sene, 57'nci Alay’ın Conkbayırı'a yürüyüşü “57. Alay’a Vefa Yürüyüşü” ismiyle temsili olarak binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştiriliyor… Bu yıl da 24 Nisan’ı 25’e bağlayan gece, top atışlarının ardından sabah namaz kılınacak, 57. Alay erlerinin yaptığı gibi yarma aşı yenildikten sonra Conkbayır’a kadar yürünüyor…
Atatürk’ün göğsüne şarapnel parçasının çarptığı yer de Conkbayırı… Şöyle anlatıyor:
“Muharebe meydanında cereyan eden hali seyrederken bir şarapnel parçası göğsümün sağ tarafına çarptı. Cebimde bulunan saati paramparça etti. Vücuduma nüfuz edemedi. Yalnız derince bir kan lekesi bıraktı. (Bu saat daha sonra bugünün hatırası olmak üzere Liman Paşa’ya verdim. O da aile asalet armasını içeren kendi saatini bana verdi.).”
10 Ağustos 1915 günü yapılan Conkbayırı Türk saldırısı, düşman askerlerinin Conkbayırı’nı ele geçirme ümidini kursağında bırakıyor. Ayrıca Mustafa Kemal’in dahi bir komutan olduğunu bizlere tekrardan gösteriyor.
Gelibolu’da savaşan siperler birbirine o kadar yakındır, birbirlerinin seslerini duyabiliyorlar… Göğüs göğüse bir savaş Gelibolu… Bugün Tarsus’ta sergilenen Nusret mayın gemisi, 257 kiloluk mermiyi tek başına kaldırıp topa taşıyarak Queen Elizabeth gemisinin batmasını sağlayan Havranlı Seyit Onbaşı’yı da düşünüyorum siperleri dolaşırken…
“Türkülerle Çanakkale…”
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
diyerek Çanakkale Türküsü’nü mırıldanmaya başladığımı duyumsuyorum birdenbire…
Çünkü, Çanakkale ve İstiklal Savaşı’na katılan çok sayıda çocuk vatan savunmasında kahramanlık örnekleri sergiliyor. Öyle ki bütün öğrencileri şehit düşen Galatasaray, Konya, Erzurum ve İzmir liseleri 1915’te tek bir mezun veremiyor…
Ve 15’li türküsü…
Çoğunluğu 15 ila 19 yaşında olan gençler anısına yakılan meşhur “Hey Onbeşli Onbeşli”:
Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı…
Atatürk diyor ki…
Çanakkale’de savaşta hayatlarını kaybeden yabancılar için birçok mezarlık ve 4 anıt bulunuyor… Aralarında İngiliz, Avusturalyalı, Fransız ve Yeni Zelandalıların da bulunduğu bu topraklarda ölenler için Atatürk şöyle diyor:
“Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Bu sözler, Atatürk’ü bize anlatan belgelerden biri olarak duruyor…
Şehitler Abidesi
Gelibolu Yarımadası’nın en çok ziyaret edilen ana ziyaret noktası olan Abide, Eski Hisarlık Burnu üzerinde yer alıyor. Açılan bir proje yarışması sonucunda 37 proje arasından Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve Feridun Kip tarafından hazırlanan projenin ürünü. Abidenin temeli 17 Nisan 1954 tarihinde atılmış. İkinci Anafartalar Zaferi’nin 45. Yıldönümü olan 21 Ağustos 1960’ta ziyarete açılmış.
Ayaklarının üzerinde muharebe anlarını yansıtan kabartma rölyefler bulunuyor. Abidenin arka bölümünde yer alan sembolik mezarlıklar2007 yılında ziyarete açılmış. Şehitlikte Çanakkale Muharebeleri sırasında şehit düşen ve bugüne kadar isimleri tespit edilebilmiş 59 bin408 şehidimizin isimleri bulunuyor. Yine sembolik şehitliğin önünde muharebe dönemini yansıtan 45 m uzunluğunda bir rölyef yer alıyor. Rölyefi geçtikten sonra, sembolik şehitliğin başlangıç bölümünde meçhul asker mezarı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934’te müttefik askerleri için söylediği sözlerin yer aldığı biraz önce sözünü ettiğim mermer kitabe bulunuyor…
Gelibolu’yu söylediğim gibi tam anlamıyla gezmek, bir haftayı buluyor… 18 Mart bu sene geçti, ama 24 Nisan’da Çanakkale “vefa yürüyüşü”ne katılmak üzere gelecekleri bekliyor… Tabii ki oraya gitmek için bir nedene gerek yok… Yılın her günü ziyaret etmek, defalarca defalarca dolaşmak insanın hem yüreğine dokunuyor, hem de çok iyi geliyor…