Akdeniz'in meze ustaları, Antalya'da buluştu
Antalya Akra'da geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen 1. Uluslararası Meze Festivali Mezefest, 24 lezzet durağının şeflerini bir araya getirdi… Her katılımcının üç çeşit meze yaptığı etkinlikte birbirlerinden farklı 72 meze tadıldı…
Pişirme tekniklerinin birçoğunu Araplardan öğrenen Batı Akdeniz mutfakları arasında İspanyol mutfağı öne çıkar. 'Tıpa' anlamına gelen 'tapa', çoğul olarak kullanıldığında 'tapas' adıyla anılan küçük atıştırmalıklar İspanyolların ve İber yarımadasına gidenlerin vazgeçilmezleridir.
Doğu Akdeniz'e doğru geldikçe, aynı atıştırmalık kültürünü 'meze' adıyla görürüz. Meze de Arap kültüründen gelmektedir. Meze ve tapa arasındaki temel farksa, etkin oldukları coğrafi alanların farklı olmasından dolayı ortaya çıkan malzeme ve sunum farklılıkları"dır…
Yalnızca patlıcandan 150 çeşit
Ançüez, balık yumurtası, fava, fasulye pilaki, lakerda, zeytinyağlı pırasa, beyin salatası, füme dil, tarama, patlıcan ezme, kabak mücver, sigara böreği, Arnavut ciğeri, patates köfte, karides güveç, midye dolması onlarca, yüzlerce mezeden ilk aklıma gelen yalnızca birkaçı…
Yalnızca patlıcandan 150'ye yakın meze yapıldığını düşünecek olursak, bu kültürün boyutları hakkında fikir sahibi olabiliriz…
Antalya Akra'da geçtiğimiz günlerde 1. Uluslararası Meze Festivali MezeFest gerçekleştirildi. Akdeniz çanağından 24 lezzet durağının şefleri, Akra'nın bahçesine kurulan uzun standta bir araya geldi… Her katılımcının üç çeşit meze yaptığı etkinlikte birbirlerinden farklı 72 meze tattık…
Festivalin hazırlayıcılarından şef Tolga Atalay, 1. Uluslararası Meze Festivali MezeFest'in Doğu Akdeniz'in dünyaya kapılarını açmış en önemli şehirlerinden birisi Antalya'da hayata geçtiği için mutlu olduğunu söyledi…
Meze kültürü yayılıyor
Mezenin yalnızca içkiyle tüketilen bir yemek olmadığını, kardeşlik ve dostluk sofralarının simgesi olarak gösterilen meze kültürünün son 10 yılda her kıtaya yayılmaya başlayan bir lezzet kategorisi haline geldiğini de vurguladı Atalay… Usta şef, Akdeniz ve Ege çanağında yer alan ülkeler açısından değerlendirildiğinde meze kültürünün doğuya doğru gidildiğinde kuru bakliyat, batıya gidildiğinde ise yeşil ve yoğurt şeklinde kendini göstermeye başladığını da ifade etti.
Festivale omuz veren Şef Vedat Başaran'ın, gastronomi sektörü yayıncısı Gökmen Sözen'in konuşmalarının ardından fermente meze üzerine Berk Balbay bir workshop gerçekleştirdi…
Festival kapsamında Aila Fairmont Quasar, 7 Mehmet, Bay Nihat, Deniz Restoran, Bilokma, Dietta, Mutfak Sanatları Merkezi, Yemek Araştırmacısı, Volkan Şiş Kebap, Zennup 1884, Duble Meze, Komodor, Tirmisci Bilal, Piyazcı Ahmet, Yengeç, Lapis, Baklacı Humusçu İbrahim ve Charbel Antoun'un mezelerinin tek tek tanıtımından sonra meze masaları konuklara açıldı…
Berk Balbay'ın kuru eti, Nuri Develi'nin baklavaları, bizim masaya özel lezzetlerdi…
"Dokunuş, lezzet, koku, ses, daha iyi bir sen Akra Urban, Social" sloganıyla devam eden Akra yöneticileri ve personelinin özenli ev sahipliği dikkat çekiciydi…
Hepsini tadamadık!
Meze kültürünün örneklerinden birer küçük lokmacık da olsa tatma uğraşım, 40'lara gelemeden tükendi… Kalan 32 mezenin ancak fotoğraflarını çekmekle yetindim… Klasik mezelerden modern dokunuşlarla inovasyon yaşayanlara hepsi lezzetliydi…
Saatler ilerledikçe mezelerin vazgeçilmezi olan sohbetlerle masalarımız şenlendi, fasıl dinleyerek eski günler yâd ettik. Telâş telâş değil, tadına vararak azar azar yemenin keyfini çıkardık. 16.00'da oturduğumuz sofradan kalktığımızda saat, 23.00'ü bulmuştu...
Ben, lezzetleri tadarken müzik dünyasından sevdiğim besteci Selâhattin Pınar'ı da, edebiyat dünyasından okurken hep hüzün duyduğum Cahit Sıtkı Tarancı'yı da düşündüm; aynı masaları paylaştığım dostlarım Cihat Burak'ı, Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı, Edip Cansever ve Cemal Süreya'yı da… Karşı kıyıda akşamın inmesiyle morarmaya başlayan dağları seyrederken maziye bir yolculuk da yaşattı bana MezeFest…
Şeflerin yanında katılan firmaların sahiplerinin de bulunduğu etkinliğin konukları ve ziyaretçileri, ülkemizde ilk kez gerçekleştirilen, dünyada bir benzeri olduğunu duymadığım festivalden "bir dahaki yıla" buluşmak dilekleriyle ayrıldılar…