Yurtlarda oda dönüşümü başladı, 'açık' devam ediyor
‘Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle yurtlarda artık iki öğrencinin bir odada kalamayacak olması, sektörde dönüşüm sürecini başlattı. Yurtlarda iki kişilik odalar, üç kişilik ya da tek kişilik odalara dönüştürülüyor.
Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’na kayıtlı, 2 bine yakın özel yükseköğrenim yurdu var. Bunun dışında bine yakın apart otel, pansiyon ruhsatı ile işletilen özel yurt olduğu tahmin ediliyor.
Devlet yurdu olarak, Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı yaklaşık 550 bin yatak kapasiteli yurt var. Üniversitelerin, YÖK içinde tuttukları, kendi yurtları var. Bunlar ne KYK’ya bağlı ne de özel. Her üniversite işletme modelini kendisi belirliyor. Örneğin Boğaziçi Üniversitesi kendisi açıyor, kendisi işletiyor. Bazı üniversiteler yap-işlet-devret modeli uyguluyor. İhale kanununa tabiler. Dokuz Eylül Üniversitesi, İnşaat Fakültesi’ne yaptırıyor, kendisi işletiyor. Bu şekilde üniversitelerde yaklaşık 50 bin yatak kapasitesi olduğu tahmin ediliyor.
Türkiye’de en son rakamlara göre 7 milyon üniversite öğrencisi var. Buna karşılık devlet yurtları, özel yurtlar, üniversitelerin kendi açtıkları yurtlarda sadece 700 bin tane yatak kapasitesi var. Bu yüzde 10’a tekabül ediyor. İngiltere’de bu rakam yüzde 24, Avrupa ortalaması yüzde 18, dolayısıyla Türkiye’de hala çok ciddi öğrenci yurdu yatırımına ihtiyaç olduğu görülüyor. Republika CEO’su Doğan Kaşıkçı, “Biz bu sektörde gelecek görüyoruz.
Türkiye’de hala orta-yüksek kalitede özel yurtlara ihtiyaç var. En çok ihtiyaç İstanbul’da ama İzmir, Eskişehir, Ankara, Adana, Kayseri gibi illerde kaliteli yatak ihtiyacı var. Bu işin yatırım anlamında potansiyeli yüksek. Bu iller, bizim de yatırım anlamında radarımızda. Türkiye’de öğrenci konaklama yatırımları hala büyük ihtiyaç. Hızlı bir şekilde devam edecek” dedi. Mayıs ayında yayınlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nce artık yurtlarda iki öğrencinin bir odada kalamayacak olmasının sektörde dönüşüm başlattığını hatırlatan Kaşıkçı, bunun ciddi anlamda değişime yol açtığını söyledi.
Metrekareler genişliyor
Kaşıkçı, “Hali hazırda yatırım yapmış şirketler yatırımlarını gözden geçirip dönüşüm içine girdiler. Bizde iki kişilik odaları kaldırma sürecine başladık. Bu yıl iki kişilik odalara öğrenci kabul ettik, odalardan mümkün olanları üç kişilik, mümkün olmayanları tek kişiliğe çeviriyoruz. 2018 Eylül’e kadar iki kişilik odaları dönüştüreceğiz. Tabii iki kişilik odaları bir duvarı yıkarak, üç kişilik oda yapmak maliyet yaratıyor, tek kişilik odalar gelir kaybı oluşturuyor” diye konuştu. Öğrencilere kaybettikleri konforu geri vermek için biraz daha geniş oda yapmaya çalıştıklarını anlatan Kaşıkçı, “Metrekareleri genişletiyoruz.
Yönetmeliğin sonucu olarak özel yurtlarda tek kişilik odalara kayış olacaktır. Çünkü zaten kalabalık odada kalmayı tercih edecek öğrenci devlet yurduna kalmaya gider” ifadesini kullandı. Velilerin, iki kişilik odaların kaldırılmasıyla ilgili, ‘Neden?’ sorusunu yönelttiğini belirten Kaşıkçı, “Velilere devletin bu konuda pedagojik araştırmalar yaptığını, bunun bir devlet kuralı olduğu söylüyoruz, devletin bunu böyle daha uygun olduğunu düşündüğünü söylüyoruz” dedi.
‘Devlet yurtları yetersiz değil plansız’
Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun iyi bir atılımla atağa kalktığını ve yurt sayısını hızlı bir şekilde artırdığını belirten Republika CEO’su Doğan Kaşıkçı, “Bunu özel sektöre kiralama modeliyle yaptırdılar fakat bunu yaparken bir şeyi atladılar, o da hem üniversite hem de özel sektörler koordinasyonunu atladılar. Özel yatırımcının milyonlarca para harcayarak dev kampüsler yaptığı yere, KYK yurt yaptı. Bu durumda ya devlet yurdu ya da özel yurt boş kaldı. Devlet yurtlarında hızlı büyümenin getirdiği plansızlıklar oluştu. İstanbul’da kiralama modeliyle de olsa, kimse yurt yapmak istemiyor. KYK yurtları çok uzak yerlere yapılıyor, boş kalıyor. İstanbul’da ana arterde olmayan bir öğrenci yurdunda kalmak gerçekten çok zor. Bu nedenle öğrenciler, bedava KYK’da kalmak varken birleşip evde kalmayı tercih ediyorlar. Bu örnekler devlet yurtlarında yetersizlik değil ama plansızlık olduğunun göstergeleri” dedi.
"Biz de yönetmeliklere uyup dönüşüm yapacağız"
Türkiye’de üniversite öğrenci kapasitesinin sürekli arttığını, çok yoğun talep aldıklarını anlatan Can Kız Öğrenci Yurdu Kurucu Müdürü Zülal Dinç, “Biz de yönetmeliklere uyup dönüşeceğiz, 2019’a kadar müsaademiz var. Eski ruhsatlı olduğumuz için dönüşüm yapma tarihimiz 2019’un sekizinci ayı. Sektörde odalar, daha geniş ya da daha dar hale getiriliyor. Fiziki olarak neye müsaitse oda o şekilde bir dönüşüm yapılıyor. Biz de benzeri bir şeyi zaman içinde yapacağız” dedi. Kendisi gibi emekli öğretmen olan eşi ile geçen yıl özel yurt işine girdiklerini anlatan Dinç, “ Yurtları bir işletme değil eğitimin parçası olarak algılamak gerekiyor. Psikolojik danışmanlık, rehberlik, öğrencilerin yönlendirilmesi önemli bir sorumluluktur. Eşimle birlikte bu konuda ihtiyaç olduğunu görerek bu işe girdik” dedi.
'Üniversitelerin akademik olarak süperiz demesi yetmiyor'
Öğrencilerin artık üniversite seçerken okuyacağı bölümden önce yaşayacağı sosyal ortama baktığını vurgulayan Kaşıkçı, “Bu nedenle Lizbon, Barcelona, Berlin, Almanya, Frankfurt gibi şehirler üniversiteler ile ortak çalışma yaparak enternasyonal öğrenci pazarından daha fazla pay almaya çalışıyor. Şehirler, ‘Çok iyi üniversitelerimiz var, akademik olarak süperiz demenin yanında şehrimizde şu kadar bisiklet yolu yaptık, bu kadar sinema, tiyatro, konser salonumuz’ var gibi söylemler geliştiriyor. Bu Avrupa’da yarış haline geldi. Türkiye’de devlet yabancı öğrenci sayısında çok geride olduğumuzun farkında, bu konuda çalışıyor ve yüksek hedefleri var. Bu, ciddi anlamda sosyal yaşam alanı açığı ortaya çıkaracak. Dolayısıyla Türkiye’nin planını, bu yeni gelişmelere, hedefl ere göre yapması gerekiyor” diye konuştu.