Mersin Üniversitesi, 'Araştırma Üniversitesi' olma yolunda ilerliyor
Mersin Üniversitesi’ni şehrin kalkınmasında önemli bir kurum haline getirmek için büyük çaba sarf ettiklerini söyleyen Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar, “Araştırma Üniversitesi unvanını alarak hedefimize daha kolay ulaşmayı planlıyoruz” dedi.
Mersin Üniversitesi, ulusal ve uluslararası düzeyde verdiği eğitim-öğretim, ürettiği bilgi, teknoloji ve sanat ile öğrencilerini, mezunlarını, çalışanlarını ve toplumu yaşam boyu öğrenmeyle bütünleştiren yapısıyla öne çıkıyor. 19 fakülte, 6 yüksekokul, 11 meslek yüksekokulu, 5 enstitü ve 41 araştırma merkezini bünyesinde barındıran Mersin Üniversitesi, dünyanın birçok ülkesinden sayısı 2 bini aşan uluslararası öğrenci olmak üzere toplamda 45 bini aşkın öğrencisi, alanında uzman akademik ve idari personeli ile büyük bir aile konumunda. Mersin Üniversitesi’ni şehrin ve bölgenin kalkınmasında rol oynayan önemli bir kurum haline getirmek için büyük bir çaba sarf ettiklerini söyleyen Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar, “Araştırma Üniversitesi” unvanı alarak bu hedeflerine ulaşmayı daha da kolaylaştırmayı planladıklarını belirtti.
“BAP ve TÜBİTAK destekli projeler her geçen gün artıyor”
Üniversitenin bölgenin kalkınmasına daha fazla katkı sunabilmesi için Araştırma Üniversitesi statüsünü kazanmasının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erol Yaşar, bu kapsamda ciddi çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi. BAP ve TÜBİTAK destekli araştırma projeleri sayısının her geçen gün arttığını belirten Yaşar, ulusal ve uluslararası iş birliği çabalarının da sürdüğünü ifade etti. 50’den fazla iş birliği protokolü imzalarken, bu sayının artması için de çalışmalarının devam ettiğini anlatan Yaşar, Mersin Teknoloji Transfer Ofisi ve Mersin Teknopark gibi birimlerin, Girişim Limanı ve Gençlik Akademisi gibi merkezlerle de Ar-Ge ve girişimcilik odaklı bir üniversite ortamı yarattıklarını belirtti. Üniversitede Akademik Yükseltilme ve Atanma Ölçütlerini araştırma üniversitesi olma hedefi doğrultusunda güncellediklerini söyleyen Yaşar, “Akademisyenlerimizin kadroya atanmaları için daha fazla yayın, atıf, patent ve buluş yapmaları zorunlu hale getirildi. Böylece üniversitemizde bilimsel kalitenin artırılması için önemli bir adım atılmış oldu” dedi. Üniversite-sanayi iş birliğine ve kentle bütünleşme konusuna önem verdiklerini dile getiren Prof. Dr. Erol Yaşar, üniversite olarak kentin ve Türkiye’nin tüm dinamikleriyle iş birliği içinde olduklarını ifade etti. Son yıllarda bu iş birliği kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda üniversitenin hayata geçirmiş olduğu projelerle iş dünyasının patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, marka geliştirme gibi ihtiyaçlarını önemli ölçüde karşıladığına dikkat çeken Yaşar, “Ben üniversite-sanayi iş birliğinin yerelde ve ulusalda kalkınmanın önemli bir anahtarı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“Kalkınmaya etki edecek her türlü iş birliğine açığız”
Prof. Dr. Erol Yaşar, üniversiteler ile şehir ve ülke dinamiklerinin bir araya gelerek ortak projeler üretmesinin, katma değerli ürünler ortaya çıkarmasının, düzenlenen eğitimler ve kültürel faaliyetlerle toplumun gelişmesine katkı sunmasının son derece önem arz ettiğini belirtti. Gerçekleştirilecek tüm iş birliklerine hazır olduklarını ifade eden Yaşar, “Üniversitemizin gerek alanında uzman akademik kadrosu gerekse de donanımlı fiziki imkânlarının bu doğrultuda kullanılmasının da mümkün olduğunu ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu