'Kontenjanda önceliğimiz hadsiz-hesapsız artış değil!'
Boş kontenjanlar için açıklama yapan YÖK, "Kontenjan planlamasında önceliğimiz kontenjanların ve yerleşen sayılarının hadsiz-hesapsız artırılması değildir. Sistem, önceden yapılan planlamalarımız dâhilinde çalışmakta olup, yetkinlik ve yeterlilik dikkate alınarak büyüme gerçekleştirilmektedir" dedi.
Eğitim gündemi hareketli. LYS, (Lisans Yerleştirme Sınavları) sonuçları açıklandı. Üniversitelerde toplamda lisans ve ön lisans düzeyinde 214 bin 340 kontenjan boş kaldı. Bu rakamın kayıt yaptırmayanlar ile birlikte 300 bini bulacağı öngörülüyor.
Boş kontenjanlarda özellikle üç teknik sebep tartışıldı. Bu üç sebep, kontenjanların sürekli artışı, meslek liselerinden meslek yüksekokullarına doğrundan geçişin kaldırılması ve hukuk, mühendislik gibi bazı bölümlere baraj puanların getirilmesi şeklinde sıralandı. Biz boş kontenjanların oluşmasındaki bu üç teknik sebep dışında iki sebep daha olduğunu yazdık. Boş kontenjanların büyük çoğunluğu vakıf üniversitelerinde, Kıbrıs'ta ve diğer ülkelerdeki devlet üniversitelerinde yani paralı eğitimlerde oluştu. Vakıf üniversitesi kontenjanlarının üçte biri, KKTC kontenjanlarının ise yarısı boş kaldı.
Velilerin vakıf üniversitelerinden, Kıbrıs'tan, diğer ülkelerdeki üniversitelerden çekildiklerini gördük yani dördüncü sebep ‘ekonomik belirsizlik', öğrencilerin üniversitelerden istediklerini alamadıklarını görüp ‘Üniversiteye gitmeye gerek yok, gitsek ne olacak?' demeye başlamaları ise beşinci sebep. Tüm bu tartışmalar sürerken, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) boş kontenjanlar ile ilgili yazılı açıklama yaptı. YÖK yaptığı açıklamada, "Yeni YÖK olarak Yükseköğretim sisteminin her kademesinde kaliteyi öncelikli kılıyoruz. Kontenjan planlamasında önceliğimiz kontenjanların ve yerleşen sayılarının hadsiz- hesapsız artırılması değildir.
Sistem, önceden yapılan planlamalarımız dâhilinde çalışmakta olup, yetkinlik ve yeterlilik dikkate alınarak büyüme gerçekleştirilmektedir. Diğer taraftan iki yıldır gerek üniversitelerin ilgili verilerinin paylaşımı gerekse mezun başarıları ve programların akredite olup olmadığı bilgilerinin açıklanması öğrencilerimize daha bilinçli tercih yapma imkânını sunmaktadır. Öğrencilerimizin artık bunlara dikkat ettiğini de gözlemlemek mutluluk vericidir" denildi.
"Meslek liselilere rehberliği gündeme aldık"
Geçen yıl ile karşılaştırıldığında daha az tercih yapma eğilimi doğrultusunda lisans programlarındaki doluluk oranları yüzde 94.31'den, yüzde 89.27'ye geriledi, ön lisans programlarındaki doluluk oranları ise yüzde 91.42'den yüzde 62,55'e düştü. Başka bir ifadeyle yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan 214 bin 430 toplam kontenjanın 163 bin 613'ü ön lisans programlarında, 50 bin 817'si ise lisans programlarında oluştu.
YÖK'ün yazılı açıklaması doluluk oranları ile ilgili, "Bu sonuçlar öğrencilerimizin daha bilinçli bir tercih yapma eğiliminde olduklarını, sadece yükseköğretime girmeyi değil, mezuniyet sonrasındaki istihdam imkânlarını da dikkate aldıklarını göstermektedir. Bu durum yükseköğretim sistemimizdeki özellikle son iki yıldır kalitenin arttırılması odaklı uyguladığımız politikalar ile de uyumludur. Bununla birlikte özellikle meslek lisesi mezunlarına yönelik bu ilk sene için rehberlik yapmamız gerektiğini de göz ardı etmiyoruz. Bu hususu YÖK olarak gündemimize almış bulunmaktayız" ifadesi kullanıldı.
YÖK'ün yaptığı yazılı açıklamada dikkat çeken başlıklar…
- Açıköğretim puan türü değişince doluluk oranı düştü
Açık öğretim lisans programlarındaki puan türünün örgün puan türü ile aynı düzeye getirilmesi ve bu kapsamda açık öğretim lisans programlarına LYS ile öğrenci yerleştirilmesi bu programlarda doluluk oranını düşürdü. Bu durum da tenkitlere yol açan açık öğretimin sistemdeki büyük payında rasyonel bir şekilde azalma meydana getirecek, aynı zamanda açık öğretimin marka değerini yükseltecektir.
- YÖK bursu, temel bilimler, ziraat ve su ürünlerini doldurdu
YÖK bursunun ve rasyonel planlamaların uygulandığı temel bilimler, ziraat, orman, su ürünleri ve yer bilimleri programlarındaki doluluk ülkemiz ve yükseköğretim sistemimiz açısından sevindiricidir. Lisans ve önlisansdaki önemli sayıda boş bulunan kontenjanlar öğrencilerimize ek yerleştirme döneminde önemli fırsatlar sunabilecektir. 2017 yılı yerleştirme sonuçları Yükseköğretim Kurulu olarak son iki yıldır önceliklendirdiğimiz kalite odaklı büyümenin önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
- Tercih yapan aday sayısında düşüş var
Bu yıl tercih yapma hakkı olan 1 milyon 117 bin 622 lise mezunu adaydan 627 bin 850'si (yüzde 56.18), 729 bin 252 meslek lisesi mezunu adaydan 366 bin 916'sı (yüzde 50.31) olmak üzere toplamda tercih yapma hakkı olan 1 milyon 846 bin 874 adaydan 994 bin 766'sı tercih (yüzde 53,86) yaptı. Yani geçen yıla kıyasla öğrenciler ilk yerleştirmede daha az tercih yapma eğiliminde oldu.
- 'Seçici' tercih yapıyorlar
Yerleştirme sonuçlarına göre boş kalan 214 bin 430 toplam kontenjanın 163 bin 613'ü ön lisans programlarında, 50 bin 817'si ise lisans programlarında görüldü. Tercih edecek öğrenci sayısındaki geçtiğimiz yılla karşılaştırıldığında önemli bir değişiklik olmamasına ve kontenjanlarda artış olmasına rağmen, boş kontenjan sayıları öğrencilerimizin daha bilinçli ve seçici bir tercih sürecinde olduğunun göstergesi.
- Taban puan uygulaması 'kalite odaklı kontenjanı' getiriyor
Taban puan uygulanan programlardan tıp, hukuk, mühendislik ve mimarlık programlarındaki gelişme sevindiricidir. Öğretmenlik programlarında ilk kez uygulanan taban puan uygulaması ile özellikle istihdamda güçlük yaşanan bazı programlarda doluluk oranlarında önemli azalma gözlenmiştir. Bu durum eğitim fakülteleri için merkezi olarak değil, kalite odaklı bir kontenjan planlaması olarak değerlendirilmeli.
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz: Kendi idari işlemlerinde soruşturmalarını başlattılar
ÖSYM'nin üniversite yerleştirmelerindeki hatası ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Bununla ilgili kendi idari işlemlerinde soruşturmalarını başlattı. Bu soruşturma neticesi ortaya çıktığında biz de kamuoyuna bunun neden kaynaklandığını tek tek açıklayacağız" dedi.
Sabancı Öğretmenevinde düzenlediği basın toplantısında eğitim gündemine ilişkin açıklamalarında bulunan Bakan İsmet Yılmaz, "Bunlar ek puan alan öğrenciler. Dolayısıyla öğrencilerin bölümü, okulu, ek puan, ortaöğretim başarı puanları konusunda bir checklist oluşturulması lazım. Belli ki bir eksiklik oldu. Ümit ederiz ki son olur" ifadesini kullandı.
Yılmaz, "Bir hata, hatanın hiçbir zaman iyisi olmaz. Birinci husus o. Keşke olmasaydı. İkinci husus, hatadan dolayı özür diledi. Özür dilemek, değerler eğitiminin bir parçasıdır. Özür dilemek, o kadar kötü bir şey değildir, onu da söyleyeyim" dedi.
Bakan İsmet Yılmaz, ÖSYM'nin, puanının yanlış hesaplandığını belirten bir kişinin itirazı üzerine inceleme yaptığını ve iki yıllık meslek yüksekokullarını etkileyen bir hatanın varlığını tespit ettiğini dile getirerek, daha sonra yanlışın düzeltildiğini söyledi.