‘Eğitim sistemi sadece özel okulla gelişmez!’

Türkiye’de bir şahsa ait olarak kurulan ilk özel okul olma özelliğini taşıyan İzmir Özel Türk Koleji Genel Müdürü Yiğit Tatış, "Özel okulculuk gelişirken devlet eğitim sistemi zayıflamamalı. Özel okullar milli eğitim sistemini geliştirmek için tek başına yeterli değildir" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İzmir Özel Türk Koleji (İTK), yabancı veya Türk vakıfları hariç Türkiye’de bir şahsa ait olarak kurulan ilk özel okul. Matematik öğretmeni, merhum eğitimci Bahattin Tatış tarafından 1950 yılında kuruluyor, İzmir Talat Paşa Bulvarı 23 numaralı binada eğitim hayatına başlıyor. İTK’nın tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık eden isimler var. Bahattin Tatış, kuruluştan bir yıl sonra artan talebi karşılamak amacıyla Uşakizade Köşkü’nü Atatürk’ün eşi Latife Hanım’dan kiralıyor. Uşakizade köşkü, Latife Hanımın ailesinin köşkü, Atatürk’ün karargâh olarak kullandığı, İzmir’de en çok kaldığı, Latife Hanım ile evlendiği köşk. Bahattin Tatış, önce buraya kiracı olarak giriyor, sonra zamanla hissedarlardan hisseleri alıyor ve en sonunda Latife Hanım’ın da hissesini devralıyor. Böylece yabancı vakıf okullarına karşı Türk girişimini teşvik etmek için ‘Türk Ekolü’ özel bir okul, ‘İTK’ doğuyor. İTK, yıllar içinde köşke sığmıyor ve köşkün etrafında yükselen binalarda teknolojik alt yapıya sahip derslikleri, spor tesisleri, laboratuvarları ile İzmir’in, hatta Türkiye’nin göz bebeği bir eğitim kurumu haline geliyor.

İTK’nın üçüncü kuşak yöneticisi, İzmir Özel Türk Koleji Genel Müdürü Yiğit Tatış ile Türkiye eğitim sistemini, İTK’nın yeni projelerini, yatırımlarını konuştuk. Yiğit Tatış, Türkiye eğitim sistemine dair önemli tespitler yaptı. Sadece özel okulculukla bir ülkenin eğitim sisteminin gelişemeyeceğini vurgulayan Tatış, “Veliler, çocuklarını devlet okuluna göndermek istemiyor, devlet okulları ile özel okullar arasında büyük fark olduğunu düşünüyor. Bir endişe var. Bir ülkedeki devlet eğitimi olmadan o ülkenin gelişmesi mümkün değil. Özel okulculuk gelişiyor diye devlet eğitim sisteminin zayıflamaması gerekir. Bu algı oldukça insanlar özel okula mecburiyetten gidiyor. Veliler, özel okulu mecbur oldukları için seçmemeli” diyor. Devlet okullarının her zaman iyi olması gerektiğinin altını çizen Tatış, “Özel okulculuğun gelişmesi, teşvikler iyi ama özel okullara odaklanmak milli eğitim sistemini geliştirmek için tek başına yeterli değildir. Çünkü benim çocuğum nereden mezun olursa olsun sokağa çıktığında bütün toplumun çok iyi bir eğitim alması gerekiyor” şeklinde konuşuyor.

‘Veliye odaklı bir sistem var’

Eğitim sektörünün öğrenciden çok ‘veli’ odaklı olduğunu anlatan Tatış, “Veliye içi boş mesajlar, yabancı jargonlar, farklı eğitim sistemleri broşürlerle sunuluyor. Fiziki yapıya aşırı yatırım yapılıyor. Veli ve yalnızca pazarlamaya yönelik bu kayma öğrencinin eğitim-öğretim kalitesinden fedakârlık etmek anlamına geliyor” diyor. Yalnızca ticari performansa göre hareket eden bir özel okulun kalıcı olmasının imkânsız olduğunu söyleyen Tatış, “Birçok yatırımcı paranın geri dönüşü, EbitDA gibi endekslere bakarak hareket ediyor. Bunlar kısa dönemde karlılık açısından güzel ama uzun dönemde bazı prensiplerden ödün vermeniz gerektiren unsurlardır. Ne yazık ki Türkiye’de son yıllarda açılan özel okulların büyük bir çoğunluğu daha çok, kayıt endeksli ve ticari performans endeksli çalışıyor. Hepsi böyle değil ama böyle bir grup da var. Muhakkak ticari kazancı düşünmek önemli fakat hayatta kalmaları için eğitim öğretim başarısının birinci unsur olması gerekiyor” şeklinde konuşuyor.

Franchising büyüme modelinin eğitim sisteminde olmaması gerektiğini vurgulayan Tatış, “Her şeyi dışardan kirala, kendin fazla yatırım yapma, kısa dönemli düşün, bu şekilde 150 tane okul kiralayabilirsiniz. Bu yöntemle her yerde okul açılmaya başladı. Buna ‘eczane sendromu’ diyorum. Sokağın başına güzel bir eczane açılır, sonra bir tane daha, bir tane daha ve en sonunda hepsi kapanır. Bunun bir sınırı olmalı” diyor.

İzmir Özel Türk Koleji Genel Müdürü Yiğit Tatış

Geometri dersi Atatürk'ün köşkünde yapılıyor

İzmir Özel Türk Koleji, Atatürkçü ilke ve değerlerine bağlı olarak, bu ilkeleri korumak için kuruluyor. Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına ek olarak, öğrencilere 21. yüzyıl becerilerini veriyor. Bunu “İTK Eğitim Çerçevesi’ altında yapıyor. İTK Genel Müdürü Yiğit Tatış şöyle anlatıyor: “68 yıldır birikmiş bir eğitim felsefemiz var. Öğrencilerimize Atatürkçü değerleri, Türk örf ve adetlerine sahip çıkmayı, etik ve erdemli olmayı, doğayı korumayı, kişinin öz disiplinini sağlamasını, ruh sağlığına, çevresinin sağlığına, hijyenine dikkat etmesini; İTK değerlerini yaşayarak, içselleştirerek, eğitim öğretim sisteminin içine serpiştirerek veriyoruz. Örneğin 9. sınıfta geometri dersini bu kampüste Atatürk’ün köşkünde yapıyoruz. Atatürk’ün köşküne gruplar halinde gidiyorlar. Bir yandan dersi öğretiyoruz, bir yandan Atatürkçü değerleri kazandırıyoruz; diğer yandan takım çalışması yaptırıyoruz. Bu üç yetiyi aynı anda kazanıyorlar. Coğrafya dersi ve sosyal bilgiler dersini yaparken de Çatalhöyük gibi bir yere tur düzenleniyor. Tarih bilgisi, çevreyi koruma bilgisi, iletişim bilgisi hepsi bir arada veriliyor.”

Üniversite kurma düşüncemiz var; bekletiyoruz...

Şu anda Ege Bölgesi’nde beş kampüs ve altı tane anaokulu ile hizmet verdiklerini belirten İzmir Özel Türk Koleji Genel Müdürü Yiğit Tatış, “Her yanımızda köşk var, buna uygun olarak kampüsü yenileyeceğiz. Tabii, okul sayısını artırmak istiyoruz; bu okullarla kültürümüzü taşımak istiyoruz. Binayı yapıp markayı koyup içini donatmak zor bir şey değil. Kesinleşmiş bir şey yok ama büyükşehirlerde olmak istiyoruz. Bizi tanıyan, bizim değer yargılarımıza inananlar gelsin istiyoruz” diyor. Üniversite kurma niyetlerinin olduğunu belirten Tatış, “Vakfı kurduk, fizibilite çalışması yaptık ama Türkiye’deki konjonktürden dolayı beklemeye aldık. Yükseköğretim kanunu netleşmeden harekete geçmek istemiyoruz” şeklinde konuşuyor.

Mezunlar derneği otokontrol sistemimiz

İTK’nın çok kuvvetli bir mezunlar derneği olduğunu belirten Yiğit Tatış, “Yaklaşık 30 bin mezunumuz var. Mezunlarımız arasında Türkiye’nin her yerine yayılmış bilim adamları siyasetçiler, sanatçılar var... Mezunlar derneği kurumun ilke ve değerlerine sahip çıkıyor. Bizim otokontrol yapımız, kendi kendimizi denetlememiz için kendi içimizden bir göz” diyor.