Bir yılda açılan özel okul sayısı 2 bine gidiyor
Türkiye’de eğitimde halen yüzde 8 olan özel sektör payı, OECD ortalaması olan yüzde 15 seviyelerine gidiyor. Bakanlık tespitlerine göre bu öğretim yılında bin 777 özel okul açıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü verilerine göre, eğitimde özel sektörün payı yüzde sekize yükseldi. 2017-2018 eğitim öğretim yılında özel okullara devam eden öğrenci sayısı, geçen döneme göre yüzde 13'lük artışla 1 milyon 300 bine ulaştı. Bu rakam geçen dönem 1 milyon 150 bindi. Bu artışta, özel okula devam eden öğrencilerin sayısındaki artışta, son üç yılda verilen eğitim öğretim destekleri etkili oldu. Türkiye'de 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturmalar kapsamında bin 60 özel okul kapandı. Bu okullardaki 150 bin öğrenci başka okullara kayıt yaptırdı. Buna rağmen eğitimde özel sektörün payı çok hızlı büyüdü ve Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü verilerine göre 2017-2018 eğitim öğretim döneminde bin 777 yeni özel okul açıldı.
Dikkat çeken yatırımlar var
Bakanlığın hedefleri arasında 2023'e kadar özel sektörün eğitimdeki payının OECD ortalaması olan yüzde 15-17'ye çıkarılması yer alıyor. Diğer yandan Ekonomi Bakanlığı'nın açıkladığı yatırım teşvik belgelerine göre de 1-30 Eylül 2017 tarihleri arasında sadece eğitim sektörüne yönelik 48 adet yatırım teşvik belgesi düzenlendi. Eylül ayında eğitim sektörüne yatırım için alınan teşvik belgelerinde öngörülen toplam yatırım tutarı 440 milyon 502 bin lira oldu. Bu teşvik belgeleri arasında dikkat çeken yatırımlar var. Örneğin Mektebim Okulları'nın Şırnak Cizre'de bir okul yatırımı var. Bunun için kurum adına 12 milyon 670 bin liralık teşvik belgesi düzenlendi. Hem bu yatırımı, özel eğitim sektöründeki gelişmeleri, değişen sınav sistemlerini Mektebim Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko'ya sordum. Şırnak-Cizre'deki yatırım hakkında bilgi veren Kalko, "Şırnak- Cizre'deki okulumuzda lise kısmımız eğitim vermeye başladı, yeni dönemde ana okul ortaokul ve ilkokul eğitim vermeye başlayacak. Burası franchise bir okul, bunun için 12 milyon liralık bir teşvikimiz çıktı" dedi.
20 yeni kampüs daha
Bölgede yatırım yapmaya devam edeceklerini anlatan Kalko, "Erzurum'da bir okul yatırımı yapıyoruz. Ruhsatını almak üzereyiz. Teşvikini çıkartıyoruz. Kars'ta, Urfa'da ve Mardin'de bir okul yatırımı yapacağız. Şu anda 32 kampüste 65 okulda yaklaşık 30 bin öğrencimiz var, önümüzdeki dönemde 20 yeni kampüsün temelini atacağız ve yeni yatırımlarla birlikte 52 kampüse ulaşacağız" ifadesini kullandı.
Bin 777 yeni okul açıldı
Her geçen gün özel eğitim sektörün bir süre daha yatırım çekeceğini belirten Kalko, "Temel liselerin dönüşümünün de okula dönüşmesiyle birlikte, sadece geçen yıl Türkiye'de bin 777 tane yeni özel okul açılmış. Bunlar ister istemez Türkiye'deki özel okul doygunluğunu belli bir noktaya getiriyor. Türkiye'de bu arzın birkaç yıl daha artacağını, bir doygunluğa ulaşacağını öngörüyorum ama ondan sonra özel okul sektörünün büyümesinin duracağı kanaatindeyim" dedi. Özel eğitim sektörünü sağlık sektörüne benzeten Kalko, "Eğitim sektöründeki büyüme dinamiklerini sağlık sektörüne benzetebiliriz, özel hastanelerin büyüdüğü tarihlerde belli bir tarihe kadar büyüme oldu ve ondan sonra durdu. Özel eğitimde de aynısı olacaktır" şeklinde konuştu.
'Sınav kötü bir şey değildir, öcü değildir!'
Sınav sistemlerinin değişebileceğini belirten Mektebim Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kalko, "TEOG kalkar, başka bir şey gelir. Sınav, hayatımızın gerçeğidir. Sınav, kötü bir şey değildir. Bu kadar 'öcü' gösterilmesine gerek yok. Hayatımız hep sınavlarla geçiyor, benim gönlümden sadece akademik başarıyı ölçen değil çocuklarımızın sanatsal sportif kültürel ve sosyal becerilerini de geliştirecek ve onların ne derece olduğunu ölçebilen bir sistemin oluşturulması geçiyor. Bunu geliştirebilmeliyiz çünkü hayatta başarılı olanlar sadece sınavda başarılı olanlardan çıkmıyor" diyor.
"Kültürel, sportif ve sanatsal becerileri de ölçebilmeliyiz"
Matematikten 'beş' almak 'başarı' için yetmeyebilir! Sınavda başarılı olmanın yanı sıra hayatta da başarılı olanları bulmaya çalışmak gerektiğini anlatan Kalko, "Sosyalkültürel- sportif ve sanatsal anlamda da becerileri olan çocuklarımızı da ölçümleyebilirsek asıl o zaman hakkaniyetli bir sınav yapmış oluruz. Çünkü geleceği sadece Fizik-Kimya- Matematik-Türkçeden beş alanlar şekillendirmiyor, hayatta başarılı olanlar da şekillendiriyor. Dolayısıyla bizim sınav sistemlerimizi ve müfredatımızı bu gerçeğe göre revize etmemiz gerekiyor" diyor.