Türk göçmenler doğurganlıkta lider
Almanya'da doğurganlık üzerine yapılan araştırma, göçmenlerin doğurganlığında, kendi ülkelerinin kültürel öğelerinin etkili olduğunu ortaya koyuyor
BONN- Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ZEW) araştırmacıları Mustafa Yeter ve Holger Stichnoth, Almanya'da birinci ve ikinci kuşak göçmenlerin çocuk sahibi olma davranışları ile ilgili bir araştırma yayınladı.
Deutsche Welle'de çıkan habere göre, araştırmada göçmenlerin çocuk sahibi olma davranışlarında geldikleri ülkelerin kültürel öğelerinin etkili olduğu görülüyor. Farklı kültürel yapılar göçmenlerin ilk kuşak ve ikinci kuşak doğurganlık oranlarına da gözle görülür bir etkide bulunuyor.
Yeter ve Stichnoth'un araştırmasına göre, Almanya'da ilk kuşak göçmenlerde kadın sayısı başına düşen çocuk ortalamasında ilk sırada Türkler yer alıyor. Türklerde bu ortalama 3 iken, Polonya, eski Yugoslavya ülkeleri gibi eski sosyalist ülkelerden gelen göçmenlerde kadın başına ortalama çocuk sayısı 1,4 ile 1,9 arasında değişiyor. Avusturya'dan gelen ilk kuşak göçmenlerde ise bu oran 1,3. Bununla birlikte ilk kuşak Türk göçmenlerinin sadece yüzde 2'sinin çocuğu bulunmazken, Avusturya'dan gelen göçmenlerin yüzde 22'sinin çocuğu bulunmuyor.
İkinci kuşakta ortalama düştü
Araştırma, Avusturya ve Doğu Avrupa ülkelerinden gelen kadınlarla karşılaştırıldığında Türkiye'den ve İtalya'dan gelen kadınların daha çok aynı ülkeden eşleri olduğuna da dikkat çekiyor. Kadınların vatandaşlık konumlarının da geldikleri ülkelerle bağıntıları bulunuyor. Yeter ve Stichnoth tarafından yapılan araştırmaya göre, ilk kuşakta Polonya ve eski Sovyet ülkelerinden gelen göçmen kadınların yüzde 80'inin Alman vatandaşlığı varken, Türkiye ve eski Yugoslavya ülkelerinden gelen kadınların yüzde 25'inin Alman vatandaşlığı bulunuyordu. Araştırmanın verileri, Türkiye kökenli göçmenlerin ikinci kuşak göçmenler arasında da en yüksek doğurganlık oranına sahip olduğunu gösteriyor. Buna göre Türklerin ikinci kuşakta kadın başına ortalama çocuk sayısı 2,3.
'İkinci kuşakta kültürün etkisi geriledi'
Araştırmacı Mustafa Yeter araştırmanın bulgularını Deutsche Welle Türkçe'ye şöyle değerlendirdi:
"Değişik ülkelerden Almanya'ya göç eden kadınları etkileyen kurumsal faktörler hepsi için aynı. Göçmen gruplar arasında gözlemlediğimiz farkların ise geldikleri ülkelerin kültürel etkenlerinden kaynaklandığını kabul ediyoruz. Göçtükleri ülkelerde Almanya'ya nazaran daha yüksek bir doğurganlık hâkim ise, Almanya'da yaşayan göçmen kadınların da çocuk sayısının Alman kadınlara nazaran daha yüksek olduğunu tespit ediyor ve bunun kültürel faktörlerden kaynaklandığını kabul ediyoruz. Bu sonucu birinci ve ikinci kuşak göçmenler için elde etmek mümkün. Kuşaklar arasındaki sonuçlar kıyaslandığında ikinci kuşakta kültürel faktörlerin rolünün tümüyle kaybolmasa da gerilediği görülüyor. Trend olarak, sonraki kuşakların çocuk sahibi olma davranışında, yaşadıkları ülkenin yani Almanya'nın davranışına yaklaşmaları ve kültürel faktörlerin giderek arka plana düştüğünü gözlemlemek mümkün. Bu saptamalardan Almanya için iki önemli siyasi sonuç çıkarılabilir. 1970'lerden beri hâkim olan düşük doğurganlık oranını sadece göçmenlerinin sayısını artırmakla kalıcı bir şekilde yükseltmek mümkün olmayacaktır. Bunun yanı sıra bu saptamalar, Almanya'da bazı siyasi kesimlerin korktukları gibi, göçmenlerin hâkim olan Alman kültürünü değişime uğratma ihtimalinin çok düşük olduğunun da altını çizer."