Tezkere krizi siyasi utançtı

Rumsfeld anılarını kaleme aldığı kitabında Türkiye'den ve Irak savaşından sıkça bahsediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

WASHINGTON - ABD'nin eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Irak savaşı ve öncesindeki hazırlıklar ile 2003 yılı Mart ayında ABD ve Türkiye arasında yaşanan "tezkere krizi" için,   "Bölgedeki kilit bir NATO müttefikinden destek alınamamasının operasyonel açıdan ciddi terslik olmasının yanısıra siyasi utançtı" dedi.

Rumsfeld'in anılarını kaleme aldığı, merakla beklenen yeni kitabı "Known and Unknown" (Bilinen ve Bilinmeyen) bugün piyasaya çıktı. Kitabının bazı bölümlerinde Türkiye ile ilgili konuları da ele alan Rumsfeld, örneğin, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan sorunlara değiniyor. Washington'ın "Watergate" skandalıyla çalkalandığı dönemde, NATO'nun, iki müttefiki Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlardan kaynaklı ciddi krizin içinde olduğunu ifade eden Rumsfeld, iki ülkenin Kıbrıs'la ilgili olarak geçmişe dayanan anlaşmazlıklarının bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu anlaşmazlıklar, Türkiye'nin Kıbrıs'ı işgal etmesiyle 1974 yazı sırasında kaynama noktasına ulaştı" ifadesini kullandı.

Rumsfeld, bu sorunun NATO için "zor çıkmaz" doğurduğunu kaydederek, NATO'nun, kendisine üye devletler arasındaki sorunlarla ilgili değil, bu üye devletleri dış tehditlere karşı korumak amaçlı bir askeri ittifak olarak kurulduğunu anımsattı.

ABD tezkerenin geçeceğinden emindi

Kitapta, Irak savaşı ve öncesindeki hazırlıklar ile 2003 yılı Mart ayında ABD ve Türkiye arasında yaşanan "tezkere krizi"nin anlatıldığı bölümlerde de Türkiye'nin adı sıkça geçiyor. "Amerikalı diplomatların iyimserliğine rağmen, ABD'nin Türkiye'yi, kuzeyden Irak'a giriş yapmak üzere topraklarından geçiş izni vermeye ikna etmede zorluklar yaşadığını" belirten Rumsfeld, şunları kaydetti:

"TBMM'nin kritik oylamasına uzanan aylarda, Amerikan yönetimi, istediğimiz onayın bize verileceğinden emindi. Hiç kimse, tezkerenin geçmeyeceğini beklemiyordu. (ABD'nin eski başkanı George) Bush döneminin ilk aylarında, Türklerle yakından çalışmanın bizim için önemli olduğunu, çünkü onların işbirliğine ihtiyacımız olabileceğini düşündüğümü hatırlıyorum. O gün gelmişti. Ancak TBMM, jilet farkıyla ABD'nin geçiş talebini onaylamamıştı.

Bölgedeki kilit bir NATO müttefikinden destek alınamaması, operasyonel açıdan ciddi terslik olmasının yanında, siyasi bir utançtı ve büyük ihtimalle de bundan kaçınılabilirdi. (ABD Dışişleri Bakanı Colin) Powell, durumumuzu şahsen izah etmek için Ankara'yı ziyaret ederek çabalarımıza yardımcı olabilirdi. Ben de bu kritik haftalarda Türkiye'yi ziyaret edebilir ya da Başkan Bush'u veya (o dönemki) Başkan Yardımcısı Dick Cheney'yi Türk yönetimine kişisel çağrıda bulunmaları için teşvik edebilirdim.

Savaşın maliyetine değdi

Kitabında, Irak savaşıyla ilgili olarak "özür dilemez" bir tavır sergilediği gözlenen Rumsfeld, savaşın, maliyetine değdiği görüşünü dile getirdi. Rumsfeld, 800 sayfalık kitabında, "Saddam Hüseyin yönetiminin iktidarda kalmış olması durumunda, Ortadoğunun bugün olduğundan çok daha tehlikeli olacağı" fikrini savundu.

Bu konularda ilginizi çekebilir