Sudan sandık başına gidiyor

Muhalefetin boykot çağrıları yaptığı genel seçimler 13-15 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Tahmini 38 milyon nüfusa sahip Sudan'da seçmenler, 13 Nisan'dan 15 Nisan'a kadar 11 bin seçim noktasında oy kullanabilecek. 

Yaklaşık 14 milyon seçmenin oy kullanacağı seçimde, devlet başkanı, 450 üyeli milli meclis ve Sudan Fedaral Yasama Meclisi'nin üyeleri belirlenecek. 

Mavi Nil ile Beyaz Nil'in birleştiği ülke Sudan'ı 26 yıldan bu yana yöneten Devlet Başkanı Ömer el-Beşir ve onun Milli Kongre Partisi seçimlerin favorisi olarak gösterilirken, muhalefet seçimin kampanya sürecinin eşit şartlarda gerçekleşmediğini savunuyor. 

Seçimlere "Onarımların devam etmesi için Ömer El-Beşir yeniden aday", "Kalkınma ve imar devam etmeli" sloganlarıyla hazırlanan Beşir'in yanı sıra Gerçek Fedaral Parti adayı Fadıl Sied el-İsa Şuayb, Ulusal Reform Partisi adayı Muhammed el-Hasan, Ulusal Güç Cephesi'nden Abdulmahmud Rahmatullah Salim, Sudan Sosyalist Demokratik Birliği'nden Fatma Ahmed Abdulmahmud Muhammed, Adalet Partisi adayı Yasir Yahya Salih Abdulkadir ile 9 bağımsız aday başkanlık için yarışacak.  

Seçimler, yabancı gözlemcilere açık 

Yabancı gözlemcilere açık olacak seçimleri, Arap Birliği ile Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi'nden (IGAD) toplam 59 gözlemci izleyecek. Hartum'da bulunan yabancı temsilcilikler de istemeleri halinde seçimleri gözlemci olarak takip edebilecek. 

Sudan Seçim Komisyonu, uluslararası seçim gözlemcilerine her türlü kolaylığın sağlanacağını duyurmuştu.  

Çok sayıda parti seçimleri boykot ediyor 

Sudan'da irili ufaklı 45 parti bulunuyor. Muhalefetin önemli partilerinden bir kısmı "değişim olmayacağı" gerekçesiyle seçimleri boykot ediyor. Bazı partiler ise adil bir seçim üzerinde uzlaşılması ve ertelenmesi halinde seçimlere katılacaklarını yoksa boykot edeceklerini duyurmuşlardı.  

Sudan'ın güçlü muhalif partilerinden Hasan Turabi liderliğindeki Halk Kongre Partisi ile Sadık Mehdi liderliğindeki Milli Ümmet Partisi, seçimleri boykot edeceklerini daha önce açıkladı.  

 Sudan Müslüman Kardeşler Teşkilatı da (İhvan) seçimleri boykot eden gruplar arasında yer alıyor. 

Sudan hükümeti ile isyancı Kuzey Sudan Halk Kurtuluş Hareketi (SPLM-N) arasında diyalog görüşmeleri yapılsa da SPLM-N etkin olduğu Mavi Nil ve Güney Kordofan eyaletlerinde seçimleri boykot ediyor. 

SPLM-N  söz konusu bölgelerde orduya yönelik saldırıların seçim boykotuna destek amaçlı yapıldığını açıklamıştı. 

Güvenlik önlemleri alındı 

Öte yandan silahlı isyancıların etkili olduğu Darfur, Mavi Nil ve Güney Kordofan'da oy verme işleminin nasıl yapılacağı merak edilirken, saldırı ihtimali dolayısıyla Sudan güvenlik güçlerinin seçim merkezlerinde geniş güvenlik önlemleri aldığı belirtiliyor. 

Güney Sudan'ın 2011 yılındaki referandumla ülkeden ayrılması sonucu silahlı muhalefet güç kaybetse de silahlı grupların etkin olduğu bölgelerde seçim güvenliğinin tehlikede olduğu bildiriliyor.  

BM verilerine göre, Sudan'da 2 milyon, Güney Sudanlı, Eritreli, Etiyopyalı, Çadlı ve Orta Afrikalı mülteci bulunuyor. Sudan vatandaşı olan ancak çatışma bölgelerini terk etmek zorunda kalan 4 milyon Sudanlının büyük bölümünün bu seçimlerde oy kullanamayacağı ifade ediliyor.  

Sudan'da 2010 yılında yapılan son genel seçimde kullanılan 10 milyon 114 bin 310 oy geçerli sayılmıştı. Bu seçimlerde iktidardaki Ömer el-Beşir'in Milli Kongre Partisi yüzde 68.24 oy almış ve Beşir, 5 yıllığına tekrar devlet başkanı seçilirken, partisi meclisteki 450 koltuktan 323'nü kazanmıştı. Yasir Arman yönetimindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi yüzde 22 oy oranı ile mecliste 99, Hasan Et-Turabi'nin Halk Kongre Partisi ise yüzde 4 oy oranı ile 4 milletvekilli kazanmıştı.  

Bu arada seçimleri boykot eden Sudan Muhalif Uzlaşı Koalisyonu Başkanı Faruk Ebu İsa, 4 ay tutuklu kaldıktan sonra seçimlere 3 gün kala serbest bırakılmıştı. 

Sudan Devlet Başkanı Beşir, daha önce yaptığı açıklamada, genel seçimlerden sonra kurulacak hükümetin, sadece seçimlere katılacak partilerden oluşacağını duyurmuştu. 

Sudan ordusunda tuğgeneral olarak görev yaparken 1989 yılında "kansız bir darbe"yle ülke yönetimini ele geçiren Beşir, görevdeyken hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından dava açılan ilk devlet başkanı oldu. 

Beşir'in 5 yıllığına yeniden seçilmesi halinde, hızla artan enflasyon, giderek büyüyen işsizlik, petrol ve tüpgaz sıkıntıları gibi sorunlar ile karşı karşıya kalacağı, muhalefetin daha fazla özgürlük ve demokrasi talepleri ile yüz yüze geleceği yorumları yapılıyor.  

Bu konularda ilginizi çekebilir