Şirket evlilikleri belirsizlik kurbanı
2010 yılının ilk dokuz ayında dünya genelinde satın alma ve birleşmelerde büyük bir hareketlilik yaşandı ve anlaşmaların büyüklüğü, geçen yıla göre yüzde 21 artarak 1.75 trilyon dolar olarak gerçekleşti.
İSTANBUL - Avrupa'daki kemer sıkma tedbirlerinin, artan vergilerin, regülasyonlarda yapılan değişikliklerin ve dünyanın en büyük ekonomilerinden art arda gelen kötü verilerin ekonomik ortamı belirsizleştirmesi, yılın ilk dokuz ayında büyük bir hızla artan satın alma ve birleşmelerin hız kesmesine neden oldu.
Son haftalarda patlak veren 'kur savaşının' yatırım ortamı üzerinde yarattığı baskı da, satın alma ve birleşmelerde temkinli hareket edilmesine neden olmaya başladı. Son ayların en büyük satın alma ve ortaklık görüşmeleri arasında yer alan HSBC ve Güney Afrikalı Nedbank anlaşması suya düşerken, madencilik sektöründe beklenen 116 milyar dolarlık BHP-Rio Tinto anlaşması da başarısızlıkla sonuçlandı.
Yapılan araştırmalar önümüzdeki altı ayda iş dünyasının satın alma ve birleşme anlaşmalarına daha soğuk yaklaşacağını ve anlaşma planlarını askıya alabileceğini ortaya koydu. 2010 yılının ilk dokuz ayında dünya genelinde satın alma ve birleşmelerde büyük bir hareketlilik yaşandı.
Özellikle yoğun geçen ağustos ayının etkisiyle ocak-eylül döneminde küresel çapta anlaşmaların büyüklüğü, geçen yıla göre yüzde 21 artarak 1.75 trilyon dolar olarak gerçekleşti. Sadece yılın üçüncü çeyreğinde imza atılan anlaşmaların büyüklüğü yüzde 35.6 artışla yaklaşık 600 milyar dolara erişti ve birleşmeler açısından son iki yılın en güçlü çeyrek dönemi yaşandı. Birleşmelerin canlanmasında, sarsıntılı geçen yılların ardından finans sektöründe meydana gelen canlanma etkili oldu.
ABD'de anlaşmalar büyük bir hızla sürürken, ekonomik büyümenin dünyanın geri kalanından daha güçlü olduğu gelişmekte olan ülkelerde yapılan anlaşmalar Avrupa'yı geride bıraktı. Hindistan, Çin, Rusya ve Brezilya'dan oluşan BRIC ülkelerinin imza attığı anlaşmalar, yıl başından bu yana yapılan anlaşmaların yüzde 18'ini oluşturdu ve geçen yıla oranla yüzde 65 arttı.
İş dünyası daha temkinli
Ancak yılın son çeyreğinde iş dünyası satın alma ve birleşmeler konusunda daha temkinli davranacak gibi gözüküyor. Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firması Ernst and Young'ın ekim ayında üçüncüsünü yayınladığı sermaye güven barometresinin sonuçları, ekonomik belirsizlik ortamının şirketleri satın alma ve birleşmelerden caydırmaya başladığını gösterdi.
Ernst and Young'ın araştırmasına göre şu an dünya genelinde şirketlerin yüzde 25'inden daha azı, başka bir şirketi bünyesine katmayı ya da başka bir grupla güçlerini birleştirmeyi düşünüyor. Bu oran, altı ay öncesine göre şirketlerini satın alma yoluyla büyütmek isteyenlerin oranlarının yüzde 13 azaldığı anlamına geliyor.
Bank of Merrill Lynch'in Avrupa Satın Alma ve Birleşme Bölüm Başkanı Philip Noblet, Financial Times Gazetesi'nde yer alan açıklamasında, satın almalarla büyüme ya da birleşmelerle sinerji sağlama iştahının, makro ekonomik korkular ve piyasadaki volatilite nedeniyle azalmaya başladığını belirtti. UBS'in Amerika'daki birleşme anlaşmaları bölümünün başındaki Cary Kochman, Reuters'a verdiği demeçte, yılın ilk iki çeyreğinde Avrupa'daki borç krizi nedeniyle askıya alınan anlaşmalar için üçüncü çeyrekte yeniden masaya dönüldüğünü fakat yılın geri kalanında satın alma ve birleşme faaliyetlerinde zayıflama beklenebileceğini kaydetti.
JP Morgan'ın Küresel Satın Alma ve Birleşmeler Başkanı Jimmy Elliot, kırılgan bir ortamda yaşadığımızı ve ancak negatif bir katalizör ile karşılaşmazsak faaliyetlerin güçlü bir şekilde devam edebileceğini belirtti.
Kur savaşları ortamı bozuyor
Diğer yandan, Birleşmiş Milletler uzmanları kur savaşlarının yatırım ortamını kötüleştirdiği ve şirketlerin yurt dışına yatırım yapmaktan vazgeçmeye başlayabileceği uyarısı yaptı. BM'nin üst düzey yetkililerinden James Zhan, çokuluslu şirketlerin kur konusundaki belirsizlik nedeniyle yabancı yatırımlarında geri adam atmaya başladığını kaydetti.
HSBC ve BHP'nin görüşmeleri sonlandı
Son bir hafta içinde satın alma ve birleşmelerdeki yavaşlamaya işaret eden iki örnek meydana geldi. Avrupa'nın piyasa değeri açısından en büyük bankası HSBC, Güney Afrika kökenli Nedbank'ın çoğunluk hissesini 7.3 milyar dolara satın almak üzere yaptığı görüşmeleri sonlandırdı. Madencilik şirketleri BHP Billiton ve Rio Tinto da büyüklüğü 116 milyar doları bulan Batı Avustralya'daki demir cevheri ortaklığı planından vazgeçti. Ortaklık, şirketlere, birbirlerinin madenlerini ve ulaşım olanaklarını kullanma imkanı verecekti.
Böylece, altyapı ve personelin paylaşımıyla şirketler yılda 10 milyar dolar tasarruf hedefliyorlardı. Ortaklık planı, demir cevheri fiyatlarına etkileri konusundaki endişeler nedeniyle yerel düzenleyicilerin yoğun karşı çıkışıyla karşılaştı. Birçok düzenleyici kurum, ortaklığın rekabeti engelleyici rol oynayacağını düşünürken, dünyanın en büyük demir cevheri tüketicisi konumundaki Çin de ortaklığa karşı çıktı. Şirketler, anlaşmanın ‘isteksizce' bitirildiğini açıkladılar. Rio Tinto, dünyanın en büyük ikinci ve BHP Billiton ise dünyanın en büyük üçüncü demir cevheri üreticisi.