Sıradaki araç ‘helikopter’le para dağıtmak
Şimdi de bireylerin hesabına doğrudan para yatırılması politikaları gündemde. İsviçre referanduma gidecek.
Evrim Küçük
DIŞ HABERLER - Piyasalar son 1 yılda sıfır faiz politikasını duymaya alıştı. Son birkaç aydır ise ‘negatif faiz’ gündemi meşgul ediyor. Ancak artık ikisi de merkez bankalarının istediği sonucu yaratmıyor gibi gözüküyor. Sıfır faiz ekonomileri canlandırmakta yeterli etkiyi yaratmazken, negatif faiz oranları bankacılık sisteminde karları aşağı çektiği için yarardan çok zarar getireceği endişesi yaratıyor. Ama merkez bankalarının talebi canlandırma ve enflasyon yaratma hedefl erini bir kenara bırakmaya niyetleri yok. Ve uzmanlara göre politika yapıcıların bir sonraki hedefi Nobelli Milton Friedman tarafından ortaya atılan ‘helikopterle para dağıtmak’ yani bir başka deyişle insanların para harcamasını sağlayacak teşvikler vermek.
Küresel büyüme görünümü kötüleşiyor
Küresel büyümeye dair görünümün, zayıfl amakta olan gelişen ekonomilere gelişmiş ekonomilerdeki zayıflamanın da eklenmesiyle gittikçe kötüleştiğini bildiren Citibank’a göre merkez bankaları paranın önündeki tüm engelleri kaldırmalı.
Citi ekonomistleri 2016 küresel ekonomik büyüme tahminini zayıfl ayan gelişen piyasalara ilave olarak gelişmiş ekonomilerde yavaşlayan aktiviteden dolayı yüzde 2.7’den yüzde 2.5’e indirdi. Citibank baş ekonomisti Willem Buiter, “Çin, Euro Bölgesi, İngiltere ve ABD’de helikopterle para saçılması hemen uygulanması halinde gelecek iki yılda resesyonun engellenebileceğini savunuyor.
Buiter gibi düşünen bir diğer isim Financial Times’ın etkili yazarlarından Martin Wolf. Merkez bankalarının bir sonraki adımını ‘mali genişleme’ olarak gören Wolf’a göre mali genişleme doğrudan para desteği şeklinde yani bir başka deyişle ‘helikopterle’ dağıtmak şeklinde olabilir. Önemli hedge fonlardan Bridgewater’ın kurucusu Ray Dalio’nun daha önce bu öngörüde bulunduğunu hatırlatan Wolf, Dalio’nun argümanını satırlarına şöyle taşıyor:
“Para politikası 1- düşük faiz oranları, para politikası 2- niceliksel gevşeme’ artık tükendi ve dünyanın doğrudan harcamaları teşvik etmeye yönelik ‘3. para politikası’na ihtiyacı var.”
Wolf dünyanın neden bu tip politikalara başvurmak zorunda olduğu sorusuna ise “Kısaca, küresel ekonomi sert bir şekilde yavaşladığı için’ yanıtını veriyor. Bunun arkasında yatan nedeni ise küresel tasarrufl arın artması ve ‘kronik talep açığı sendromunun’ kötüleşmesi olarak açıklıyor.
Sistem nasıl işleyecek?
Örneğin hükümet kamu programlarını finanse etmek için altyapı tahvilleri çıkarabilir ve bunlar doğrudan merkez bankası tarafından satın alınabilir. Sonrasında ise ulusal borca eklenmek yerine silinebilir. Ya da insanların konut gibi alımlarının kolaylaştırılmasına yönelik programlar geliştirilebilir. Daha radikal bir uygulama ise insanların cebine doğrudan para konulması. Örneğin İngiltere’de merkez bankası karar verdiği bir meblağı, diyelim ki 1000 sterlin, herkesin hesabına yatırabilir ya da insanların maaşlarına ekleyebilir. Bu sistem şu an Finlandiya ve İsviçre’de tartışılıyor. Finlandiya’da herkese belli bir aylık ödeme yapılması gündemde.
Her isviçreliye 2500 dolar
İsviçreliler de her bir bireye ayda 2500 dolar gelir garantisi verilmesi için referanduma gidecek. Bu hayata geçerse, İsviçre çalışsın ya da çalışmasın herkese aylık temel bir gelir sağlayan ilk ülke olacak. Tasarı, her yetişkine ayda 2500 dolar ve çocuklara 750 dolar verilmesini öngörüyor. Federal hükümet, tasarının maliyetinin yılda 215 milyar doları bulacağını hesaplıyor. Bunun 155 milyar doları vergilerden ve 60 milyar doları sosyal güvenlik harcamalarından karşılanacak. Japonya’da da bazı ekonomistler ücretlerin artırılması ve böylelikle harcamalarda artış sağlanması çağrısı yapıyor.
‘Havadan para saçmak’ ne demek
Enflasyon çoğu gelişmiş ülkede hedeflenenin altında. Faiz oranlarının tüm zamanların en düşük seviyelerde gezindiği şu günlerde ‘havadan para saçmak’ merkez bankalarının cephanesindeki bir diğer silah. 18. yüzyılda filozof David Hume ‘bir peri gelse ve herkesin cebindeki parayı iki kat artırsa ne olur?’ sorusunu sormuş ve aslında kimsenin daha zengin olmayacağı çünkü fiyatların da ikiye katlanacağı sonucuna varmıştı. Bu düşünce 1969’da Nobel ödüllü Milton Friedman tarafından tekrar gündeme getirildi. Ancak bu kez parayı dağıtan peri değil bir helikopterdi. Milton şöyle diyordu: “Bir helkopter geldiğini ve gökten 1.000 dolarlık banknotlar saçmaya başladığını farz edin.” Friedman, insanların bu nakdi ellerinde tutmak istemeyeceğini ve harcayacağını düşünüyordu. Bunun sonucunda harcamalar artacak ve fiyatlar da artacaktı. Fed eski Başkanı Ber Bernanke döneminde uygulanan, Japonya’da da örneği görülen bu uygulama bazı ekonomistlere göre merkez bankalarının enflasyon yaratmak için kullanacağı bir yöntem olabilir.