Rusya'nın doğalgaz kartının Avrupa'ya etkisi sınırlı

Enerji piyasası uzmanları Rusya'nın Çin ile doğalgaz anlaşması imzalamasının, Avrupa'ya etkilerinin sınırlı olmasını öngörüyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

LONDRA - Enerji piyasası uzmanları Batı'nın Rusya’ya yaptırım kartını göstermesinin ardından Rus enerji devi Gazprom’un Çin ile 38 milyar metreküp doğalgazın sevkiyatı için anlaşma imzalamasının, Rus gazına halen bağımlılığını sürdüren Avrupa üzerindeki etkilerinin sınırlı olmasını öngörüyor.

Rusya'nın enerji devi Gazprom ile Çin'in devlet gaz şirketi CNPC'nin 30 yıl süreyle yılda 38 milyar metreküp Rus gazının Çin'e sevkiyatını öngören anlaşmaya imza atmasını ardından  İngiltere’nin önde gelen düşünce kuruluşu Chatham House’un Kıdemli Enerji Uzmanı Anthony Frogatt, “Birçok ülke Ukrayna merkezli yaşananlardan sonra Rus gazına bağımlılığın yarattığı riski vurguladı. Önünüzdeki ay Avrupa Komisyonu bu bağımlılığı azaltmayı hedefleyen yeni bir enerji stratejisi ile sunacak” dedi. 

Avrupa’nın enerji güvenliğini artırmak ve Rus doğalgazına olan bağımlılığını azaltma hedefinin olmasını yanında özellikle Rusya’ya karşı batının uygulamaya sokması olasılığı olan yaptırımların genişlemesi ihtimaline karşı Rusya’da doğalgazını satabileceği güvenilir alternatif pazarlara ulaşmaya çalışıyor. Frogatt’a göre bu konuda en belirgin adım Çin’le varılan enerji anlaşması ile atılmış oldu. 

Frogatt, şöyle konuştu:

“Çok açık bir şekilde Avrupa, Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Fakat Rusya’ya da potansiyel ortaklar bularak enerji satışının çeşitlendirmeye çalışıyor. Bu açıdan Çin çok açık bir potansiyel alıcı konumunda... Zamanlamaya bakarsak, Rusya’nın bu oyunda en büyük zaferi kazandığının görüyoruz. Bir anlamda Rusya ‘eğer yaptırımlar varsa, uygulanıyorsa, merak etmeyin, Çin’e daha fazla doğalgaz satarız’ mesajı veriyor. Rusya’da iç politika açısından bakarsak bunun olumlu bir adım olduğunu görürüz “ifadelerini kullandı. 

Trusted Sources Gelişmekte olan Piyasalar Enerji Araştırmaları Direktörü Stephen O’Sullivan ise Çin ve Rusya’nın anlaşma sonucunda oluşturacakları boru hattının tamamen yeni bir hat olduğunu belirterek, "Doğu Sibirya’dan Çin’e gönderilecek olan doğalgazın Avrupa piyasasına gönderilmesi zaten söz konusun olmazdı. Finansal olarak Doğu Sibirya’daki gazın gönderilebileceği tek yer Çin...” dedi. 

Çin ve Rusya’nın imzaladığı ve yaklaşık 400 milyar dolarlık bir ticareti öngören anlaşmanın Avrupa açısından tam olarak anlaşılmadığını vurgulayan O’Sullivan, Rusya’nın anlaşma sayesinde Avrupa ile birlikte Çin’e de doğalgaz ulaştırarak iki büyük pazarı birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı olarak gördüğünü söyledi.

O’Sullivan, “Ben bu gelişmeyi olumlu görüyorum. Avrupa’nın endişelenmemesi gerekiyor. Diğer taraftan bakıyoruz Avrupa halen Rusya’ya yaptırım uygulamaktan bahsediyor. Avrupa Komisyonu’nda Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz tedariki konusunda sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini belirten bir açıklama yapıldı. Bu açıklama Avrupa’nın henüz boru hatlarının nasıl işlediğini anlamadığını gösteriyor” dedi. 

Rusya’nın Çin’le olan anlaşmasına rağmen halen batı Sibirya doğalgaz kaynaklarının Avrupa’ya satılmasının Rusya i çin karlı olduğunu belirten O’Sullivan, Çin’edoğalgaz satsa da satmasa da Rusya'nın Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacını karşılamaya devam edeceğini, çünkü doğalgazın farklı noktalarda tedarik edildiğini anlattı.

O’Sullivan, “Anlaşmanın yürürlüğe girmesi, boru hattının tamamlanması 6-7 yıl alacaktır. Çin’e satılacak olan doğalgaz neredeyse Almanya’ya Rusya’nın hali hazırda ihraç ettiği gaz miktarına eşit. Avrupa’nın Rus doğalgazına olan bağımlılığı halen çok yüksek ve tabii ki doğal olarak alternatif doğalgaz kaynaklarını araştırmaya devam ediyorlar” dedi.

Yeni alternatif Doğu Akdeniz ve Kıbrıs 

Doğu Akdeniz’deki doğalgazın Avrupa piyasasına ulaştırılması i çin Türkiye’nin öne çıktığını  belirten O’Sullivan, “İsrail, Lübnan, Kıbrıs... Hepsinin Doğu Akdeniz’de zengindoğalgaz kaynakları var. Ticari olarak bu kaynakların kullanıma sokulması son derece mantıklı görünüyor” dedi. 

Öte yandan Batı'nın Avrupa’nın doğalgaz güvenliğini sağlamak ve Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmak i çin alternatif  senaryo arayışı devam ediyor. Örneğin, en son ABD Başkan Yardımcısı Lyndon Johnson'ın 1962’deki Kıbrıs adasını ziyaretinden bu yana ilk kez bir başka ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden yeniden Kıbrıs'a ayak basmış oldu. Enerji uzmanları Kıbrıs adası açıklarındakidoğalgaz rezervlerinin de görüşmelerde önemli rol oynayabileceğini belirtiliyor. 

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) verilerine göre, 2011 yılında başlayan çalışmalarda Afrodit sahası olarak anılan 12. parselde yaklaşık 140-220 milyar metre küp gaz olduğu yönündeki bulgular bölgeye olan ilgiyi artırdı. Fakat özellikle İsrail, Lübnan, Suriye ve Kıbrıs adasını kapsayan Levant sahasında daha büyük zengin doğalgaz kaynaklarının var olduğuna inanılıyor. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu tahminlerine göre de bu sahada 20 milyar varil petrol değerinde 3,45 trilyon metreküp keşfedilmemiş doğalgaz bulunuyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir