Piyasalarda 'Deutsche’ sorusu!
Avrupa’nın dördüncü büyük bankası Deutsche Bank, 2008 küresel finans krizini tetikleyen türev işlemlerinin 60 trilyon dolara ulaşmış olması sebebiyle finans çevrelerinde tartışılıyor.
Hilal SARI BAŞARAN
DIŞ HABERLER - 2008 krizinin en önemli sebeplerinden biri olarak gösterilen türev işlemler, kriz sonrası bazı ihtiyati düzenlemelerle azaltılmış olsa da Uluslararası Ödemeler Bankası’nın son raporuna göre 2012’deki 700 trilyonluk zirvesinden düşerek bugün 550 trilyon dolara geriledi. Bu piyasadaki en büyük oyunculardan biri olan Alman finans kuruluşu Deutsche Bank ise 64 trilyon dolara ulaşan türev işlem hacmiyle bazı finans çevrelerince sisteme ciddi bir risk oluşturduğu şeklinde değerlendiriliyor. Finans piyasasının bazı risk analistleri en kötü senaryoları değerlendirdiklerinde Almanya’nın en büyük, Avrupa’nın ise dördüncü büyük bankası olması sebebiyle, işlemciler arasında Deutsche Bank’ın yeni bir Lehman Brothers olayına dönüşeceği endişelerinin arttığını dile getiriyorlar.
Türev büyüklüğü 64 trilyon dolara ulaştı
2013 yılının nisan ayından beri benzer uyarılar yapılan Zerohedge adlı web sitesinde bankanın CDS’lerinin yapılan açıklamalara ve hisse geri alım planlarına rağmen 2008 krizi öncesindeki Lehman Brothers’ın CDS’lerinkine benzer bir yükseliş gösterdiği vurgulanıyor. Sitede Bloomberg ve Deutsche Bank verilerinden derlenen veriler sonucu Deutsche Bank’ın türev büyüklüğünün 31 Aralık 2014 itibariyle 64 trilyon dolara ulaştığı, aynı dönemde Euro Bölgesi GSYH’sinin 13.2 trilyon dolar olduğu, Almanya’nın GSYH’sinin ise 3.9 trilyon dolar olduğu vurgulanıyor. En son şubat ayında yayınlanan ‘Deutsche Bank için paniklemenin zamanı geldi mi’ adlı analizde bankanın türev işlemlerindeki risklerin artık bilançosuna da yansımaya başladığı, bu sebeple 2008 krizinde bile görülmemiş rekor 7 milyar euroluk zarar kaydettiği belirtiliyor.
FT: Bilançolara her zaman inanmayın
Financial Times gazetesinin ‘Bilançolara her zaman inanmayın’ başlıklı verdiği makalesinde JPMorgan ve Deutsche Bank’ın küresel türev işlemlerin yüzde yirmisini oluşturduğu ve her iki bankanın da 50 trilyon dolardan fazla potansiyel risk taşıdığına dikkat çekiliyor. JPMorgan’ın bugünkü piyasa değeri 200 milyar dolarken, Deutsche Bank’ın piyasa değeri ise 23 milyar dolar.
Haberde Deutsche Bank’ın 2000 kat kaldıraçlı olduğu, bunun 1 dolara 2000 dolar değerindeki bir evi almaya kalkışmaya benzediği belirtiliyor. Haberde temelde bu bankaların 50 trilyon dolar kaybedemeyeceği, riskin büyük ölçüde karşılıklı yapılan türev işlemlerle azaltıldığına dikkat çekilerek ‘Bir evi alma vaadi veriyor, aynı zamanda o evi satma vaadi de veriyorsunuz. İlla aynı anda veya aynı fiyata olması gerekmez. Aradaki fark da bankaların türev işlemlerden elde ettiği potansiyel kar’ ifadeleri kullanıldı. Haberde brüt 50 trilyon doların üzerindeki Euro Bölgesi’nin toplam GSYH’sinin beş katına yaklaşan bir büyüklükteki türev işlemleriyle Deutsche, negatif faizlerin yaygınlaştığı Avrupa’da endişeleri artırıyor. Şubatta Deutsche Bank, yatırımcıların tahvillerin ödeneneyeceği endişesi üzerine finansal durumunun sağlam olduğunu açıklamış ve bu yıl yüzde 40’ı aşan kayıplarını yavaşlatmaya çalışmıştı.
Oscar’lı big short filmi de uyardı
En iyi uyarlanmış senaryo dalında Oscar ödülü alan ve 2008 finans krizinin türev piyasasındaki risklerden dolayı sert yaşandığını yansıtan “Big Short” adlı yapım da CDS adlı türev işlemlerin tekrar çok yüklü miktarda fakat artık büyük ölçüde farklı bir isimle ‘(bespoke tranche opportunity) gerçekleştiğiyle ilgili uyarıyla bitiyor. Michael Lewis imzalı Big Short isimli kitaptan uyarlanan filmde 2008 mortgage krizi öncesinde Michael Burry adlı işlemcinin CDS’lerdeki büyük tehlikeyi fark etmesi ve küresel finans krizin patlak vermesinden önceki dönemi anlatıyor.