Paranın değeri korunacak
G-20 ülkeleri, para birimlerinin değerlerinin düşürülmesinden kaçınma ve toparlanmayı tehdit eden dengesizlikleri azaltma politikalarını izleme konusunda anlaştılar.
GYEONGJU - G-20 ülkeleri, Güney Kore'nin Gyeongju kentinde düzenlenen toplantıda, para birimlerinin değerlerinin düşürülmesinden kaçınma ve ekonomideki toparlanmayı tehdit eden küresel dengesizlikleri azaltma politikalarını izleme konusunda anlaştılar.
G-20 ülkeleri ayrıca, gelişmekte olan ülkelere Uluslararası Para Fonunda (IMF) daha fazla söz hakkı verilmesini kabul ettiler.
Gyeongju kentinde düzenlenen G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları toplantısının sonuç bildirgesinde, "Temel ekonomik esasları yansıtan piyasanın belirlediği döviz kuru oranlarını gözeteceğimizi ve rekabetçi devalüasyonlardan kaçınacağımızı taahhüt ediyoruz. Gelişmiş ekonomiler, döviz kurlarında aşırı oynak ve düzensiz hareketlere karşı ihtiyatlı olacak" denildi.
Bu adımların bazı gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya olduğu sermaye akışlarında aşırı oynaklık riskini azaltacağına işaret edilen bildirgede, "Birlikte, istikrarlı ve iyi işleyen uluslararası para sistemini geliştirmek için çabalarımızı canlandıracağız ve IMF'ye, bu alanlardaki çalışmalarını artırması çağrısında bulunuyoruz" ifadesi kullanıldı.
G-20 ülkelerinin korumacı önlemlerin bütün biçimlerine karşı koymaya devam edeceği ve ticaretteki engelleri daha fazla azaltmak için önemli ilerlemeler kaydetme çabası içinde olacağı kaydedilen bildirgede, cari işlemlerdeki dengesizliklerin sürdürülebilir seviyelerde devam etmesi ve aşırı dengesizlikleri azaltmaya olanak sağlayacak politikaların izlenmesi ve harici sürdürülebilirliğin geliştirilmesi için çok taraflı işbirliğinin güçlendirileceği vurgulandı.
Gelişmekte olan ülkelere IMF'den daha fazla söz hakkı
G-20 toplantısında ayrıca, G-20 ülkeleri, Türkiye, Çin, Brezilya ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere IMF'de daha fazla söz hakkı verilmesi konusunda anlaştılar.
Bildirgede, "G-20 ülkelerinin, daha etkin, güvenilir ve meşru bir IMF oluşturulmasına ve IMF'nin uluslararası para ve finansal sistemi operasyonunu desteklemedeki rolünü oynamaya olanak sağlamasına yardımcı olacak IMF'nin kota ve yönetiminde reform yapılması teklifleri üzerinde anlaşmaya vardıkları" belirtildi.
IMF'de yoksulların oy hakkı korunmaya devam ederken, oy hakkının yüzde 6'dan fazlasının gelişmekte olan ülkelere geçeceği ve bu konudaki çalışmaların 2012 yılındaki IMF yıllık toplantılarına kadar tamamlanacağı belirtildi. IMF'nin 24 sandalyeli İcra Direktörleri Kurulu'nda 9 sandalyeye sahip Avrupa ülkelerinin 2 sandalyeyi gelişmekte olan ülkelere bırakacağı da kaydedildi. G-20 ülkeleri ayrıca, şu anda toplam 340 milyar dolar olan IMF kotalarının iki katına çıkarılmasını kabul ettiler.
IMF'nin küresel finansal güvenlik ağının güçlendirilmesi için Esnek Kredi Hattı'nın (FCL) olanaklarının artırılması ve İhtiyati Kredi Hattı'nın kurulması dahil kredi olanakları reformundan memnun olunduğu ifade edilen açıklamada, IMF'ye, şoklarla başa çıkmak amacıyla küresel kapasiteyi daha fazla düzeltme çalışmalarını sürdürme çağrısı yapıldı.
"Küresel ekonomideki toparlanma devam ediyor"
"Küresel ekonomideki toparlanma, kırılgan ve düzensiz olmasına rağmen devam ediyor" denilen bildirgede, birçok gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin güçlü olduğuna, ancak birçok gelişmiş ekonomide ekonomik faaliyetin hızının yavaş kaldığına işaret edildi.
Aşağı yönlü risklerin ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye farklılık gösterdiğine dikkat çekilen bildirgede, "Küresel ekonomi ve finansal sistemde ülkelerimiz arasındaki yüksek bağımlılık gözönüne alındığında, organize olmamış tepkiler herkes için olumsuz sonuçlara yol açacaktır. İşbirliği içinde olmamız zorunludur" ifadesine yer verildi.
G-20 ülkelerinin, işbirliği ve eşgüdüm içerisinde güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi sağlamada üzerine düşeni yapacağı vurgulanan bildirgede, küresel talebi sürdürmek, istihdamı ve büyüme potansiyelini desteklemek için yapısal reformların izleneceği, finansal iyileştirme ve düzenleyici reformların gecikmeksizin tamamlanacağı bildirildi.
Bildirgede, fiyat istikrarını sağlayacak ve böylece ekonomideki toparlanmaya katkıda bulunacak uygun para politikasının sürdürüleceği de belirtildi.
Geithner çıkan sonuçtan memnun
ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, toplantıdan çıkan sonuçtan memnun olduğunu söyleyerek, "Toplantıdan çıkan sonuçlar, küresel ekonominin işleyişinde gerekli değişiklikleri yansıtıyor" dedi.
Geithner, "Küresel ekonomi, gelecekte sürdürülebilir bir hızda, güçlü bir büyüme sağlayacaksa, daha istikrarlı finansal sistem kurmada başarılı olacaksak ve açık ticari sistemi korumak ve ticaret için fırsatları artırmayı sürdüreceksek, o zaman, krizden sonra toparlandığımız için küresel büyümede daha fazla dengeyi sağlamak amacıyla çalışmaya ihtiyacımız var" dedi.
ABD Hazine Bakanı Geithner'ın, G-20 üyelerine gönderdiği mektupta, "gelecek birkaç yılda cari açık veya fazlanın gayri safi yurtiçi hasılaya oranının belirli bir seviyenin altına indirilmesi" teklifi, Japonya gibi ihracata bağımlı ülkelerin tepkisini çekti.
ABD'li yetkililer, G-20 üyelerinin, "kendi para birimlerinin değerinin düşürülmesinden kaçınma ve aşırı dış dengesizlikleri azaltacak politikalar izleme" taahhüdünden memnun olduklarını dile getirdiler.
Bu arada Almanya Ekonomi Bakanı Rainer Bruederle, "ABD'nin parasal gevşetme politikasının yanlış" olduğunu söyledi.
Bruederle, G-20 toplantısından sonra yaptığı açıklamada, "ABD'nin parasal gevşetme ya da daha fazla likidite yaratma politikası konusunda eleştiri söz konusu. Gidilen yolun yanlış olduğunu gördüğümü tartışmada açıkça belirtmeye çalıştım. Bana göre, parada aşırı, daimi bir yükseliş, (döviz kuru) oranının dolaylı manipülasyonudur. Döviz kuru oranları piyasalar tarafından belirlenmelidir" dedi.
Strauss-Kahn: Yönetimdeki en büyük reform
Öte yandan gelişmekte olan ülkelere IMF'de daha fazla söz hakkı verilmesinin kabul edilmesini IMf Başkanı Dominique Strauss-Kahn, "tarihi anlaşma" olarak değerlendirdi. Strauss-Kahn, "Bu şimdiye kadar IMF'nin yönetimindeki en büyük reform" diye konuştu.
AB Komisyonu'nun ekonomi ve parasal işlerden sorumlu üyesi Olli Rehn de, "Bu küresel yönetimin reformunda bir dönüm noktası. Bugün küresel büyümede ve küresel yönetimde politik etkiyi yeniden dengeliyoruz" dedi. Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde, "Bu, gerçekten güç dengesini değiştiren ve gelişmekte olan ekonomiler dahil bütün ekonomilere yer açan uzun süredir beklenen bir reformdu" diye konuştu.
Hindistan Maliye Bakanı Pranab Mukherjee de, "Bizim şikayetimiz oy hakkının, mevcut ekonomik güçlenmeyi ve gerçeği yansıtması gerektiğiydi. Aksi takdirde, bu kurumun güvenilirliğini aşındıracaktı. Şimdi bu düzeltildi" diye konuştu.