On binlerce seçmen kararsız!
İskoçya'daki referandumun bir gün öncesinde bağımsızlığı destekleyenlerin oranı yüzde 48 seviyesinde
EDINBURGH - İskoçya'da yarın yapılacak referandum öncesinde anketler, Birleşik Krallık içerisinde kalınmasını destekleyenlerin bağımsızlık isteyenlerden daha fazla olduğunu gösterirken, on binlerce seçmenin kararsızlığı devam ediyor.
Umut ve heyecanla beklenen referandum öncesinde her iki tarafın da liderleri ve destekçileri kampanyalarını son günde de devam ettirdiler.
Referandumda yarın seçmene sorulacak olan "İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mıdır?" sorusuna verilecek yanıtlardan "Evet" sonucunun çıkması durumunda İngiltere ile olan 307 yıllık birlik son bulacak. Bu sonuç Birleşik Krallık'tan ayrılmanın yanı sıra ekonomik belirsizlik sürecini de beraberinde getirecek.
Birlik içerisinde kalınmasını isteyenlerin oranı yüzde 52
ICM, Opinium ve Survation tarafından yapılan üç anketin sonucuna göre, bağımsızlığı destekleyenlerin oranı yüzde 48'de kalırken, birlik içerisinde kalınmasını isteyenlerin oranı yüzde 52.
Bağımsızlık sonucunun çıkması halinde taraflar arasında, Kuzey Denizi petrolü vergi gelirlerinin paylaşımından, kullanılacak para birimi, AB üyeliği ve İngiltere'nin nükleer denizaltı üssünün durumuna kadar pek çok konuda uzun sürecek görüşmeler gündeme gelecek.
Son bir haftada iki kez İskoçya'yı ziyaret eden İngiltere Başbakanı David Cameron The Times'a yaptığı açıklamada, "Sonuç ne olursa olsun biz bir demokrasiyiz. Halkın sandıktan çıkacak ifadesine saygı gösterilmesi gerekiyor" dedi.
PİYASALAR MERAKLA SONUCU BEKLİYOR
Risk, piyasaların tahmininden daha yüksek
Bu arada İskoçya tarihi referanduma ilerlerken küresel piyasalar bağımsızlık senaryosunun yaratabileceği risklerden ve belirsizliklerden dolayı gelişmeleri endişeyle izliyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Deutsche Bank Londra Merkezi Kıdemli Stratejisti Oliver Harvey, küresel piyasaların referandumdan "hayır" çıkmasını beklediğini fakat bağımsızlık riskinin fiyatlanandan daha yüksek olduğunu belirtti.
İskoçya'nın bağımsızlığının İngiltere için olumsuz sonuçları olabileceğini kaydeden Harvey, "Bence hali hazırda piyasalar İskoçya'nın bağımsızlık riskini azımsıyor ve gerekenden düşük fiyatlıyor. Piyasada İskoçya'nın 'hayır' oyu vermesi yaklaşık yüzde 80 olasılıkla fiyatlanıyor. İskoçya'nın piyasalar için yarattığı risk piyasaların tahmininden daha yüksek" görüşünü paylaştı.
Harvey, İskoçya'nın bağımsızlığı durumunda piyasalarda ilk belirgin etkinin İngiliz sterlini üzerinde olacağını dile getirerek, "İngiliz sterlini dolar ve avro karşısında yüzde 4-8 değer kaybedebilir" uyarısında bulundu.
İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılması halinde ortak kamu borcunda da kendisine düşen payı almasının bekleneceğinin altını çizen Harvey, "İskoçya'nın bu borcu üstlenip üstlenmeyeceğini bilmiyorum" dedi.
Harvey, İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılması ve ortak para birimine kabul edilmemesi halinde kamu borcundan kendisine düşen kısmı üstlenmeyi reddedebileceğini vurguladı.
İskoçya'nın bağımsızlığı halinde İngiltere ile ya para birliği içerisine gireceğinin ya da gayri resmi şekilde İngiliz sterlinini kullanmaya devam edeceğinin altını çizen Harvey, İskoçya'daki bankaların yönetim merkezlerinin Londra'ya taşıyabileceğini, bu durumunda oluşabilecek finansal kayıpların ise İngiltere Merkez Bankası tarafında üstlenilebileceğini belirtti.
Uzmanlar, İskoçya'nın ekonomik büyüklüğü dikkate alındığında payına düşebilecek kamu borcunun 50-90 milyar sterlin olabileceğini tahmin ediyor.
"Ortak para birimi kötü bir fikir"
Merkezi Londra'da bulunan Adam Smith Enstitüsü Araştırma Direktörü Sam Bowman da konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ben ortak para biriminin kötü bir fikir olduğunu düşünüyorum. Fakat bağımsızlık taraftarları sıklıkla ortak para birimi istediklerini söylüyor. İskoçya bağımsızlığı durumunda sterlin birliğine dahil edilmezse kamu borcu içerisindeki payını da üstlenmemek için gerekli mazerete de sahip olacaktır" ifadelerini kullandı.
Olası bağımsızlık senaryosunun hem İngiltere hem de İskoçya ekonomileri üzerinde baskı yaratacağına işaret eden Bowman, "Ayrılık durumunda bazı bankalar yönetim merkezlerini Londra'ya taşıyacaktır. Fakat bunun İskoçya'nın finansal kapasitesi ile bir ilgisi yok, tamamen AB yasaları kapsamında böyle bir adım atılıyor" görüşünü paylaştı.
Bowman, bağımsızlık halinde yönetim merkezlerini Londra'ya taşımayı değerlendirdiklerini açıklayan Royal Bank of Scotland (RBS) ve Lyods Bankacılık Grubu gibi bankaların aslında ana operasyonlarını İskoçya'da tutmaya devam edeceklerini de öne sürdü.
İngiltere Başbakanı David Cameron'ın, bağımsızlık kararı alınması durumunda sınır kontrolleri yapılacağı yönündeki ifadelerini de değerlendiren Bowman, "Uluslararası ekonomileri etkileyecek bunun gibi adımların atılabileceğine inanmıyorum. Önümüzde İrlanda örneği var. İskoçya da aynı İrlanda örneğini takip edecektir" yorumunu yaptı.