Merkel'li Almanya Euro Bölgesi'nin lokomotifi olmaya devam edecek

İSTANBUL - Almanya geçtiğimiz hafta sonu yapılan seçimlerden sonra üçüncü kez Angela Merkel'i Başbakan olarak seçti. Merkel'in göreve başladığı 2005 yılından bu yana ekonomik göstergelerde önemli değişiklikler olurken, piyasa profesyonelleri Almanya'nın tasarruf politikasına devam edeceğini ve gelecek yıllarda da Euro Bölgesi'nde iyi performans sergileyeceği öngörüsünde bulundu. 

Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) derlenen bilgilere göre, Almanya'da cari fiyatlarda Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) Merkel'in ilk kez başbakan olduğu 2005 yılında 2.7 trilyon dolarken, bu rakam Merkel'in tekrar seçildiği 2013 dönemine kadar 3.5 trilyon dolara yükseldi. Almanya'da enflasyon 2005'te yüzde 1.9 oranında artış gösterirken artış hızı yüzde 1.6'ya düştü. Mal ve hizmetlerdeki ithalat oranı Almanya'da Merkel'in ilk seçildiği zamanda yüzde 6,1 iken Merkel'in seçimleri üçüncü kez kazandığı dönemde ise artış hızı en son yüzde 1.9'a düştü. Mal ve hizmetlerdeki ihracat oranı ise 2005 yılında yüzde
7.6 iken bu artış hızı 2013'teki en son verilere göre yüzde 2.3'e geriledi.

İşsizlik oranı ise Almanya'da 2005'te yüzde 11.2 oranındayken, 2013 yılı içerisinde en son derlenen verilere göre yüzde 5,6'ya indi. Almanya'da çalışan sayısı da 2005 yılında 38.8 milyon kişiyken, bu rakam 2013'ün şu anki döneminde 41.4 milyon kişiye yükseldi. Genel Hükümet Gelirlerinin GSYH'ye oranı da 2005'te yüzde 43.5'ten yüzde 44.3'e yükselirken, Genel Hükümet Harcamaları 1 trilyon eurodan, 1.2 trilyon euroya yükseldi. Genel Hükümet Harcamalarının GSYH'ye oranı 2005'te yüzde 46.9 iken, bu oran 2013'te yüzde 44.7'ye geriledi. Genel Hükümet Net Borcu ise 1.1 milyar eurodan, 1.5 milyar euroya yükseldi. Bu net borcun GSHY'ye oranı 2005'te yüzde 53,4 iken 2013'te derlenen en son verilere göre yüzde 56.3'e çıktı. Cari İşlemler Dengesi de 140.2 milyar dolardan 219.2 milyar dolara, Cari İşlemler Dengesinin GSYH'ye oranı yüzde 5'ten, yüzde 6.09'a yükseldi.

Mali birlik için yavaş adımlar
Angela Merkel'in seçimleri kazanmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan uluslararası finans kuruluşu Capital Economics'in Avrupa Başekonomisti Jennifer McKeown, seçimlerde Merkel'in tek başına iktidara gelebilmesi için yeterli oy alamadığını ve bundan sonra Merkel'den ana politik değişiklikler beklemediğini kaydetti. Almanya'nın hem dışarıda hem de içeride tasarruf politikalarına devam edeceğini ifade eden McKeown, mali birlik konusunda da Merkel'in sadece yavaş ve küçük adımlar atacağını bildirdi. Merkel'in aslında beklenenden daha fazla oy aldığını ancak bunun tek başına iktidar olabilmesi için yeterli olmadığını dile getiren McKeown, Merkel'in partisi olan Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ile Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) koalisyona gitmesinin Euro Bölgesi için iyi bir haber olabileceğini çünkü, SPD'nin daha az tasarruf içeren ve daha fazla büyümeye odaklı bir büyüme politikası yürütmek istediğini ve SPD'nin CDU kadar radikal bir yapıya sahip olmadığını vurguladı. McKeown, SPD'nin bir koalisyon  içerisinde politikalarını gerçekleştirebilecek kadar güçlü bir konumda olmadığını belirterek, Almanya'nın son ekonomik göstergelerin olumlu gelmesinden ve bu olumlu seyrin devam etmesinden dolayı bölgeye destek vermede güçlü bir konuma sahip olmadığını sözlerine ekledi.

İyi performans beklentisi
ABN AMRO Başekonomisti Aline Schuiling de Merkel'in bundan önce başbakanlık yaptığı dönemlerde Alman ekonomisinin kriz zamanında ve resesyon geçirdiği zamanlarda güçlü olduğunu ve hala Almanya ekonomisinin Euro Bölgesi'nde iyi bir performans sağladığını belirtti. İşsizliğin Almanya'da tarihi derecelerde düşük seviyelerde olduğunu ifade eden Schuiling, bütçe açığının son yıllarda eridiğini ve bütçe dengesinde küçük miktarda bir fazlalık meydana geldiğini, Almanya'nın ileriki yıllarda da Euro Bölgesi'nde iyi bir performans sergileyeceğini dile getirdi. Merkel'in şu anda koalisyon için olası ortaklarla görüşmeye başlaması gerektiğini vurgulayan Schuiling, büyük ihtimalle CDU'nun ve SPD'nin koalisyon ortağı olacağını çünkü CDU ve SPD bazı noktalarda ortak görüşe sahip olduğunu kaydetti. Schuiling, Merkel'in seçimleri kazanmasının iyi bir şey olduğunu çünkü bu durumun Euro Bölgesi'nin en büyük ekonomisinde politik istikrarın devam ettiği anlamına geldiğini ve bunun da tüm Avrupa'nın ihtiyacı olan bir şey olduğunu ifade etti.