Mega krizde tarihi dönüm noktaları
Bekir Kavruk, Obama'nın ziyareti, G20 zirvesi ve diğer güncel gelişmeler ışığında krizi değerlendiriyor
Türkiye'de medya Obama'nın tarihi ziyaretine odaklanmış bulunuyorken, Türkiye'ye en yüksek turizm geliri sağlayan Almanya'da gündemi önemli ölçüde 'Kemer'de metil alkollü sahte içkilerden zehirlenip ölen Alman gençlerin ölüm dramı' teşkil etmiş ve durum turizm mevsimi öncesi zaten sıkıntıları bulunan Türk turizmini adeta sabote etmiş bulunmaktadır.
Paranın kimilerinde kolaylıkla ahlakı bozacağı iddiası altında, örneğin gastronomi sektöründe olduğu gibi günümüz şirketlerinde dikkatli olunmayıp kontrol kaçırıldığı takdirde değil müşteri adına, dostluk adına dahi ortağın ortağını bile ahlaksızca aldatmaktan çekinmeyip her türlü istismarı yapması kaçınılmaz görülmektedir.
Nisan başında Londra'da toplanan aralarında Türkiye'nin de bulunduğu G20 zirvesinde Dünya'da ortaya çıkan Mega Krizin en önemli nedeninin " Kontrolsüz Kapitalizm" süreci olduğu gösterilmiş ve yapılan bu tespit 80'li yıllarda ortaya çıkıp, girişimcilere sınırsız özgürlük tanıma felsefesini taşıyan Neo – Liberal politikaların uygulama sürecinin artık son bulacağını işaret etmiş bulunmaktadır.
Bu gelişimin aynı zamanda dünya'da yüz yıl boyunca hakim olan Anglosakson modelinin son bulup yeni bir dünya düzeninin başladığı anlamına geldiği ileri sürülmektedir. Kimi otoritelere göre ise aslında bu yeni düzenin 70'li yıllarda olduğu gibi tekrar kendi içine dönen ulusal politikaların ağırlıkta olacağı bir dönemi teşkil edeceği ve özelikle bu durumun AB'de yeni sorunlar ortaya çıkaracağı düşünülmektedir.
Durumun böyle olması halinde ise zaten nüfusunun çok önemli bir bölümünün Avrupa'dan ciddi kültür faklılığı olduğu ileri sürülüp istenilmeyen Türkiye'nin AB'ye girişinin daha da zorlaşacağı öne sürülmektedir. Ancak işbaşına gelen Obama yönetiminin Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda daha aktif roller oynayacağını son gelişmelerin göstermiş olduğunu da belirtmekte yarar vardır.
Yeni dönem dünya da özellikle bankacılık ve finans sisteminde Türkiye'nin 2001 örneğinde olduğu gibi yeniden yapılanmasını beraberinde getirmekte ve gizlilik kurallarının kaldırılmasının yanında vergi cenneti olarak adlandırılan ülkelere sert yaptırımların gelmesi söz konusu olmaktadır.
Yenidünya düzeninde bir taraftan ekonomide enjekte edilmeye devam edilecek olan trilyonlarca dolarlık paraların gerçekten piyasalara aktarılıp aktarılmayacağını denetleyecek olan IMF'ye uluslar arası çok daha etkin ve güçlü işlev kazandırılmış, diğer taraftan ise bu düzende NATO'nun askeri bazda yeni rolü tartışılmıştır.
İlk resmi ülke ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştiren Obama'nın ziyareti doğu – batı eksenleri arası sosyal, kültürel, askeri, enerji alanlarında stratejik bir köprü olma özelliği taşıyan Türkiye'nin öneminin daha da arttığının göstergesi olarak yorumlanmaktadır. Bu ziyaretin Türkiye için tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmesinin nedeni ortaya atılan "Model Ortaklık" kavramı çevresinde ABD ile daha çok siyasi ve askeri işbirliğine dayalı olan ilişkilerin görülmedik ölçüde ekonomik temeller üzerine oturtulmasının yolunun açılması gösterilmektedir.
Tüm bu gelişmelerin yanında devam etmekte olan Mega Krizin gidişatının U, L ya da W formatlarından hangisi olacağı çok merak konusudur. Piyasaya basılarak enjekte edilen trilyonlarca doların yaratacağı çıkışların sonrası sürülen bu mega paraların özellikle Reel sektörde Japonya örneğinde yaşandığı gibi istenilen büyümeyi yaratamamasının enflasyonun hortlama riski ile bir araya gelmesi durumunda oluşacak tekrar düşüş trendinin W formatını ortaya çıkarma olasılığını daha güçlendirdiğini öne sürmek mümkün görünmektedir. Dolayısıyla piyasalarda ortaya çıkabilecek "boğa" havası karşısında yatırımcıların dikkatli olmasında ve "Ticari Gayri Menkul indekslerini" izlemelerinde yarar vardır.
SONUÇ
Mega Kriz sonrası yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayan yenidünya düzeninde oluşacak dengelerin Gorbaçov misali daha adil ve özellikle barışçıl inşası açısından değişim sloganı ile ortaya çıkan başkan Obama'nın önderliğinde yeni ABD yönetiminin oynayacağı rol dünyanın geleceğinin yeniden şekillenmesi açısından büyük önem arz etmektedir.
Obama'nın ilk resmi ülke ziyaretini Türkiye'ye yapmış olması dünya geleceğinin şekillenmesinde köprü işlevi taşıyan bir ülke olması itibariyle Türkiye'ye tarihinde hiç bu kadar yaklaşmadığı fırsatları yakalama imkânları doğurmuş bulunmaktadır. Bu fırsatların hayata geçirilmesi için Türkiye'nin hassas konularının yapıcı ve yaratıcı çözümleri dahil olmak üzere devletin uygulayacağı kararlı, istikrarlı politika ve stratejiler Türkiye'nin bu kez gerçekten gelecekte yükselen bir değer olup olmayacağı konusunda anahtar roller oynayacaktır.