Komşu ekonomistleri ikiye böldü

Yunanistan'ın iflastan kurtulmak ve Euro Bölgesi'nde kalabilmek için kabul ettiği ağır reform programının, ülke ekonomisini nasıl etkileyeceği uluslararası ekonomistleri ikiye ayırdı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yunanistan ve kreditörlerinin 3. kurtarma paketi için gerekli reformlar üzerinde anlaşma sağlaması ülke ekonomisine bir nebze nefes aldırsa da geleceğe ilişkin belirsizlikler devam ediyor.

Yunanistan ve Avrupalı kreditörlerinin 3. kurtarma paketi için gerekli reformlar üzerinde anlaşma sağlaması ve bu anlaşmanın ilgili parlamentolarda kabul edilmesi, üst üste temerrüde düşen Yunan ekonomisine bir nebze nefes aldırdı. 

Sermaye kontrolü nedeniyle 3 hafta boyunca kapalı kalan Yunan bankaları hafta başında yeniden açılırken, Yunanistan, EuroGroup'dan aldığı 7,16 milyar Euroluk "köprü finansman" ile Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası'na (ECB) olan borçlarını ödedi. Uluslararası kredi kuruluşlarından S&P de bu olumlu gelişmeler ardından ülkenin "CCC-" seviyesindeki notunu, iki kademe birden artırarak, "CCC+"ya yükseltti.  

Buna karşın, uluslararası ekonomistler, ağır şartlar içeren reform programının ülke ekonomisini nasıl etkileyeceği konusunda keskin görüş ayrılıkları yaşıyor.  

Bazı ekonomistler, 3. kurtarma paketinin daha önceki paketlerle aynı kaderi paylaşacağını ve Yunanistan'ı daha derin borç batağına sürükleyeceğini öne sürerken, diğerleri yeni kurtarma paketinin öncekilerden farklı olduğunu savunarak, ülkenin bu sefer düzlüğe çıkabileceğini belirtiyor.  

Konuya ilişkin soruları yanıtlayan Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Jacob Kirkegaard ve Capital Economics Avrupa Başekonomisti Jonathan Loynes, yaşanan görüş ayrılığını nedenleriyle ortaya koydu.  

"Yunanistan, siyasi açıdan daha istikrarlı" 

İyimser ekonomistler arasında yer alan Kirkegaard, 3. kurtarma paketinin önceki iki paketten daha başarılı olmasındaki en önemli rolü, Aleksis Çipras liderliğindeki SYRIZA hükümetinin oynayacağını vurgulayarak, "Şu anki reform programının daha önceki muhalefet partisi tarafından uygulanacak olması siyasi istikrar açısından çok olumlu. Geçen hafta, Yunan parlamentosu, reform planını öncekilerden çok daha ağır olmasına karşın yüzde 70'i aşan oy çoğunluğuyla onayladı. Muhalefet partilerinin de plana destek vermesi, yeni bir seçime gidilmesi halinde dahi saatin geriye döndürülemeyeceğine işaret ediyor. Bu, Yunanistan'da daha önceki kurtarma paketlerinde bulunmayan siyasi istikrarın sağlandığı anlamına geliyor" şeklinde konuştu.  

Kirkegaard, ayrıca uzun süredir daralan Yunan ekonomisinin, geçen yıl büyümeye başladığını hatırlatarak, "Mevcut hükümet son 6 ayda yaptığı yanlışları yapmasaydı, ekonomi şu an hala büyüyor olurdu" yorumunda bulundu.   

IMF'nin verilerine göre, 2010 yılından bu yana daralan Yunanistan ekonomisi geçen yıl yüzde 0,8 büyüdü. IMF'in tahminine göre ülke ekonomisi bu yıl yüzde 2,5 ve gelecek yıl ise yüzde 3,7 genişleyecek.  

 "Grexit ilk kez açıkça tartışıldı" 

  Bununla birlikte, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkmasının (Grexit) müzakerelerde ilk kez açıkça tartışıldığının altını çizen Kirkegaard, bunun Yunan hükümetinin kabullenici tutumunda etkili olduğunu dile getirdi.  

Kirkegaard, bu noktada "SYRIZA hükümeti dahil olmak üzere herkes, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkmasının bir felaket olacağını anladı ve bunun yaşanmaması için gerekeni yapmaya karar verdi" dedi.  

"IMF, borç hafifletmesini güvenilir kılıyor" 

Anlaşmanın borç yapılandırması konusunda çok net olmasıyla da öncekilerden ayrıldığını düşündüğünü aktaran Kirkegaard, özellikle IMF'nin kurtarma programına, ancak borç hafifletilmesini kapsaması durumunda katılacağını açıklamasının, bu tahaahüdü daha güvenilir kıldığını vurgularken, "Avrupalılar, Yunanistan'ın borcunu hafifletmezse, IMF'den ortak finansman sağlayamayacaklar, bu planın kredibilitesini artırıyor" görüşünü paylaştı.   

Jacob Kirkegaard, varılan anlaşmaya göre, borç yapılandırmasının Yunanistan'ın bu yılın sonunda gerçekleşmesi beklenen ilk gözden geçirmeyi başarıyla tamamlaması halinde onaylanacağını belirtirken, sözlerini "Yunanistan, parlamentosunda onaylanan reform programını başarılı bir şekilde uygulamaya koyarsa, ekonomisinin yeniden büyüme şansı oldukça yüksek. Çipras, yapmayı kabul ettiklerini gerçekleştirirse, bundan bir yıl sonra ülkesine kayda değer borç yardımı sağlayan lider olarak, tekrar büyüyen bir ekonomiye başbakanlık yapacak" diyerek tamamladı.  

 "Ekonomi üzerindeki baskı devam edecek" 

Karşı kampta yer alan Capital Economics Avrupa Başekonomisti Jonathan Loynes ise Yunanistan ekonomisinin uzun süre normale dönmeyeceğini gösteren güçlü sebepler olduğuna işaret ederek, "Bankalardan para çekilmesi ve uluslararası para transferlerine uygulanan sınırlamalar ekonomi üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek. Yunan ekonomisi uzun süre normale dönmeyebilir" dedi.  

Ülkedeki Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarının reform paketi gereğince yükseltildiğini anımsatan Loynes, bunun iç talebi ve harcamaları olumsuz etkileyebileceğini kaydetti. 

Loynes, ayrıca kurtarma paketindeki şartların hafifletilmemesi durumunda Yunanistan'ın tasarruf ihtiyacının daha da fazla artabileceğini ileri sürdü.  

"Yunan ekonomisi bu yıl yüzde 3 daralacak" 

 Yunanistan ekonomisinin, sermaye kontrollerinin kaldırılması ve bütçe hedeflerinin yakalanması durumunda dahi normale dönemeyeceği, ancak belki yavaş bir ilerleme kaydedebileceğini anlatan Loynes, bunun yanı sıra ülkenin Euro Bölgesi'nde yeterli rekabet gücüne sahip olamayacağını ifade etti. 

Loynes, son olarak Grexit'in hala en muhtemel senaryo olduğunu ileri sürerken, "Yunan ekonomisinin bu yıl yüzde 3 civarında daralabileceğini" sözlerine ekledi. 

Kurtarma paketi müzakereleri başladı 

Yunanistan, reform programının ikinci bölümünün parlamentoda onaylanmasını takiben, IMF, ECB ve AB'nin oluşturduğu kreditörleriyle 3. kurtarma paketi müzakerelerine bugün Atina'da başladı.  

Kritik tarih 20 Ağustos

Söz konusu kurtarma paketi, Yunanistan'a gelecek 3 yıl içinde reform karşılığı 86 milyar Euroluk finansman sağlanmasını öngörüyor. 

Yunanistan Hükümet Sözcüsü Olga Gerovasili, nihai anlaşmanın 20 Ağustos'a kadar imzalanmasının hedeflendiğini açıkladı. Ülkenin bu tarihte ECB'ye 3,2 milyar euroluk geri ödeme yapması gerekiyor.
              

Bu konularda ilginizi çekebilir