Kara kıta Afrika'da rekabet artıyor

Washington'da düzenlenen ABD-Afrika Liderler Zirvesi, Çin ve ABD arasında kara kıtada oluşacak ekonomik rekabeti gündeme getirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA  -  Washington'da düzenlenen ABD-Afrika Liderler Zirvesi, Çin ve ABD arasında kara kıtada oluşacak ekonomik rekabeti gündeme getirdi. 

ABD, Çin'in son yıllarda yer altı kaynaklarını değerlendirmek ve ticareti geliştirmek amacıyla yöneldiği Afrika kıtasında etkinliğini artırmak için  Washington'da "ABD-Afrika Liderler Zirvesi" düzenledi. ABD ile Afrika ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmek amacıyla pazartesi başlayan ve bugün sona erecek olan zirveye Afrika kıtasında yer alan 40'ın üzerinde ülkenin devlet başkanları katıldı. 

Zirvede, ABD Başkanı Barack Obama, Afrika ile ekonomik ilişkileri güçlendirmek için 33 milyar dolarlık finansman taahhüt etti. 

Zengin doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip olan kıtaya her yıl 60 milyar dolara yakın yatırım yaptığı tahmin edilen Çinli şirketler, özellikle madencilik ve petrol sektörlerinin önemli aktörleri arasında yer alıyor.  

Siyaset Ekonomi ve Hukuk Araştırmaları Merkezi (SEHAM) Uzmanı Ufuk Tepebaş, AA muhabirine, Afrika'nın stratejik konumu, güvenliği, zengin doğal kaynakları ve dünyanın en genç kıtası olmasından ötürü büyük bir rekabet alanı olduğunu söyledi. 

ABD başta olmak üzere tüm dünyanın, Çin'in Afrika'daki yükselişini ilgiyle takip ettiğini ifade eden Tepebaş, "2009 yılında ABD'yi geride bırakarak Afrika'nın bir numaralı dış ticaret ortağı olmayı başaran Çin'in 2013 yılında Afrika ile ticaret hacmi 210 milyar doları aştı. Söz konusu gelişme, ABD'nin kıtada pasif kaldığı yönündeki haklı eleştirileri de beraberinde getirdi. Washington'daki zirve, Beyaz Saray'ın bundan böyle daha kapsamlı bir Afrika politikası izleyeceğine ve dolayısıyla rekabetin çıtasının yükseleceğine işaret ediyor" dedi. 

"Çin, eşitlikçi ve ortak çıkarlara dayalı işbirliğini öne çıkarttı" 

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Selçuk Çolakoğlu da Çin'in, Afrika ile 2000'li yıllarda yeni bir ortaklık ve işbirliği dili geliştirdiğini belirterek, "Burada eski sömürgeci ülkeler (İngiltere, Fransa, Belçika, Portekiz) ile Soğuk Savaş'ın süper güçlerinden (ABD ve Sovyetler Birliği) farklı olarak Çin, söylem düzeyinde eşitlikçi ve ortak çıkarlara dayalı işbirliğini öne çıkarttı" diye konuştu. 

Çin'in, Afrika ülkelerinin kalkınma sorunlarına katkı sağlayacak şekilde baraj, otoyol ve demiryolu inşası gibi büyük altyapı projelerine imza attığını anlatan Çolakoğlu, "Çin bu şekilde kendisinin sadece Afrika'nın kaynaklarını sömürmeye gelen bir büyük güç olmadığını, gerçek amacının Afrika kaynaklarını da kullanarak ortak bir kalkınma hamlesi yapmak olduğunu anlatmaya çalıştı ve bunda da nispeten başarılı oldu" ifadesini kullandı. 

"İngiltere ve Fransa da Afrika'da yeni ittifak arayışlarına girecek" 

ABD'nin, küresel üstünlüğünü sürdürebilmek için Afrika kıtasında etkinliğini kaybetmemesi gerektiğini vurgulayan Çolakoğlu, şöyle konuştu: 

"Asya ekonomilerinin artık belli bir olgunluğa ve doygunluğa ulaşmaya başlamasıyla birlikte, Afrika kıtası zengin maden kaynakları ve verimli topraklarıyla dünya ekonomisinin hızlı büyüme vadeden tek adresi haline geldi. Bu açıdan yavaşlayan ekonomileri için yeni bir sıçrama tahtası arayan ABD, İngiltere, Fransa, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler için Afrika bulunmaz bir cazibe alanı oluşturuyor. Önümüzdeki dönem ABD ve Çin arasında daha çetin bir Afrika rekabetine sahne olacaktır. İngiltere ve Fransa da kendi geleneksel nüfuz alanlarını korumak için Afrika'da yeni ittifak arayışlarına girecektir." 

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, dünyanın en hızlı gelişen 10 ekonomisinden 7'si Afrika kıtasında yer alıyor. Büyümekte olan orta sınıf ve artan tüketim harcamalarıyla uluslararası şirketlerin ilgisini çeken sahra altı Afrika, dünyada doğrudan yabancı sermayeye en çok getiriyi sağlayan bölgeler arasına girerek, yatırımcıların da yeni gözdesi haline gelmiş durumda.  

IMF, 2013'te yüzde 4,7 büyüyen sahra altı Afrika ekonomilerinin, bu yıl yüzde 5,2, gelecek yıl ise yüzde 5,5 büyüyeceğini öngörüyor. 

Bu konularda ilginizi çekebilir