”İsrail'e karşı uygulayacağımız müeyyideler var”
Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği operasyonla ilgili uluslararası soruşturma komisyonu kurulmasını kabul etmemesi olasılığını değerlendirdi.
ANKARA - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği operasyonla ilgili uluslararası soruşturma komisyonu kurulmasını kabul etmemesi durumunda, Türkiye'nin uygulayacağı müeyyideler olduğunu ve "Her zeminde İsrail'in yalnızlaştırılacağını" söyledi.
Kanal 24 televizyonunda katıldığı bir programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Davutoğlu, İsrail'in yardım gemilerine düzenlediği operasyonun ardından birinci hedeflerinin konunun uluslararası gündemin en üst noktasına taşınması ve vatandaşların kurtarılması olduğunu ve bunların her ikisinin de yapıldığını belirterek, bundan sonraki aşamada ilk hedefin uluslararası bir soruşturma komisyonun kurulması olacağını söyledi.
"Bu konuda son derece haklıyız, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, millet olarak haklıyız" diyen Davutoğlu, bu amaçla her zeminde baskı yapacaklarını belirtti.
Bakan Davutoğlu, "İsrail'in uluslararası soruşturmayı kabul etmediğini resmi olarak açıklaması durumunda, uygulayacağımız müeyyideler var" dedi. "Her zeminde İsrail'i yalnızlaştıracağız, her zeminde..." diye konuşan Davutoğlu, bu konunun uluslararası hukuk bakımından takibinin de yapılacağını, ayrıca Gazze ablukasının kalkması için de çabaların süreceğini bildirdi.
Davutoğlu, gemilerde terör destekçilerinin olduğu iddialarının da açıklığa kavuşması için bağımsız bir soruşturma yapılması gerektiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, konvoy hareket ettikten sonra olabilecek gelişmelerle ilgili değişik planlarının olduğunu belirterek, Brezilya'da uçakları hareket etmek üzereyken müdahale haberinin kendilerine ulaştığını hatırlattı ve "daha önce hazırlanan plan çerçevesinde harekete geçtiklerini" ifade etti.
"Eğer İsrail, gemileri barışçıl bir şekilde uyarmış ve gemiler Gazze karasularına yaklaşmış olsaydı ve burada bir sorun doğsaydı yapabileceklerimiz farklıydı" diyen Davutoğlu, yapılan planlamaya göre birinci hedeflerinin BM Güvenlik Konseyi kararı çıkarmak, ikinci hedeflerinin bunu diğer uluslararası platformlara taşımak olduğunu belirtti.
Dış politikasında eksen kayması
Bütün vatandaşların ve bütün yolcuların salimen İsrail dışına çıkarılmasının öncelikli hedefleri olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "bunun için konulan 24 saat süre içinde tek bir kişinin İsrail'de kalmadığını" kaydetti. Davutoğlu, "İsrail'in bu süreyi aşması durumunda İsrail ve Amerika tarafı ne olacağını çok iyi biliyordu" dedi.
"Hükümetin, olabilecekleri önceden bildiği ve önlem alınmadığı" yolundaki suçlamalarla ilgili konuşan Davutoğlu, "Hükümetin, bakanlığın ya da kurumların bu konuda ihmalinin söz konusu olmadığını" vurguladı.
Davutoğlu, "yurt dışında Türkiye'yi suçlayan bazı çevrelerin, hükümetin, teşvikte bulunduğunu iddia ettiğini, Türkiye'de de gemilere neden bir savaş uçağının eşlik etmediği yolunda eleştiriler olduğunu" belirterek, "bu iki eleştiriye aynı anda muhatap olmanın bile bu eleştirilerin geçersizliğini ortaya koyduğunu" kaydetti.
Yardım insiyatifin tümünün Türk insiyatifi olmadığını ifade eden Davutoğlu, "haksız bir ambargoya karşı protesto çabasını ve insani yardım hareketini engelleyemeyeceklerini, buna resmi bir nitelik katmanın da sivil hareketin sivil niteliğini ortadan kaldıracağını" söyledi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Bizim demokratik bir ülke olarak, herhangi bir sivil toplum kuruluşuna direktif verme hakkımız yok" dedi.
Türkiye'nin dış politikasında eksen kayması olduğu yönündeki tartışmayla ilgili de konuşan Davutoğlu, kendilerinin hiçbir zaman "Biz Avrupa Birliği idealinden vazgeçtik" demediklerini vurguladı.
Davutoğlu, olabilecek her imkanı değerlendirerek bir fasıl daha açmaya çalıştıklarını, bu konuda her türlü çabayı gösterdiklerini, AB konusunda hiçbir ihmalde bulunmadıklarını bildirdi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "bu konuda mevcut politikayı eleştirenlerin; Türkiye'yi Avrupa'ya değil Doğu'ya yüzünü dönmekle tenkit edenlerin, anayasa değişikliğini de aynı şevkle desteklemeleri gerektiğini" kaydetti.